Güncelleme Tarihi:
Hem sektörünüz hem ekonomi çok yoğun ama bu gündemde İpragaz için de özel günlerden geçiyoruz. İpragaz’ın 60. yıldönümü. Bu 60 yılın hikâyesini sizden dinleyebilir miyiz?
İpragaz ailesi olarak 1 Nisan 1962’de başlayan endüstriyel yolculuğumuzun 60. yılına geldik. Şirket olarak hikâyemiz çok uzun ama özellikle 1 Nisan 1962 bizim tarihimizde çok önemli bir gün. Çünkü Türkiye LPG endüstrisinde ilk tüp dolumunu gerçekleştirdiğimiz, 3 bakanımızın iştirakiyle de bunu kamuoyuyla paylaştığımız gün. Şirketimiz 1961 yılında İzmit rafinerilerinin kurulmasıyla birlikte hikâyeye başlıyor. Rafineri kurulduğunda benzin ve motorin üretimi amacıyla proseslerinden çıkan LPG’yi bacadan yakarak atıyor. O dönemki kurucularımız, başta Yücel Kurttepeli olmak üzere, bugünün çok meşhur sözüyle, inovatif bir yaklaşımla bu bacada yakılarak atılan ürünü tüplere doldurup, Türk tüketicisinin hizmetine sunmak fikriyle yola çıkıyorlar. Ve Yarımca’daki ilk tesisimizin 1961’de temelini atıyorlar. 1962, 1 Nisan’da da bu tesiste ilk tüpümüzü dolduruyoruz. İpragaz yerli sermaye ile kuruluyor. 1966’lara gelindiğinde o zamanki tedarik zinciri ihtiyaçları paralelinde Batman rafinerisinden çıkan ürünleri de almak ve bu ürünleri de tüketicilere ulaştırmak fikriyle kamuyla bir ortaklık yapıyor. Yüzde 51’i TFA’nın, yüzde 49’u o günkü özel sektör kurucularının olmak üzere yeni bir yapıya geçiyor. Ve böylece yüzde 100 yerli sermaye ile, özel sermayeyle başladığı yolculuğuna, kamu-özel sermaye ortaklığıyla devam ediyor. Bu süreç 1989’a kadar bu şekilde devam ediyor.
YAKLAŞIK 200 İSTASYON
1989’da kamu otoritesinin hisseleri kamuda kalmak üzere, özel sektör hisseleri Fransız Primagaz şirketine satılıyor ve İpragaz kamu-yabancı sermaye ortaklığı formuna dönüşüyor. 1992’de Süleyman Demirel’in başbakanlığı döneminde verilen seçim vaatlerindeki çiftçi borçlarının ödenmesi için ihtiyaç duyulan kaynağın sağlanması için de Türkiye’de ilk paket özelleştirilen şirket oluyor ve kamu hisseleri de Fransızlara satılarak yüzde 100 yabancı sermaye halini alıyor. 1999’da Hollandalı SHV’nin Primagaz Fransa’yı satın almasıyla da o günden bugüne kadar yüzde 100 Hollanda sermayesiyle yolculuğuna devam ediyor. Bütün bu süreçler içerisinde de İpragaz öncülüğü ve ilkleriyle bilinen bir marka. Bilindiği gibi 1962’de Türkiye’nin ilk tüpünü dolduran marka. 1970’lerin başında sanayinin enerji ihtiyacını karşılamak üzere, tankerlerle bizim dökme diye tabir ettiğimiz endüstriyel uygulamaları başlatıyor ve orada böylece endüstriye de LPG’yi hizmet olarak sunuyor. 1996’da da Türkiye’nin ilk resmi belgeli otogaz istasyonunu açarak Türkiye’nin son dönemdeki en önemli enerji segmentlerinden olan otogaz segmentinin de kuruluşuna öncülük ediyor. Bugüne geldiğimizde İpragaz aslında sadece bir LPG firması olmasının ötesinde, LPG’nin yanında doğalgaz sektöründe LNG ile yine sanayi kuruluşlarının ihtiyaçlarını karşılıyor. İpragaz Elektrik markamızla elektrik pazarında endüstriyel ve ticari işletmelere hizmet veriyor. Ve son olarak 2013’te kurduğumuz Go Akaryakıt markamız da akaryakıt dağıtım sektöründe Türkiye genelinde yaklaşık 200 istasyonuyla hizmetlerine devam ediyor diye özetleyebilirim.
İLK DOLUM HABER OLUYOR
60 yıllık serüvende aslında Hürriyet’in de özel bir konumu var. 1962 yılında, yanılmıyorsam, Hürriyet’te özel bir de haber çıkıyor. Onu da sizden dinleyebilir miyiz?
