Güncelleme Tarihi:
Toplantıda konuşan DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, Soma’da yaşanan olayın ardından dördüncü günü yaşadıklarını belirterek, “Gerçekten acımız büyük, tarif edilemez bir acı ve üzüntüyle yine bugün bir aradayız. Onların ölümüne neden olan biliyoruz ki kapitalizmin kar hırsı, taşeronlaştırma, güvencesiz işçi çalıştırma. DİSK olarak bu sisteme karşı, işçilerin yaşamına kasteden yaşama hakkını ortadan kaldıran tüm sermaye politikalarına karşı mücadeleyi büyüteceğimize bir kez daha söz veriyoruz“ dedi. Kani Beko’nun sağlık durumu ile de bilgi veren Çerkezoğlu, “Dün DİSK Genel Başkanı Kani Beko İzmir’de polis saldırısı sonunda tazyikli suyla yaralandı. Şu an hala hastanede tedavisi devam ediyor. Görme ve işitme kaybı var" diye konuştu.
BAŞBAKAN "ALLAH’IN YAZGISIDIR" DEMİŞ, BU FİKRE KESİNLİKLE KATILMIYORUZ
DSF Genel Sekreteri Yorgos Mavrikos, çok üzgün ve yasta olduklarını belirterek, şunları söyledi: “Bütün dünya işçileri tek bir aileyiz. Aile bireylerimize karşı işlenen bu suçtan dolayı çok üzgünüz. Burada bulunmamızın öncelikli sebebi, bu suç sonucu hayatını kaybeden arkadaşlarımıza taziye mesajlarımızı iletmek, geride kalan ailelerle dayanışma içinde olduğumuzu belirtmek. Duyduğumuz kadarıyla Türkiye Başbakanı bu olaylar için 'Allah’ın yazgısıdır' demiş. Bu fikre kesinlikle katılmıyoruz. Dünya üzerindeki herkes sıradan insanlar bunun yazgı olmadığını biliyor. Ve bunun bir suç olduğunu ve bu suçun sorumluları olduğunu somut nedenleri olduğunu biliyor. Bu suç neden işlenmiştir? Bu suç kapitalizmin kar hırsı nedeniyle işlenmiştir. Daha fazla para kazanmak için işlemiştir. İnsanları dikkate almayan sadece para kazanmayı hedefleyen sistem nedeniyle işlenmiştir"
İLK HEDEFİMİZ, KONUYU ULUSLARARASI KURUMLARIN GÜNDEMİNE GETİRMEK
Bir basın mensubunun ‘Soma’ya gidecek, oralarda incelemelerde bulunacak mısınız?" sorusuna Mavrikos, “Seyahat planlarını yaptıklarını sadece bir saat önce İstanbul’a geldik. Şu anda ilk hedefimiz, konuyu uluslararası kurumların gündemine getirmek. Örneğin bizim Dünya Sendikalar Federasyonu olarak İsviçre’de Uluslararası Çalışma Örgütü’nde Ve New York’ta Birleşmiş Milletler binasında daimi temsilciliklerimiz var. Konuyu BM ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün gündemine taşıyacağız “ yanıtını verdi.
