Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE, hazırgiyim ve konfeksiyonda dünyanın 7’inci büyük, Avrupa Birliği’nin, Çin’den sonraki ikinci büyük tedarikçisi konumunda. Örme giyim ve çorapta da dünyanın 3’üncü büyük üreticisiyiz. Türkiye’ye ihracatı öğreten sanayi kolu olarak şu anda 81 vilayetin tamamında üretim yapabilen hazırgiyim ve konfeksiyoncularımız ürünlerini de dünya genelinde 217 ülkeye satabiliyor. Yatırım ve istihdamda, katmadeğerli üretimde, dış ticaret fazlasında tartışmasız lider olan hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü, sanıldığı gibi önemini ve ağırlığını da kaybetmiyor. Tam tersine yıllar itibariyle hem küresel çapta hem de Türkiye ekonomisi içindeki ağırlığını artırdı.
İHRACAT 30 YILDA 20 KAT BÜYÜDÜ
Hazırgiyim vekonfeksiyon sektöründe üretimde istihdam sayısı 2011’de 278 bin 354 kişiydi. 2013 sonu itibariyle bu rakam 490 bin kişiye yükseldi. Aynı dönemde sektörde faaliyet gösteren firma sayısı ise 21 bin 575’den 33 bin 802’ye çıktı. En çarpıcı gelişme ise yıllar itibariyle hazırgiyim ve konfeksiyon sektörünün ihracatında yaşandı. Sektör 1980 yılında sadece 106 milyon dolarlık ihracat yapabiliyordu. Aynı yıl Türkiye toplam ihracatı ise 2.9 milyar dolardı. Sektörün ihracattaki payı yüzde 3.6’ydı. 1984 yılına gelindiğinde Türkiye toplam ihracatı 7.1 milyar dolara, hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı ise 989 milyon dolara çıkmıştı. 2013’te 17.1 milyar dolarlık ihracata ulaşan hazırgiyim ve konfeksiyon, bu yılı (2014) 20 milyar dolarlık ihracatla kapatmaya hazırlanıyor. Böylece, 1984-2014 arası 30 yılda sektörün ihracatı 1 milyar dolarlardan 20 milyar dolara çıkmış olacak.
DIŞ TİCARET FAZLASI
Sanayi sektörleri arasında ‘ithalat-ihracat’ verilerine bakıldığında en yüksek fazlayı veren sektör de hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü. Sektör, 2012’de 12.6 milyar dolar olan dış ticaret fazlasını 2014‘te 14.1 milyar dolara yükselterek bu konuda liderliğini pekiştirdi. Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü şu anda tek başına toplam Gayrisafi Milli Hasıla’nın yüzde 3’ünü, imalat sanayi üretiminin yüzde 6.2’sini, Türkiye toplam ihracat gelirinin yüzde 11.3’ünü sağlıyor. Sektör imalat sanayiindeki toplam istihdamın ise yüzde 15’ini gerçekleştirmiş durumda.
KATMA DEĞERLİ ÜRÜN
Türkiye’de 24 sektör içinde en fazla katma değerli ürün ihraç eden üçüncü sektör olan hazırgiyim ve konfeksiyon, kilogram başına 24 dolarlık değere ulaştı. Türkiye toplam ihracatının kilogram başına değeri henüz 1.6 dolar seviyesinde bulunuyor. Hazırgiyim ve konfeksiyon sanayicileri ise yeni teknoloji yatırımları ile kilogram başına ihracat değerini 30-35 dolar seviyesine çıkarmayı hedefliyor. Türkiye’de halen mücevherat sektörü kilogram başına 766.2 dolar, savunma sanayi ise 25.7 dolarlık ihracat yapabiliyor. Ancak bu iki sektörün ihracatı ve yerli katma değer oranları henüz çok düşük. Bu nedenle hazırgiyim ve konfeksiyon sektörünün dış ticaret açığını azaltan etkisi bu sektörlere göre çok daha yüksek.
