Güncelleme Tarihi:
Deloitte Türkiye'nin birleşme ve satın alma raporuna göre, dünyada 2007'de yaklaşık 3,5 trilyon dolarlık işlem değeriyle zirve yapan birleşme ve satın almalar, küresel finans krizinin etkisiyle büyük bir düşüş trendine girerek, 2009 yılında son 10 yılın en düşük seviyesi olan 1,2 trilyon dolar seviyesine geriledi. 2013 yılının 9 ayındaki toplam işlem değeri ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2 artış göstererek 1,7 trilyon dolara ulaştı.
Bu dönemde, telekomünikasyon, enerji, gayrimenkul, finansal hizmetler ve üretim işlem yapılan ilk 5 sektör oldu. Toplam işlem değeri sıralamasında ise önceki yıllarda olduğu gibi ABD, Avrupa ve Asya-Pasifik öne çıktı.
Türkiye'de her yıl ortalama 15 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen birleşme ve satın alma işlemleri, 2012 yılını 22 milyar dolarla kapadı. Hem hacim hem de değer olarak son beş yılın rekorunu elinde tutan 2012 yılında özellikle büyük çaplı özelleştirmelerin toplam işlem değerini ciddi oranda yükselttiği görüldü.
2013 yılının dokuz ayında ise geçen yılın aynı dönemine göre işlem sayısında belirgin bir azalma gözlemlendi. 2012 yılının dokuz ayında 198 işlem gerçekleştirilirken, 2013'ün aynı döneminde yalnızca 121 işlem gerçekleştirilerek toplamda 11 milyar dolarlık işlem seviyesine ulaşıldı.
EN BÜYÜK İLGİ ABD'Lİ YATIRIMCILARDAN
2007-2012 yıllarını kapsayan beş yıllık dönemde yatırımcı profili eşit bir dağılım gösterdi. Bu dağılımda yerli yatırıcımlar 554, yabancı yatırımcılar
ise 563 birleşme ve satın alma işlemine imza attı. Ancak her ne kadar işlem adedi birbirine çok yakın olsa da yabancı yatırımcıların değer açışından Türk yatırımcılara üstünlük sağladığı görüldü. Üstünlüğü sağlayan bu yabancı yatırımcılar arasında ise Türk şirketlerine en çok ilgi gösterenler sırasıyla ABD, Almanya, İngiltere, Fransa ve Hollanda merkezli oldu.
Her yıl ortalama 1,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen finansal yatırımcı işlemleri, 2008 yılında 4,9 milyar dolar ile en yüksek seviyesine (Migros'un BC Partners, Turkven Private Equity ve DeA Capital konsorsiyumu tarafından 3,1 milyar dolar karşılığında satın alınmasının etkisiyle) ulaşmıştı.
Rapora göre, Finansal yatırımcı ilgisinin son üç yılda istikrarlı bir artış göstermesine karşın 2013 yılının dokuz ayında gerçekleşen düşük aktivite, 2013 yılının gerçekleşen birleşme ve satın alma işlemlerinin adetsel anlamda zayıf bir yıl olacağını gösteriyor. Daha çok satın alma ve birleşmelerle beslenen uluslararası doğrudan yatırımlarsa, küresel krizin de etkisiyle ani bir düşüş göstermekle beraber henüz 2008 öncesi seviyelerine ulaşamadı.
2013 yılının 8 ayında (küresel ekonomideki belirsizlikler ve yakın coğrafyadaki olumsuz gelişmelerin etkisiyle) Türkiye'ye yalnızca 7,5 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırım girişi gerçekleşti. Gelecek dönemde ise yabancı yatırımcıların Türkiye'yi yakından izlemeye devam edeceği ancak gerek jeopolitik, gerek global ekonomik konjonktürden ötürü ilgilerinin yıldan yıla değişim gösterebilecek. Global sermayenin el değiştirmeye başlamasıyla Asya-Pasifik ülkelerinden Türk şirketlerine olan ilgilinin de önümüzdeki dönemde yoğunlaşması beklenecek.