606 milyon dolar daha gitti

Güncelleme Tarihi:

606 milyon dolar daha gitti
Oluşturulma Tarihi: Ekim 29, 2000 00:00

Haberin Devamı

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilen Etibank ve Bank Kapital'in toplam risklerinin 606.2 milyon dolar olduğu açıklandı. Bu paranın 438.2 milyon doları Etibank'a, 168 milyon doları ise Bank Kapital'e ait. Yani, Fon şimdilik bu yükü üstlenecek. Fon, Hazine'den önceki 8 banka için 6.1 milyar dolar borç istedi.

ÖNCEKİ akşam Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilen Etibank ile Bank Kapital, devletin sırtına 606.2 milyon dolarlık yeni bir yük daha getirdi. BDDK Başkanı Zekeriya Temizel, bu iki bankanın toplam riskinin 415 trilyon lira (606.2 milyon dolar) olduğunu açıklarken, bunun 438.2 milyon dolarının Etibank'a, 168 milyon dolarlık kısmının ise Bank Kapital'e ait olduğu öğrenildi.

Düzenlediği basın toplantısı ile Etibank ve Bank Kapital'in Fon'a devredilmesi hakkında bilgi veren Zekeriya Temizel, bankaların riskine ilişkin şunları söyledi:

‘‘Yalnız bu tahsil edilemeyen alacaklara ayrılan karşılıklardan da kaynaklandığı için bunlardan ne kadarının tahsil edileceği, ne kadarının hakim boyutunun olduğu, özelikle şu an hakim hissedarların kullandığı kredilerle ilgili olarak, getirilip ödeme planı veya ödenmeyenlerle ilgili işlemler göz önüne alındığında bu zararın miktarı inşallah azalır. Öyle olmasa da bu nihai bir zarar değildir.’’

Bunun yapılacak tahsilatlarla çok büyük ölçüde ortadan kaldırılabilecek bir zarar olduğunu belirten Temizel, ‘‘Herkesin algıladığı gibi 'böyle bir zarar var, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu buraya parayı hemen götürüp verecek' gibi bir anlam asla çıkmayacaktır’’ diye konuştu.

7.4 TRİLYON LİRA

Şu anda Fon'da bulunan 8 bankanın vermiş oldukları kredilerden ödenmeyenlere tahakkuk ettirdikleri temerrüt faizleriyle beraber tutarının 7.4 katrilyon lira olduğunu açıklayan Temizel, şöyle dedi:

‘‘Demek ki bu alacak tahsil edildiği zaman Fon bankalarının zararlarının büyük bir kısmının karşılanabileceği kendiliğinden ortaya çıkıyor. Temerrüt faizlerinin abartılı olduğunu kabul ediyorum. Ancak, temerrüt faizlerini tamamen bir tarafa bırakıp sadece reel değerini koruyarak bu alacakların tahsil edilmesi halinde bile şu anda bankaların tahsil etmesi gereken alacak tutarı tam 5 katrilyon liradır. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu bu alacaklarla bu bankaları yeniden sisteme döndürür ise eğer elbette ki belirli zorluklarla karşıkarşıya kalacaktır. Onun için Fon'daki aktif yönetim birimimiz bu alacakları devralmak suretiyle bunları almak suretiyle onun karşılığında Hazine'den borç olarak sağlamış olduğu kaynakları bu bankalara verip bunları sağlıklı bir yapıya kavuşturacaktır.’’

HAZİNE'DEN BORÇ

Temizel, Hazine’den alacakları borçla ilgili şu bilgileri verdi:

‘‘Bu çalışmanın sonucunda 8 banka için Hazine'den 6.1 milyar dolarlık borç istedik. Bunun karşılığında Hazine bizim adımıza borçlanacak. Ancak bunlar kesin olarak piyasaya çıkartılıp da borç alınacak kağıtlar değil. Gerektiğinde kullanılmak üzere verilmiş olan kaynaklar olacak. Belki Hazine'nin paraya çevirmesine gerek olmadan bulacakların tahsili sonunda biz o kağıtları kullanma gereğini de duymayacağız. Bu talepte de bulunduk Hazine'den. Pazartesi günü bu talebimiz Hazine'den karşılanmış olacak. Ve Fon bankalarının artık mali bünyelerinin rehabilatasyonu ile ilgili çalışmamız çok büyük ölçüde gerçekleştirilmiş olacak. Kurul'umuz Fon'dan banka alacak olan yatırımcıların niteliklerini belirledi. Bunları da kamuoyuna açıklayacağız. ’’