1 Nisan 1962 günü ilk tüp dolumu gerçekleştirilirken o günün şartlarında özel bir tören yapılıyor. Üç bakanımız bu törene iştirak ediyor, Sanayi Bakanımız Fethi Çelikbaş başta olmak üzere. Bu tören sırasında bizleri Hürriyet Gazetesi yalnız bırakmıyor. O günün anılarımızda da çok özel bir yeri var. Fotoğraflıyor ve aslında 2 Nisan günkü sayısında ana sayfadan veriyor bu haberi. Ve diyor ki: “Yeni bir enerji geldi, havagazına alternatif, daha emniyetli ve temiz bir yakıt olarak Türk tesisine sunuldu.” Dolayısıyla Hürriyet’le bizim aslında buluşmamız ta 60 yıl öncesi bu güzel günümüze şahitlik etmesi ve bunu ana sayfasına taşımasıyla başlıyor.
İpragaz’ın bugününü biraz daha açabilir miyiz? İpragaz nasıl bir şirket? Bugün neler yapıyor?
60 yıllık yolculuk hikâyesinde tabii Türkiye’mizle birlikte İpragaz da değişiyor. Türkiye’deki şartların değişimi, doğalgaz sektörünün yaygınlaşması İpragaz’ı da sürekli olarak inovasyonlarla yeni arayışlar içerisine itiyor. Tüplü yolculukla başlamış olduğu enerji sektöründeki yolculuğunu, yanına diğer segmentleri de ekleyerek, LPG’de devam ederken biraz evvel dediğim gibi doğalgaz sektöründe, LNG sıvılaştırılmış doğalgaz, 2005 yılı faaliyetiyle sanayi kuruluşlarına enerji götürmeye başlıyor. Daha sonra İpragaz Elektrik ve son olarak da akaryakıt sektöründe Go markasıyla yolculuğuna devam ediyor. Bugün geldiğimiz noktada, İpragaz, Türkiye’nin 81 ilinde, 3 binin üzerinde bayisiyle Türk tesisine ihtiyacı olan enerjiyi en güvenli şekilde sunmak için büyük çaba gösteriyor. Yaklaşık 1.400 çalışanımız var ama 16 bin dolaylı istihdamımız olduğunu gururla söyleyebiliyoruz.
GELECEK GÜNLERE HAZIRLIK
Gelmiş olduğumuz noktada tabii hem gelişen dünya şartları hem de ihtiyaçlar paralelinde biz de çalışma şekillerimizi ve şirket içi organizasyonel yapılanmamızı sürekli yeniliyoruz. Sürekli kendimizi gençleştirip kendimizi yeni süreçlere adapte ediyoruz. Bu doğrultuda özellikle sürdürülebilirlik felsefesiyle son dönemde yakın projelerimiz ve buna ilişkin yatırım kararlarımız söz konusu oldu. Bununla beraber yine son dönemde, özellikle pandeminin de tabii çok ciddi etkisi var ama oraya girmeden, dijitalleşme yönünde çok büyük atılımlar yaptık. 15 milyon Euro’yu aşkın bir dijital yatırımımızla bugün hem ERP altyapımızla hem müşteri ilişkileri CRM altyapımızla hem de diğer müşteri hizmetleri sunumu için platformlarımızla gerçekten sektörümüze öncülük ediyoruz. Mümkün oldukça da şirketimizi gelecek günlere hazırlamaya gayret ediyoruz.
DÜNYADA EN BÜYÜK İKİNCİ PAZAR TÜRKİYE
Dünya garip bir dönemden geçiyor. Pandemiyle başladı aslında süreç... Şimdi de Rusya-Ukrayna savaşıyla devam ediyor. Burada da en çok nasibini alan ürünlerin başında da enerji ürünleri geldi. Enerji piyasalarında yoğun bir dalgalanma görüyoruz. Bu gelişmeler sektörü nasıl etkiledi, sizi nasıl etkiledi?
