Güncelleme Tarihi:
HAZİNE Müsteşarlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürü Aydın Karaöz, ‘‘IMF'ye sunulan niyet mektubunda yer alan 2000'de 6 milyar dolarlık dış borçlanma hedefine rahatlıkla ulaşırız’’ dedi. Karaöz, Türkiye ile ilgili olumlu havanın her tarafa yansıdığını söyledi.
Gerçek özelleştirme Telekom'la başlar
NİYET mektubunda, kamu finansman dengesi ve mali disiplin için dış borçlanma ile özelleştirme gelirlerinin yer aldığını hatırlatan Aydın Karaöz, ‘‘Özelleştirme zaman alan bir prosedür olduğu için önce borçlanmaya gitmek gerekiyor. Ama Türkiye Telekom'u özelleştirmeden, dış piyasalarda gerçek anlamda özelleştirme yapmış gibi algılanmayacak’’ diye konuştu.
HAZİNE Müsteşarlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürü Aydın Karaöz, IMF'ye sunulan niyet mektubunda yer alan 6 milyar dolarlık dış borç hedefine rahatlıkla ulaşacağını ve dış piyasalarda Türkiye'ye bakışın çok olumlu olduğunu söyleyerek ‘‘Türkiye'nin kredi değerlendirmesi, sadece tek B'den ibaret değil’’ dedi.
Şu sıralarda ‘iyi ve büyük bir borçlanma’ gerçekleştirme hazırlığı içinde olduklarını söyleyen Karaöz, Hürriyet'in konuyla ilgili sorularını yanıtladı. Türkiye ile ilgili pozitif havanın her tarafa yansıdığını söyleyen Karaöz, şu değerlendirmeyi yaptı:
‘‘Biz hiçbir zaman çok agresif bir dış borç politikası üstlenmedik. Road show'lara gittiğimizde körü körüne birşeyi savunmadık. Hep açık olduk. O güveni oluşturmak önemliydi. Şu anda da da stand-by anlaşması, AB adaylığı ve rating kuruluşlarından gelen pozitif sinyaller Türkiye'ye bakışı daha da olumlu bir noktaya taşımış durumda.’’
PERFORMANSIMIZ HEP İYİYDİ
Türkiye'nin, Rusya krizi sırasında dış piyasalarda borçlanabilen tek ülke olduğunu anımsatan Karaöz, geçen yıl 3 milyar dolarlık dış borç hedefinin 2 milyar dolar üzerine çıkıldığını, bu sonuca Brezilya krizine rağmen ulaşıldığını vurguladı.
Karaöz, Türkiye'nin son iki-üç yıldır, kendisinden daha iyi rating derecelerine sahip ülkelerden daha iyi performans gösterdiğini söyleyerek, şöyle konuştu:
‘‘Türkiye'nin kredi değerlendirmesi, sadece kağıt üzerinde görünen tek B'den ibaret değil. Tek B var ama diğer yandan üretim kapasitesi de var ve bu çok önemli. Öyle ülkeler var ki, bütçe denkliği açısından kağıt üzerinde bizden daha iyi görünüyorlar. Ama en ufak sallantıda da dökülecek durumdalar. Sözgelimi Romanya bizden daha iyi kredi dereceğine sahip, ama bizdeki üretim potansiyeli yok.’’
Dış borçlanma politikası açısından önceliğin, dolar ve Euro piyasalarına verileceğini kaydeden Karaöz, ‘‘Bu ikisi, en elverişli piyasalar. Yılın ilk yarısında Japon yeni piyasasına da girilebilir. Ama bu piyasada, kendi koşullarından dolayı çok büyük tutarlarda borçlanma yapmak mümkün değil’’ diye konuştu. Yılın ilk borçlanmasının dolar piyasasında olacağını belirten Karaöz, ‘‘Yılın ilk günlerinde Arjantin borçlandı. Biraz sıkıntılı oldu. Bunun yansımalarını görmek lazım’’ dedi. Karaöz, Türk ekonomisindeki olumlu gelişmelerin, dış borçlanmada fiyatlandırma açısından farklılık yaratacağını söyleyerek, Türkiye'nin risk priminin düşebileceğini belirtti.