Fon'daki bankalarla ilgili eylem planı önümüzdeki hafta açıklanacağını söyleyen Temizel'in verdiği bilgiye göre, iki banka da eylem planına dahil edildi. Temizel'in yaptığı açıklamalardan bazıları ise şöyle:

BANKA SAHİPLİĞİ DEĞİŞECEK: Türkiye'de banka ve banka sahipliği kavramı değşiecek. Banka sahibi bankasından kendisine sermaye aktarmayacak, sermaye koyacak. Banka, sahibinin sermayesini kullanacak. Banka sahibi olma kriterlerini yakında kamuoyuna açıklayacağız.

POLİSİYE OPERASYON: Kurul, ekonomik bir birimdir. Dolayısıyla yaptığımız her işte bir suç ve suçlu aranmasın. Polisiye olaylar bankacılık sektöründe istisnai olaylardır. Bankacılık risk alma sanatıdır. Bazen risk yönetilemez hale gelir. Kurulun dikkate aldığı ilk olay, riskin yol açtığı zararları kaldırmaktır. Bu zararların giderilmesi mümkün olduğu sürece geceyarısı operasyona olmaz. Biz, iki bankada uyarıları yaptık. Önlem alınmasını istedik. Banka sahipleriyle görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelerden sonra çıkar yol olmadığı anlaşılınca Fon'a devir kararı aldı.

Başka banka yok, paniğe kapılmayın

BDDK Başkanı Zekeriya Temizel, el konulacak başka bankalar bulunduğuna ilişkin iddiaları yalanladı ve ‘‘Şu anda aynı durumda olan ve sistem açısından risk oluşturan başka bankalar olsaydı, onlar için de kesinlikle aynı şey yapılırdı. Önümüzde bunu yapmayı engelleyecek hiç bir güç yok. Olamaz’’ diye konuştu. Mudilerden paniğe kapılmamalarını isteyen Temizel, bu konuda şunları dile getirdi:

‘‘Bu bankalarla ilişkide bulunan mudilerin ve diğer alacaklarının hiçbir şekilde endişe etmesini gerektirecek bir durum yok. Pazartesi günü bankalarına gittiklerinde her türlü işlemlerinin yerine getirildiğini görecekler. Ancak onlara buradan çok açık önerim; herhangi bir şekilde dedikoduya kapılıp veya yanlış söylentilere inanıp bazı haklarından mahrum olmasınlar. Örneğin vadesinden önce 'paramı çekeceğim' diye vadesini bozup faiz gelirinden mahrum olma gibi... Bu iki tane banka Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu sahipliği altında dün akşamdan itibaren normal faaliyetlerini olduğunu gibi sürdürüyor. Her türlü yükümlülüklerini yerine getiriyor. Hiç kimsenin bu konuda telaş etmesine veya endişeye kapılmasına gerek yok.’

Sabah'ın satışıyla ilgisi var mı?

BDDK Başkanı Zekeriya Temizel, toplantının soru-cevap bölümünde sorulara şu yanıtları verdi:

- Etibank'a el konulmasıyla, Sabah hisselerinin satışı arasında ilişki var mı?

- Hayır ilk incelememizde böyle bir ilişki görmedik. Sabah'ın hisse devriyle, banka hissedarlığı arasında ilinti yok.

- Etibank ve Sümerbank kamu bankalarıydı. Özelleştirildikten sonr tekrar kamuya dönmesini nasıl karşılıyorsunuz?

- Kamudaki bankaların özelleştirildikten sonra tekrar kamuya dönmesi elbette üzücü. Ancak bu olayı, kamunun yanlış seçimi olarak algılamak bana göre mümkün değil.

- İki bankanın durumu daha önceden belli değil miydi?

- Biz 60 gündür görevdeyiz. İzleme bölümümüz bankaları periyodik olarak izliyor. Gerekenler yapıldı, yapılıyor. Ben ortaya çıkan olaylarda sürekli olarak geçmişti birşey aramanın doğru olduğuna inanmıyorum. - İki bankada kişisel sorumluluk var mı?

- Kişisel sorumluluk ortaya çıkarsa, gereği yerine getirilecek. Şu anda sahhiplik açısından risk yok. Ama şahıs sorumluluğu açısından gereği neyse o yapılır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!