Merkez İstanbul güneydoğu atakta
TÜRKİYE’nin 81 vilayetinin tamamında üretim yapabilen bir sanayi sektörü olarak ülkemizin ‘sosyal sigortası’ konumundaki hazırgiyim ve konfeksiyon firmalarımızın 26 bin 716’sı Marmara Bölgesi’nde faaliyet gösteriyor. Bunların 24 bin 437’si İstanbul’da. Ege Bölgesi’nde 2 bin 838, iç anadolu’da bin 358 ve Akdeniz’de bin üç firma var. Güneydoğu Anadolu ise son yıllardaki yatırım atağı ile 989 hazırgiyim ve konfeksiyon firması sayısına ulaştı. Karadeniz ve Doğu Anadolu’da ise sırasıyla 804 ve 269 firma faaliyette.
Çin’e göre yüzde 47 daha değerliyiz
TÜRKİYE’nin hazırgiyim ve konfeksiyon ürünleri rakiplerine göre daha yüksek katma değer ve fiyatla satılıyor. Çin, AB ülkelerine ortalama kilogramı 12 Euro’dan, Bangladeş 11 Euro’dan ürün satarken, Türkiye 17 Euro’dan satıyor. Türkiye’nin hazırgiyim ve konfeksiyon ürünleri AB ortalama ithalat birim fiyatı baz alındığında yüzde 36, Çin’in ortalama birim fiyatı baz alındığında ise yüzde 47 daha yüksek birim fiyatıyla satılıyor. Bütün bunların dışında Türkiye’nin AB’deki pazar payı da 2009-2013 arasında yüzde 12.4’ten yüzde 12.9’a yükselmiş durumda ki küresel krizin en etkili olduğu bu dönemde sektörün ne kadar yüksek bir performans gösterdiği de ortaya çıkıyor.
Korumacılık rekabet gücümüzü zayıflatıyor
İSTANBUL Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, hazırgiyim ve konfeksiyon sanayicilerinin kullandığı bazı tekstil ürünü hammaddelerin ithalatına konulan ‘ek vergi’nin sektörün rekabet gücünü zayıflattığını söyledi. Tanrıverdi, “Türk hazırgiyim endüstrisi olarak ülkemiz ekonomisinin en önemli yapı taşlarından biri konumundayız. Sosyal barışın ve huzurun olmazsa olmaz sektörleri arasında ilk sıradayız. 20 milyar dolara yaklaşan ihracatımızla, kuyum ve savunma sanayinin ardından en yüksek katma değeri üreten sanayiyiz. Global rekabetin her geçen gün yeni bir boyut kazandığı dünyada, uzun vadede zarardan başka bir şey sağlamayacak olan ‘ek vergi kalkanına’ sığınmadan, üretim çeşitliliğine, markalaşmaya, tasarıma inovasyona yönelmek zorundayız” dedi.
TEHLİKELİ YAKLAŞIM
Tanrıverdi, hazırgiyim ve konfeksiyon sektörünün en önemli tedarikçisi olan tekstil sektörünün, korumacı yaklaşımlarla bugünü kurtarmak için Türkiye’nin geleceğini riske etmesini çok tehlikeli bir yaklaşım olarak gördüklerini belirterek, şöyle devam etti: “Tekstil sektörünü temsil eden bazı sivil toplum örgütlerinin, son dönemde hazırgiyim üreticilerine darbe vuran ek vergi uygulamasını savunmak adına, üstelik de bizim ihracat, üretim ve istihdam rakam-larımızı kullanarak kamuoyu yaratma girişimini çok yanlış buluyoruz. Ek vergi uygula-masının istihdam ve ihracatın lokomotifi konumundaki hazırgiyim ve konfeksiyon sektörünün maliyetlerini yükselttiği gerçeğini bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz.”
