Güncelleme Tarihi:
TASARRUF Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) yönetimine sorduk: Çukurova Holding’in patronu Mehmet Emin Karamehmet’in size İnterbank’ı Cavit Çağlar’a satarken yaptığı oyunlardan dolayı 533 milyon dolar borcu var. Bu konuda bir ilerleme var mı?
- Biz söz konusu 533 milyon doları ödesinler diye kendilerine önce 60 gün süre tanımıştık. O sürenin bitiminde Çukurova Holding ile ilgili şirkete bir yönetici atadık. Sonra yeni süre tanıdık.
O süre ne zaman bitiyor?
- 28 Ağustos akşamı doluyor.
- Yani 28 Ağustos akşamına kadar 533 milyon doları ödemiş olmaları gerekiyor değil mi?
- Evet...
Peki ödeme konusunda bir hareket    var mı?
- Son dönemlerde işi ağırdan alıyorlar.
Pamukbank’a el konulduğu  dönemdeki bir hayali telefon görüşmesine sarılıp, tartışmayı büyütmeleri, 533 milyon doları ödemekten kurtulma arayışından olabilir mi?
- Bilemiyoruz... Görüşmelerimiz sürüyor ama bu konuyu ağırdan aldıklarına dair gözlemlerimiz var.
Diyelim ki 533 milyon doları 28 Ağustos akşamına kadar yatırmadılar, o zaman TMSF ne yapar?
- Tahsilat için Çukurova Grubu şirketlerine dönük hacizler başlatırız.
İnterbank olayı neydi
Çukurova Holding’in patronu Mehmet Emin Karamehmet, 1996 yılında grubuna bağlı üç bankadan en sorunlusunu, İnterbank’ı, Cavit Çağlar’a satmak üzere anlaştı. Bu satış sırasında İstanbul’da "Kasap Sokak"ta kurdurulan bazı naylon şirketlere İnterbank’tan 250-300 milyon dolarlık kredi verildi.
Cavit Çağlar, İnterbank’ın parasını Karamehmet’e bu kredilerle ödemiş göründü. Söz konusu kredi işlemleri, İnterbank, Çağlar’a devredilmeden kısa süre önce gerçekleştirildi. Yani, tüm sorumluluk Karamehmet’in yöneticilerine aitti.
TMSF, sonra buldu
TMSF, İnterbank’tan doğan 1.7 milyar dolarlık alacakları için uzun süre Cavit Çağlar’ın peşine düştü. Çağlar, TMSF’yle protokol imzaladı, ancak protokol hükümlerine uymadı.
TMSF, bunun üzerine sırtında büyük kambur olarak duran batık banka faturalarından birini daha çözebilmek için bu kez İnterbank’taki belgeleri farklı açılardan incelemeye aldı.
Bu incelemeler sırasında, Mehmet Emin Karamehmet ile Cavit Çağlar’ın "Kasap Sokak oyunları"nın farkına vardı.
TMSF, belgeleri hazırladı, Karamehmet ve ekibini görüşmeye çağırdı:
Ä°nterbank’ı Cavit ÇaÄŸlar’a satarken açtığınız kredinin naylon ÅŸirketlere yöneltildiÄŸini bulduk.ÂYani, siz Ä°nterbank’ı ÇaÄŸlar’a yine bu bankadan verdiÄŸiniz 300 milyon dolarlık krediyle satmışsınız.
Karamehmet ve ekibi itiraz etmeye kalkıştı, TMSF yönetimi kararlıydı:
Hesapladık, 1996’dan buyana faiz yürüttük, şu anda 533 milyon dolar borcunuz var. Bu parayı ödemek durumundasınız.
Yaygara bundan
İşte, Karamehmet’in TMSF nezdindeki 533 milyon dolarlık sancısı böyle başladı... Karamehmet ve başta Akşam olmak üzere yayın organlarının Pamukbank olayını yeniden ısıtıp, yaygara koparmalarının ardında da bu 533 milyon dolarlık borç sancısı yatıyor.