Mavrikos, basın mensuplarının “Soma’daki maden sahibinin 4 gün sonra yaptığı basın toplantısı sonucu trafodan çıktığı sanılan yangının başka olduğunu öğrendik. Bu konudaki düşünceniz nedir" demeleri üzerine, " Arkadaşlar bu durumu çok iyi biliyoruz. Biraz önce de söyledim. Bu yaşananlar Allah’ın yazgısı değil, her şeyin sorumlusu patronlar. Hükümet ve hükümet yetkilileri gerçeği gizlemeye çalışıyorlar, gerçeği gizlemek içinde ellerinden geleni yapıyorlar. Bu noktada işçilere, sendikalara başka bir görev daha düşüyor. Biz gerçeği apaçık bir şekilde topluma, halka anlatmalıyız. Bu kazanın neden yaşandığını anlatmalıyız halka" dedi
SOMA’DA YAŞANAN TAM TEŞEKKÜLLÜ BİR İŞ CİNAYETİDİR
Bu arada Arzu Çerkezoğlu söz alarak, şöyle konuştu: “İlk günden itibaren şunu söylüyoruz. Soma’da yaşanan bir kaza değil, Soma’daki süreç bir kader değil, Soma’da yaşanan apaçık bir katliamdır. Soma’da yaşanan tam teşekküllü bir iş cinayetidir. İşçi cinayetidir. Çünkü orada yaşanan bu katliamın nedeni, yıllardır söylediğimiz bütünüyle ortadan kaldırılmasını istediğimiz özelleştirme politikalarıdır. Taşeronlaştırma politikalarıdır. Veriler çok açık. Aynı madeni TTK işlettiği zaman ölüm oranlarıyla, aynı madeni özel bir şirket, taşeron bir şirket işlettiği zaman ölüm oranları kat be kat artmaktadır. Türkiye’de maden kazaları, madenlerde ölüm özelleştirme süreciyle birlikte artık iş cinayetlerinde patlama yaşanmıştır. Bunun sorumlusu açıkça her şeyi ama her şeyi kar hırsıyla gören, kar odaklı gören odaklı yaklaşan insan odaklı yaklaşma yerine kar odaklı yaklaşan sermaye düzenidir. Ve bu sistemi sürdüren ve sistemli kalıcı hale getirmek için her gün yeni bir adan hükümetin devletin politikalarıdır. Patronlar basının karşısına geçmişler. Daha o madende kaç tane işçinin çalıştığını bilmeyenler ki bu orada kayıt dışı çalışmanın da olduğunu gösterir. Kaç tane işçinin yerin altında olduğunu söyleyemeyenler oradaki kazanın gerekçesinin trafo patlaması ya da başka bir şey olduğunu açıklayamayanlar, bu sürecin esas sorumlularıdır. Esas olarak madenler başta olmak üzere tüm alanlarda, sektörlerde kuralsız, güvencesiz çalıştırmanın, taşeronun ortadan kaldırılması gerekmektedir. Dünkü eylemimizde ifade ettiğimiz dört acil talebimiz bu sürecin çözümü noktasında kalıcı adımlar atılabilmesi için ilk atılması gereken adımdır. Bu kadar büyük bir katliamdan sonra Çalışma Bakanı, Enerji Bakanı hatta Başbakan’ın o koltuklarda oturmamalıdır"
MAVRİKOS : HİÇBİR ZAMAN BİR BAŞBAKAN, ‘BU YAZGIDIR. BU MESLEĞİN FITRATINDA VARDIR’ GİBİ AÇIKLAMALAR YAPMADI
Basın mensuplarının Başbakan Erdoğan'ın , "İş kazası. Burada da oldu. Bunun yapısında, fıtratında bunlar var" şeklindeki açıklamasıyla ilgili bir soruya Mavrikos, şu yanıtı verdi: “Hayır bu teoriye kesinlikle katılmıyoruz, karşıyız bu fikre. Yaşananın bir talihsizlik olduğunu düşünmüyoruz. Yanlış zamanda yanlış yerde olmak, tesadüf olduğunu, Allah’ın yazgısı olduğunu düşünmüyoruz yaşananların. Dünyanın başka ülkelerinde yaşandığında da fikrimiz böyle. Sevgili arkadaşlar yaklaşık 10 yıldır Dünya Sendikalar Federasyonu’nun Genel Sekreterliği görevini yürütmekteyim. Bu görevim sırasında çok sayıda ülkede temaslarda bulundum. Çok sayıda iş kazası, iş cinayeti sonrası ülkeleri ziyaret ettim. İlk defa bu sefer bir başbakandan bu kadar yüksek düzeyli hükümet temsilcisinden, sözcüsünden böyle bir açıklama duyuyorum. Daha önce 70 kadar benzer olayın yaşandığı ülkeyi ziyaret ettim. Hiçbir zaman bir Başbakan, ‘Bu yazgıdır. Bu mesleğin fıtratında vardır’ gibi açıklamalar yapmadı. Böyle bir açıklamayı daha önce hiçbir ülkede duymadım"