Güncelleme Tarihi:
İki yıl öncesine kadar başta Cumartesi anneleri olmak üzere her toplantıya, her yürüyüşe katılan anne Fadime Göktepe (75) ilerlemiş yaşına rağmen Gezi Parkı’na da, yaşananlara da yabancı değil.
ALİ İSMAİL’İ AĞLAYARAK İZLEDİ
Ali İsmail Korkmaz’ın dövüldüğü görüntüleri ağlayarak izlemiş, diz ağrılarına aldırmadan Berkin Elvan’ın cenazesine de katılmış. “Hepsi Metin gibi gülüyordu. Allah onların ailelerine de sabır versin. Öyle kolay değil ki evlat vermek. Hasta olsaydı da evinde yatağında ölseydi, o kadar ağrıma gitmezdi. Metin demek benim için hâlâ zor” diyor.
ÇOK TATLI BİR ÇOCUKTU ABLASI
Sabahları işe giderken kaybolana kadar arkasından baktığı oğlunun “Ben evlenirsem yanıma alırım seni” sözlerini hatırlıyor; oğlunun yanındaki boş mezarı aldığını anlatıp “Evlenip alamadı ama mezarda yanına aldı işte” diyor. Bana dönüp “Çok tatlı bir çocuktu ablası” deyince Meryem Göktepe araya giriyor: “Bakın size ablası diyor, siz ondan küçüksünüz ama o hâlâ öldüğü yaşta.”
BERKİN’İN ESMER GÜLÜMSEYİŞİ...
Meryem Göktepe ise Gezi süresince yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Öldürülmelerden tutun, inkâra, savunmaya, saklamaya, mahkemelere kadar çok benzerlik var. Bize de Ali İsmail Korkmaz’da olduğu gibi ‘Düşmüştür, arkadaşları yapmıştır’ denildi. Eğer o haliyle bıraksaydık Metin duvardan düşmüş olacaktı. Ali İsmail’in dövülüşünü gördüğümde Metin’in kapalı kapılar ardında dövülüşünü de görmüş oldum. Mahkeme mahkeme gezdirdiler davayı, hatta kadın hakim sürüldü. Berkin’in yüzünü çok benzettim Metin’e, esmer gülümseyişi. Cenaze yürüyüşü de Metin’inkine benzedi.”
KABUL ETMEDİK AMA ÖZÜR DİLENDİ
“Her kalkan cenaze bizim evden kalktı, yeniden yeniden... Her ölüm Metin’i yeniden öldürdü. O günle bugün arasında çok fark var mı? Gönül isterdi ki iyiye gitsin ama iyiye gitmiş bir durum yok. O gün annem kabul etmedi ama bir özür dilediler. Devlet mahkûm oldu, tazminat ödedi. Mesut Yılmaz ‘Bulun şu polisleri, mahkemeye çıksınlar’ diyebilmişti. Çok mu istemişti, sanmıyorum ama kamuoyu böyle bir şeyi istiyordu ve bekliyordu; dolayısıyla ona cevap vermiş oldu.”
SAĞDUYU OLSAYDI SEKİZ GENÇ ÖLMEZDİ
“Bugün burada buna benzer bir sağduyu gösterilebilseydi sekiz genç ölmezdi yani. Dediğim gibi o gün annemden özür dilenebilmişti, bugün Berkin’in annesi yuhalatıldı; ki ekmek almaya gitmiş bir çocuktu o. Sistem olağanüstü bir karşı duruş, inatlaşma, restleşme gösterdi. Sonuçta ateş düştüğü yeri yakıyor. Bizim 18 yıllık, bazı kayıp ailelerinin yıllardır yaşadığı o travmayı yeniden yeniden hortlattı.”
HRANT DİNK'İN DE DEDİĞİ GİBİ...
Meryem Göktepe: “İki çocuğum var, onların da utanç duymayacakları bir ülkede yaşamalarını istiyorum. Kimseyi düşman görmesinler. Bu memleketi hakikaten çok seviyoruz. Hrant Dink’in dediği gibi ‘Gözümüz var bu topraklarda ama gömülmek için’.