Karamehmet ve ekibi, yaygara koparınca TMSF’nin 533 milyon dolar konusunda geri adım atabileceğini düşünüyor.
Ancak, TMSF’nin daha önceki operasyonları, böyle bir yaygarayla geri adım atmayacağını ortaya koyuyor...
Karamehmet ya 533 milyon doları 10 gün içinde ödeyecek, ya 10 gün sonra şirketlerine hacizler başlayacak...
DAVACI: HORTUMCU
DAVALI: GAZETECÄ°
AKŞAM Gazetesi’nin önceki gün manşetine göre Aydın Doğan, "Sıra bize geliyor korkusu" yaşıyormuş. Hiç bir bilgi ve belgeye dayanmayan, kaynağı açıklanmayan, tamamen masa başında karalanmış satır aralarında utanmadan, "Orgenerallerin gözaltına alınıp tutuklanması en çok Aydın Doğan’ı korkuttu" deniyor. Gazete bu
Gerçek sahibi değil
Davalı gazeteci ise Aydın Doğan. Türkiye Gazete Sahipleri Birliği Başkanı ve Dünya Yayıncılar Birliği Başkan Yardımcısı Aydın Doğan, yazar Leyla Tavşanoğlu ile yaptığı, 12 Ağustos 2002 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan röportajda, Akşam Gazetesi’nin sahibinin belli olmadığını, gazetenin künyesinde sahibinin başkası olarak yazıldığını, aslında gerçek sahibinin arkada gizli olduğunu söylediği için suçlanıyor. Akşam Yayın Grubu adına, Aslı Gazetecilik, Basın yatırım, Akşam Gazetecilik, Akşam Pazarlama, MBI Baskı öncesi şirketleri topluca, Aydın Doğan’dan şahsi davacı olmuşlar. İşte o fotoğrafın çekildiği, 3 Mayıs 2004’de Aydın Doğan, Sultanahmet’teki İstanbul Adliyesi’ne gelip, 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin salonundaki duruşmaya katıldı. Doğan, 3 sayfalık yazılı ifadesini verdi. Bir soru üzerine, "Ben basının genel durumu hakkında değerlendirme yaptım. Türkiye Gazete Sahipleri Birliği Başkanı, hem de Dünya Yayıncılar Birliği Başkan Yardımcısı’yım. Ben, mesleğimizin içine düştüğü bir takım sıkıntıları dile getirdim. O zaman dile getirdiğimde mesela Akşam Gazetesi’nin sahibi belli değil. Çünkü gazetenin üzerinde sahibi başkası yazıyor. Aslında gerçek sahibi arkada gizli. İfadeye çalıştığım şey, bizim mesleğimizi ifa edenlerin bunu iş edinmeleri. Bunu iş edinmeyenlerin bir gün bana lazım olur mantığı ile ellerinde tutmaları mesleğimize büyük zarar verir. Nitekim, bütün Türk medyasının güven kaybının temelinde bir çok medya sahibinin bunu ana işi değil de bir gün lazım olur mantığıyla ellerinde tutmalarından mesleğimiz büyük erozyona uğramıştır" dedi.
Beraat kararı
Hákim Sevim Efendiler, 30 Haziran 2004 tarihindeki karar duruşmasında, Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan röportajın bir bütün olarak ele alındığında, çıkan sonuçta basının eleştirildiğine ve Aydın Doğan’ın beraatine karar verdi.
Künyeye adını koyamıyor
AYDIN Doğan’ın, Mehmet Emin Karamehmet’in isminin gazetenin sahibi olarak Akşam Gazetesi’nin künyesinde bulunmadığını eleştirisini yapmasının üzerinden 4 yıl geçti. Dün yayınlanan Akşam’ın künyesinde de yine adı yok. Ancak, yazarları, künyeye adını bile koyamayan patronlarını savunmaya devam ediyorlardı.