Güncelleme Tarihi:
ANAYASA Mahkemesi, Mersin’in Mut ilçesi, Fakırca köyünde 54 yıl önce açılan arazi davasının makul sürede sonuçlandırılmadığı gerekçesiyle tazminat ödenmesine hükmetti. 54 yıl önce dava açanların mirasçıları 250 TL ile 2 bin TL arasında hükmedilen tazminatla hayal kırıklığı yaşarken konuyu AİHM’ye taşımaya hazırlanıyor.
MERSİN’in Mut ilçesi, Fakırca köyünden 46 kişi, mirasçılarının 54 yıl önce açtığı arazi davası makul sürede sonuçlandırılmadığı gerekçesiyle AYM’de açtıkları tazminat davasını kazandı. Davacılar 54 yıldır dava konusu taşınmazın mülkiyetine sahip olup olmayacaklarına dair belirsizlik duygusuyla yaşamak zorunda kaldıklarını vurgularken, 250 TL ile 2 bin TL arasında hükmedilen tazminatla hayal kırıklığı yaşadı. AYM davanın hızlandırılması için kararın bir örneğini yerel mahkemeye gönderirken, miktarı düşük bulan davacılar AİHM’ye gidiyor.
AYM kararında, 1960’ta açılan davanın halen temyiz aşamasında olduğu ve makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini öne süren 46 kişinin davacı olduğu, bazılarının hayatta olmadığı, üç kuşak süren davanın aşamaları şöyle sıralandı:
Mirasçılar el atmanın önlenmesi için 23 Mart 1960 tarihli dilekçeyle Mut Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurdu.
Dosya 15 yıl sonra 30 Aralık 1975’te görevsizlik kararıyla Kadastro Mahkemesi’ne gönderildi.
Kadastro Mahkemesi 23 Haziran 1981’de karar verdi, dosya Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’ne gönderildi.
Yargıtay kararı 27 Eylül 1983’te bozdu. Kadastro Mahkemesi’nin yeniden yargılaması bu kez 12 yıl sürdü.
31 Şubat 2012’de karar temyiz edildi.
Yargıtay kararı 30 Mart 2004’te ikinci kez bozdu.
Kadastro Mahkemesi ikinci bozmaya uyarak 18 Mayıs 2012’de yine karar verdi.
Karar 1 yıl sonra temyiz edildi, 6 Kasım 2013’te Yargıtay 16. Hukuk Dairesi’ne gelen dosya inceleniyor.
BELİRSİZLİ DUYGUSU
AYM ise 46 dosyayı birleştirip karara bağladı. Kararda özetle şöyle denildi: “Başvurucular, yargılamanın 53 yıldır sürdüğünü ve taşınmazın mülkiyetine sahip olunup olunamayacağına ilişkin belirsizlik duygusuyla yaşamak durumunda kaldıklarını, yargılamanın makul sürede tamamlanmayarak Anayasa’nın 36. maddesine göre makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.”
Kime ne kadar ödenecek?
KARARDA 54 yılda 70’i aşkın duruşma yapıldığı, beyan için taraflara kesin olmayan süreler verildiği, 60’ı aşkın keşfin yoğunluk ve masraf yokluğundan yapılamadığı, yargılamayı hızlandıracak özel usul hükümlerine uyulmadığı anlatıldı. Anayasa’nın 36. Maddesi’ne göre makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar veren AYM, tazminata hükmetti. Kararda, “anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devamının önlenmesi amacıyla, yargılamanın en kısa sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin ilgili mahkemesine gönderilmesine…” denildi. 2 kişi yönünden reddedilen davada idarenin bir davacıya 750, 4 kişiye 1750, 3 kişiye 1500, 6 kişiye 500, 12 kişiye 1000, 7 kişiye 250, 4 kişiye 2 bin, 7 kişiye 1250’şer lira manevi tazminat ödemesine hükmedildi.
Dostlar alışverişte görsün kararı
DAVACILARIN avukatı Erhan Bora, 54 yıl süren bir dava için hükmedilen rakamın 250 liraya kadar inmesinin şaşkınlık verici olduğunu belirterek şunları söyledi: “250 liralık tazminatın savunabilir hiçbir yanı yok. Bu şeklen hakkı kabul eden ama özünde inkar eden, dostlar alışverişte görsün anlayışıdır. AYM, AİHM’nin minimum 3500 Avroluk emsal kararını hiçe saydı. Bu karar AYM’ye bireysel başvuru yetkisi veren yasanın ruhuna ve amacına aykırı. AYM’nin bu kadar düşük tazminata hükmetmesi TC’nin insan hakları standartlarını yükseltmeye yarayan tüm çabalarını boşa çıkaracak. AİHM’e yeniden 46 adet başvuruda bulunacağız.”