Güncelleme Tarihi:
Türkiye'de reel faizin negatife gelmesi, kur tarafında eski hareketliliÄŸin olmaması ve hisse senetlerinin hala riskli olarak görülmesi vatandaşı ve kurumları tasarruflarını deÄŸerlendirme konusunda oldukça zorlamaya baÅŸladı. Bu durum paranın profesyonellerce yönetilmesinin de önünü açtı. Sektör temsilcileri, mevzuatın da uygun hale getirilmesiyle ÅŸu anda 50 milyar lira olan portföy yönetim pazarının çok hızlı bir büyümeyle 2015'te 150 milyar liraya ulaÅŸacağını tahmin ediyor.  Â
Sektördeki gelişmeleri değerlendiren Rhea Porföy Yönetim Kurulu Başkanı Onur Takmak, "Eskisi gibi mevduattan yüzde 20 alırım, oturduğum yerde param para kazanır dünyası geride kaldı. Faizlerin yüzde 6'nın altına indiği, enflasyonun 6.2 olduğu bir Türkiye'de, artık negatif reel faizin olduğu bir noktaya gelmiş durumdayız. Bunun elbete nakit zengini şirketler, vakıflar, dernekler, sendikalar ve bireysel tasarruf sahipleri için son derece önemli sonuçları var. Örneğin, bir emeklilik fonusunuz ve her sene belli bir gelir tutturmanız lazım. Faizler yüzde 2'yken bir emeklilik fonunun her yıl yüzde 5 ile 6 arasında gelir elde etmesi gerekiyor. Türkiye bu noktaya 2013 başı itibariyle gelmiş bulunuyor." dedi.
Sektörün gelişmesi için Türkiye'nin zenginleşmesi, negatif reel getiri ve uygun mevzuattan oluşan üç saç ayağının bir araya geldiğine dikkat çeken Takmak, bunun sektörde sıçrama yaratacak düzlemin oluşmasını sağladığını da söyledi.
 |
HİSSE SENEDİ VE BONO GÖZDE OLACAK |
Takmak, Rhea Portföy yönetimi olarak gelecek iki senede tatmin edici getirilerin, hisse senetleri ve kurumsal bono piyasasında oluşacağını tahmin ettiklerini belirterek şunları söyledi: " Önümüzdeki iki senelik dönemde faiz, mevduat ve doların tatmin edici getiriler sunabileceğini düşünmüyorum. Diğer taraftan hükümetin kredi piyasasındaki artışın yüzde 20'nin üzerine çıkmaması yönünde aldığı tedbirler borçlanmayı pahalı hale getiriyor. O zaman, Türkiye'de önümüzdeki iki senede borçlanma pahalı olacak. Bu da tasarruf sahiplerine bir fırsat yaratacak. O da kurumsal bonolar. Mevduatın üzerinde 4 ya 5 puan üzerinde getiriyle bir fırsat olarak ortaya çıkacak. "İkinci alan ise kaçınılmaz olarak, ürün çeşitliliği olmadığı için hisse senetleri olacak. Her ne kadar rekor seviyelere gelmişsek de, daha bir şey görmedik. Hele bir de Fitch'ten sonra ikinci bir derecelendirme kuruluşu Türkiye'ye 'yatırım yapılabilir' notunu verirse o etkiyi daha artırır. Endeks içinde zaman zaman düzeltmeler ya da kağıt değişimleri yaşansa da buradaki fırsat arayışı sürecek. Ayrıca özellikle son yüzde 15'lik artışta hep yabancı girişi etkili oldu. Burada da fiyatlar arttıkça hata yapma riski artıyor. Profesyonel yönetim de işte burada devreye giriyor. Paranın bu kadar ucuzladığı ve ucuzlamaya devam edeceği dönemde altındaki yükseliş trendinin devam etmesini bekliyoruz. " |
750 milyar lira kazandırmıyor
Takmak, şu anda 50 milyar lira olan pazarın, 2015'te 150 milyar liraya çıkacağı ve aktif fon yönetim talebiyle bağımsız fon yönetim şirketlerinin pazardaki payının da yüzde 20 ile 30 arasında olacağını da öngördü.
Takmak şöyle devam etti: "Türkiye'de yerli yatırımcıların toplam tasarrufları yaklaşık 900 milyar lira. Bunun 450 milyar lirası TL mevduatta, yaklaşık 200 milyar lirası döviz tevdiat hesaplarında ve 100 milyar liralık kısmı da bonoda. Bu tabloya bakıldığında, enflasyon ve stopaj gibi diğer unsurlar da dikkate alındığında tasarrufların 750 milyar lirası negatif getiri sağlıyor. Buradan bir kayış olması kaçınılmaz. Bunun dinamoları bireysel emeklilik sistemi, fon piyasasındaki hareketlilik ve tabi ki yeni SPK Kanunu'nun altını dolduracak olan ve sektörün büyük beklentisi olan tebliğler olacak. Bundan sonraki çalışma stratejilerimizi üzerine kuracağız tebliğleri sektör olarak bekliyoruz."