MALİYET VE İŞSİZLİK
İHKİB Başkanı Tanrıverdi, tekstilcilerin talebiyle konulan ek vergiler nedeniyle, hazırgiyim ve konfeksiyon ürünlerinde fiyat tutturamamanın neden olacağı pazar kaybına da vurgu yaparak şunları söyledi: “Kapanacak hazır giyim firmalarının, yüzde 10’ları bulan işsiz ordusuna yenilerinin eklenmesinin sorumluluğu; kendini geliştirmek, global dünyaya ayak uydurmak yerine ek vergilerin arkasına sığınanlara ait olacaktır. Bugün her şeye rağmen hazırgiyim ihracatı artıyorsa bu tamamen bizim sektörümüzün yüksek katma değerli ürün üretme ve pazarlamada elde ettiği başarının sonucudur. Kamuoyunun doğru bilgilenmesi için; bir yandan hazırgiyim sektörünün geleceğini ciddi tehlikelere atabilecek kararlar çıkartıp sonra da bu olumsuz koşullara rağmen destansı başarıya imza atan sektörümüzün rakamlarını kendi verileriymiş gibi kullanan tekstil sektörünü bu anlayıştan vaz geçmeye davet ediyoruz.”
KALİTE VE MODAYI EN UYGUN FİYATA SATAN ÜLKEYİZ
ORKA Grup Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, “Türkiye olarak kaliteyi ve modayı en uygun fiyata satan ülkeyiz. Yanlış anlaşılmasın ‘ucuz’ satmıyoruz. Bence tüm rekabet stratejimizi de buna göre oluşturmalıyız” dedi. Orakçıoğlu şöyle konuştu: “Hazırgiyim sektörü bazen kendini ifade etmekte zorlanıyor. Bu yüzden hak etmediği eleştirilerle, algılarla muhatap kalabiliyor. Kumaş ihracatında kilogram başına 8-10 dolar, no name hazır giyimde 25-30 dolar, markalı hazırgiyimde 50-150 dolara ulaşan katma değere ulaştık. İtalya ve Fransa’nın motivasyonu bozuk, finansal sorunları var ve kendi pazarları daralıyor. Bunlar da bizim için fırsat.”
CARİ AÇIĞI İNDİREN SEKTÖR DESTEKLENSİN
EGE Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Kızılgüneşler, şöyle konuştu: “Avrupa, küresel krizde stok riskinin ne kadar büyük problem olabileceğini anladı. Uzakdoğu’dan büyük alımlar yapmak yerine daha küçük adetlerde daha kısa aralıklarla Türkiye’den alım yapma yoluna gttiler. Sektör dünyada ortalama yılda yüzde 4.5 büyüyor. Ürün sayısı ise yüzde 13 artıyor. Artık insanlar daha fazla giysi alıyor. Bence bizim önümüzdeki en önemli iki konu tarladaki pamuk üretiminin desteklenmesi ve artık sektörel teşviklerin de verilmesidir. Bundan sonra cari açığı indiren sektörlere destek verilmeli. Bu kadar istihdam yoğun sektör hak etti desteği hâlâ almıyoruz.”
ÜRETİMDE DE MARKA OLMAK ÇOK ÖNEMLİ
ÖZAK Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık, şu anda A Plus, A ve B üstü tüm markaların üretimlerini Türkiye’ye kaydırmış olduğunu vurguladı. Akbalık “Bu da gösteriyorki ‘üretimde de marka olmak’ çok önemli. Şu anda küresel markaların kendi çizgilerine en uygun koleksiyonlar Türkiye üretiliyor. Bundan sonra Türkiye’nin küresel hazırgiyim markaları çıkarması ve üretim üstünlüğümüzü onların da kullanması önemli. Teşvik sistemine gelince, hazırgiyim ve konfeksiyonu kolay taşınabilir sanmak yanlış. Biz, Malatya ve Şanlıurfa’da üretim yapıyoruz ama verimlilikte istediğimiz noktaya ulaşmak zaman aldı. Özellikle istihdam yüklerini hafifletecek desteklere ihtiyaç var.”