Güncelleme Tarihi:
AVRUPA Birliği (AB) üyesi 28 ülkenin devlet ve hükümet başkanları, özellikle ekonomik kriz nedeniyle uzun süredir geri planda tuttukları “2030 için çevre ve enerji paketi” üzerinde saatler süren pazarlıkların ardından uzlaşmaya vardı. Liderlerin üzerinde anlaştıkları önlemler üç ana ayak üzerine oturtuldu. Sera gazlarının, 1990 verileri temel alınarak 2030’a kadar yüzde 40 azaltılması bu ayaklardan ilkini oluşturuyor. Diğer iki ana önlem ise yenilenebilir enerjinin genel enerji içindeki payının yüzde 27 seviyesine yükseltilmesi ve AB’deki enerji tüketiminin yüzde 27 oranında düşürülmesi olarak belirlendi.
İNGİLTERE ETKİLİ OLDU
AB Komisyonu’nun önerilerine büyük ölçüde uyularak alınan kararlardan sadece sonuncusu “uzlaşı ruhu” çerçevesinde şekillendi. AB Komisyonu, enerji tüketimindeki düşüşün yüzde 30 seviyesinde olmasını istiyordu ancak İngiltere bu seviyenin aşağı çekilmesi ve yüzde 27’ye düşürülmesi konusunda ısrarcı oldu. Yenilenebilir enerji konusundaki hedefin ulusal alanda gönüllü, AB düzeyinde ise bağlayıcı olması, enerji tüketiminin düşürülmesinin ise gönüllülük temeline oturtulmasında da İngiltere etkili oldu. İngiltere Başbakanı David Cameron, “İngiltere’nin istediği buydu ve istediğini aldı” dedi.
AVRUPA’NIN YENİ UFKU
Fransa’nın 2015’te ev sahipliğini yapacağı ve iklim değişikliğiyle mücadelede küresel önlemlerin alınmasının planlandığı zirveyi “diplomatik başarıya” dönüştürme isteği ile AB’nin “örnek oluşturma ve ABD ile Çin gibi ülkeleri bağlayıcı hedefler belirlemeye zorlama çabası uzlaşı sağlanmasında etkili oldu. Elektrik alanında yüzde 90 kömüre bağımlı olan Polonya’nın yanı sıra Romanya, Bulgaristan, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti’ne “enerji geçişini” sağlama konusunda destek sözü verilmesi de bu bağlamda gerçekleşti. Yenilenebilir enerji alanında AB’nin lideri konumundaki Almanya’nın Başbakanı Angela Merkel, “Varılan anlaşmanın Avrupa’ya söz hakkı ve uluslararası iklim görüşmelerinde müzakere pozisyonu sağlayacağını” söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın “Avrupa için yeni bir ufuk” değerlendirmesini yaptığı uzlaşma, çevre örgütlerine göre ise olması gerekenin gerisinde kaldı.