Sektör stratejik, vergi eşitlik şart
SPK tebliğlerindeki düzenlemelerin ver sektörü boğmaması gerektiğine işaret eden Takmak, bu sektörün ülkeye sağlayacaklarının tıpkı enerji sektörü gibi stratejik önemde olduğunu belirtti.
Takmak, "Önümüzdeki dönemde müşteri tarafında talep olacak, bu nedenle gelecek talebi kucaklayacak kurumsal yapıya ihtiyaç var. Bunun oluşması için portföy yönetimi sektörünün desteklenmesi ve haraket alanının genişletilmesi lazım. Bu şirketlere yönelik ticari gerçeklerle uyumsuz bir yaklaşım sergilendiği zaman parasının yönetilmesini isteyen insanların karşısında muhatap kalmaz. Sektörün bu nedenle o tip düzenlemelerle boğulmaması lazım. Diğer taraftan vergisel konuda da yurtdışına kurulan ve vergiden muaf olan portföy yönetimi şirketleri ile SPK Kanunu'na tabi Türkiye'de kurulanlar arasına bir eşitlik olmasını istiyoruz. Çünkü bu sektörün büyümesi lazım. Tasarruf sektörü tıpkı enerji gibi Türkiye için stratejik bir alandır." dedi
Türkiye'nin sırtı yere gelmez
Takmak, Türkiye'nin tasarruf birikiminin 5 trilyon liraya çıkması durumunda ülkenin sırtının yere gelmeyeceği hatırlatmasını yaparak, buna uygun vergi anlayışının şart olduğu uyarısında da bulundu.
Takmak, "2023'te tasarruf birikiminin şimdiye kıyasla yaklaşık beş katına çıkıp 5 trilyon lira olduğunu ve bunun yarısının da portföy yönetim şirketleri tarafından yönetildiğini düşünelim. Böyle bir Türkiye'nin sırtını hiç kimse yere getiremez. Çünkü, şu anda ekonomimizi hep dış kaynaklarla çeviriyoruz ve bu da bize cari açık olarak yansıyor. Her sene 150-200 milyar borçlanarak kendimizi çeviriyoruz. Tasarruf geliştirip, finansmanda dışa bağımlılığı kırdığımız zaman ekonomik ve politik olarak bu ülkenin sırtı yere gelmez. Bu sektörden aldığınız vergi 20 ile 30 milyonu geçmez. Ancak almayarak çok büyük cansuyu ve destek vermiş olursunuz." dedi.
 |
GİRİŞİM SERMAYESİNDE ÇOK AGRESİF DEĞİLİZ |
Son dönemde girişim sermayesi tarafında da önemli hareketlilik yaşandığına işaret eden Takmak, bu alanda çok agresif olmadıklarını ve şu andaki tempoyu koruduklarını söyledi. Takmak, "Borsa İstanbul Türkiye ekonomisin küçük bir kısmını yansıtıyor. İMKB'de olmayıp da özellikle e-ticaret, sağlık, perakende gibi yeni alanlarda fırsatlar sunan şirketler var. Bu şirketlere ulaşmak istiyorsanız, İMKB dışında bu şirketlere ortak olmanız gerekiyor. Girişim sermayesindeki artışın arkasındaki ana neden bu. Türkiye ekonomisindeki gelişmeye paralel olarak bu şirketlere de ilgi artıyor. Bu aslında öngörülebilir şeyler. Girişim sermayesi tarafında global şirketlere kıyasla daha mütevaziyiz. Yaklaşık 80 milyon liralık bir varlık yatırımımız söz konusu. Sağlık ve teknoloji alanlarına ilgi duyuyoruz. Hedeflerimiz elbette bu tarafı da çok büyütmek ama şu andaki temposunu çok da zorlamak istemiyoruz." dedi. |
 |
'AL BU TİŞÖRTÜ GİY' DEMİYORUZ |
Şu anda portföy yönetimi piyasasında geniş kitlelere daha önceden hazırlanmış konfeksiyon ürünler sunulduğunu söyleyen Takmak, kendilerinse 'Yeni Nesil Portföy Yönetimi' modeliyle terzilik yaptığını ifade etti.Takmak, "Her müşteriye yaklaşarak ihtiyaçlarını belirliyoruz. 'Al bu tişörtü giy' demek yerine ona her mevsim, hem değişen hava koşulları hem de farklılaşan vücut ölçüleri için ayrı özel takım elbiseler dikiyoruz. Herşeyin önüne müşteriyi koyan bir yatırım yönetimi yaklaşımı. Ayrıca daha çok enstrüman sunmak için sürekli kendimizi geliştiriyoruz ve buna yönelik eleman istihdam ediyoruz." |