Pandemi bizim aslında hiç beklemediğimiz ve daha doğrusu hiç çalışmadığımız yerden gelen bir sınav sorusu gibi karşımıza çıktı. Biz Türkler biliyorsunuz krizlere alışığız. Ben İpragaz’da 28 yıldır görev yapıyorum. Üçüncü genel müdürüm. İpragaz o anlamda da enteresan istikrarlı bir şirket. Gördüğünüz gibi 60 yılda üç genel müdürle yönetmiş. Yaşadığım tecrübelere baktığım zaman, pandemi sürecine kadar hemen hemen her türlü ekonomik krizi, tedarik krizini yaşadığımı düşünürdüm. Ama pandemi dediğim gibi bizim hiçbirimizin çalışmadığı yerden gelen, dünya çapında ve bütün hayatımızı ciddi derecede etkileyen bir kriz olarak karşımıza çıktı. Bizim sektör olarak ilk reaksiyonumuz, tabii ki bütün iş planlarımızı gözden geçirmek ve yeni bir, otomatik pilottan manuel kontrole geçmek oldu. Ve bu reaksiyonla da günlük aktiviteler planlayarak şirketlerimizi ayakta tuttuk. O dönemde en kritik şey, tahmin edeceğiniz gibi tedarik zincirinin bozulması nedeniyle ihtiyacı olan kişilere bu enerjiyi ulaştırmaktı. LPG sektörü gerçekten başarıyla 2020 ve 2021 yılında Türkiye’de hiç kimseyi enerjisiz bırakmayarak, kar, kış, pandemi demeden bu hizmeti yerine getirdi. Pandeminin aslında fırsatı biz şirketler için oldu. Dijitalleşme sürecimizi hızlandırdı. İpragaz pazarda ilk dijital sipariş platformunu ortaya koydu İPApp’la. Ve bugün 2 milyonun üzerinde müşterisine dijital ortamda takip edilebilir sipariş formuyla hizmet sunuyor. Türkiye otogaz pazarı, dünyanın en büyük ikinci otogaz pazarı. Bazen birinci, bazen ikinci oluyoruz ama son verilere göre dünyanın ikinci büyük otogaz pazarıyız. 4.2 milyon araç Türkiye’de LPG ile çalışıyor. Bu sektör çok ciddi etkilendi çünkü sokağa çıkma kısıtlamaları ve seyahat kısıtlamaları araç kullanımını düşürdüğü için ciddi bir daralma yaşandı. Ancak 2021 tekrar pandeminin ilk etkisinin üzerinden atıldığı normalizasyon süreci olarak geçti.
LPG’NİN ÖNEMİ ORTAYA KONDU
Bugünlerde pazarda farklı bir etki yaşanıyor. Hem ülkemizin içinde bulunduğu yüksek enflasyon ortamı hem de uluslararası piyasalardaki enerji fiyatlamasının aşırı yükselmesi nihai ürün fiyatlarında ciddi bir yüksekliği yanında getirdi. Bunu hepimiz bireysel olarak evlerimizde yaşıyoruz. Doğalgaz ve elektrik... Aynı şekilde bizim tüplü ve otogaz ürünlerimizde de yüksek fiyattan dolayı bir düşüş trendi görüyoruz. Rusya-Ukrayna krizi de, tedarik zincirinin, özellikle emtia pazarlarının da ciddi bozulmasına ve emtia fiyatlarının aşırı yükselmesine neden oldu. Ülke olarak LPG’nin stratejik özelliğinden dolayı ve son dönemde Ukrayna-Rusya ithalatından bağımsız olmamızdan dolayı hiçbir etkileşim olmadı. LPG bu anlamda bir kez daha krizlerde önemli bir yakıt olduğunu ve ülkenin enerji arzındaki çeşitlilikteki stratejik önemini ortaya koydu. O açıdan biz bu krizi de ülke olarak LPG sektöründe hissetmeden geçiyoruz diyebilirim.
AĞIRLIĞIMIZ YENİLENEBİLİR KAYNAKLARDA
İpragaz’ın dününü ve bugününü konuştuk, şimdi de yarınını konuşalım. Yeni projeleriniz nelerdir?
Şimdi sektör olarak tabii biz sonuç itibarıyla temiz, çevreci, taşınabilir ve dünyada da gerçekten önemli bir yer tutan, stratejik anlamda da enerji çeşitliliği için kıymetli bir girdi olduğunu düşündüğümüz LGP işi ile uğraşıyoruz. Diğer işlerimiz bizim için mutlaka önemli ama LPG bizim için çok başka bir şey. Şimdi biliyorsunuz dünya artık geldiği noktada iklim krizi, global çerçevede ısınmanın etkileri, kuraklık gibi sorunlarla yaşamaya başladı. Bununla ilgili COP26 İskoçya Toplantısı yapıldı. Paris Anlaşması yapıldı. Ülkemiz de bunlara taraf oldu. Bugün baktığınızda aslında LPG, fosil yakıtlardan üretilen bir ürün ama bununla beraber egzoz emisyonları alternatif yakıtlara nazaran çok daha iyi olduğu için, daha düşük karbon salınımı ve azot oksit oluşturmamasıyla çevreye çok ciddi katkı sağlıyor. Ama 2053 Türkiye hedefleri ve 2030 sonrası koymuş olduğumuz geçiş süreç hedeflerinin doğrultusunda biz de hem SHV Grubu olarak hem de İpragaz Türkiye olarak bu süreçlere kendimizi hazırlamaya çalışıyoruz. Şu anda ağırlıklı uğraştığımız yeni konular, biyo-LPG diye tabir ettiğimiz, LPG’nin fosil yakıtlardan değil, yenilenebilir ve artıklardan, çöplerden üretildiği prosesler ve teknolojik dönüşümler, bunun yanında yeni bir ürünün, yenilenebilir kaynaklardan üretilmiş formlarının ürünlerimize katılması ve özellikle fosil yakıt bağımlığının yenilenebilir yakıta doğru geçişinde, doğru geçiş yakıtı olarak LPG’nin konumlandırılması üstüne devam ediyor.