52 yıllık başkan istifa resti çekti, meclis üyeleri ‘bizi bırakma’ dedi
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 22, 2009 00:00
İstanbul Ticaret Borsası’nın (İTB) 52 yıldan beri yönetim kurulu başkanlığını sürdüren Nejat Ekrem Basmacı, önceki gün yapılan İTB ağustos ayı olağan meclis toplantısında istifa ettiğini açıkladı.
İTB Meclisi ise Basmacı’nın istifasını kabul etmedi. Basmacı, 52 yıldır İTB’nin başkanlığını yaptığını, ancak özellikle son altı aylık süreçte İTB’de kısır çekişmelerin kendisini çok yorduğunu ve üzdüğünü belirterek, “Ben artık köşeme çekilmek istiyorum. Kısır çekişmeler nedeniyle başkanlık yapma hevesim kalmadı. Ben artık görevimi tamamladım ve gidiyorum” diye konuştu. Bunun üzerine söz alan Meclis Başkanı İslam Ali Kopuz’un, Basmacı’nın istifasını kabul etmedi ve “Sayın Başkanım, sizin tecrübelerinize ve yol göstericiliğinize gereksinmemiz var. Meclis Başkanı olarak istifanızı kabul etmiyorum, Meclis üyesi arkadaşlarım adına da görev süreniz dolana kadar başkanımız olarak, görevinizin başında kalmanızı istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Hürrem Sultan’ı soruyorlar
Basmacı, koltuk sevdalısı olmadığını belirterek, insanların kendisine sürekli olarak “Hürrem Sultan nasıl?” diye soru sorduklarını, kendisini Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’a benzettiklerini söyledi. 1920 doğumlu olduğunu, bu benzetmelerden sıkıldığını dile getiren Basmacı, İTB’ye ilk defa başkan olduğu 1957 yılından bugüne kadar karşısına hiç rakip çıkarılmadan bu göreve seçildiğini ifade etti.
Kendi işlerim aksadı
İTB haricinde daha birçok yerde de görev aldığını, bu görevleri yüzünden kendi işleriyle ilgilenemediğini anlatan Basmacı, şöyle konuştu: “Gerçekten bir yerin başında 52 yıl kalmak kolay değil. Ben koltuk sevdalısı değilim. Borsanın başına daha genç arkadaşlar gelsin düşüncesiyle dün Meclis heyeti huzurunda istifa ettiğimi, artık başkanlık yapmayacağımı açık bir dille ifade ettim. Fakat Meclis üyeleri bunu kabul etmediler. Beni duygulandıran çok güzel laflar ettiler ve bu sözler karşısında bir şey diyemedim. “
Aşağı mahellede ölen Ayşe hanım için lokma dökenlerin çocuklarıyız
İTB’nin kavga yeri olmadığını vurgulayan Nejat Ekrem Basmacı, “Son zamanlarda arkadaşların birbirleri arasında yaşanan kavgalar beni çok üzdü. Bana karşı bir hataları olmadı ama Borsa’da görevli olan birinin kavga etmeye hakkı yok. Kendi içinde kavga eden bir kurum, nasıl çözüm üretecek” diye konuştu. Dostlukların, eskiden ölünceye kadar olduğunu, günümüzde ise dostluk anlayışının çok değiştiğini dile getiren Basmacı şunları kaydetti: “30 yıl önce ölen arkadaşlarımın yetim kalan çocuklarıyla, torunlarıyla hâlâ meşgul oluyorum. Babaannem, ben küçükken ‘Aşağı mahallede Ayşe hanım ölmüş, lokma döktüm, götür’ derdi. Biz, aşağı mahallede ölen Ayşe hanım için lokma dökenlerin çocuklarıyız. Şimdi insanların alt komşusu ölüyor ama umurlarında olmuyor.”
Hürrem Sultan’ı soruyorlar
Basmacı, koltuk sevdalısı olmadığını belirterek, insanların kendisine sürekli olarak “Hürrem Sultan nasıl?” diye soru sorduklarını, kendisini Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’a benzettiklerini söyledi. 1920 doğumlu olduğunu, bu benzetmelerden sıkıldığını dile getiren Basmacı, İTB’ye ilk defa başkan olduğu 1957 yılından bugüne kadar karşısına hiç rakip çıkarılmadan bu göreve seçildiğini ifade etti.
Kendi işlerim aksadı
İTB haricinde daha birçok yerde de görev aldığını, bu görevleri yüzünden kendi işleriyle ilgilenemediğini anlatan Basmacı, şöyle konuştu: “Gerçekten bir yerin başında 52 yıl kalmak kolay değil. Ben koltuk sevdalısı değilim. Borsanın başına daha genç arkadaşlar gelsin düşüncesiyle dün Meclis heyeti huzurunda istifa ettiğimi, artık başkanlık yapmayacağımı açık bir dille ifade ettim. Fakat Meclis üyeleri bunu kabul etmediler. Beni duygulandıran çok güzel laflar ettiler ve bu sözler karşısında bir şey diyemedim. “
Aşağı mahellede ölen Ayşe hanım için lokma dökenlerin çocuklarıyız
İTB’nin kavga yeri olmadığını vurgulayan Nejat Ekrem Basmacı, “Son zamanlarda arkadaşların birbirleri arasında yaşanan kavgalar beni çok üzdü. Bana karşı bir hataları olmadı ama Borsa’da görevli olan birinin kavga etmeye hakkı yok. Kendi içinde kavga eden bir kurum, nasıl çözüm üretecek” diye konuştu. Dostlukların, eskiden ölünceye kadar olduğunu, günümüzde ise dostluk anlayışının çok değiştiğini dile getiren Basmacı şunları kaydetti: “30 yıl önce ölen arkadaşlarımın yetim kalan çocuklarıyla, torunlarıyla hâlâ meşgul oluyorum. Babaannem, ben küçükken ‘Aşağı mahallede Ayşe hanım ölmüş, lokma döktüm, götür’ derdi. Biz, aşağı mahallede ölen Ayşe hanım için lokma dökenlerin çocuklarıyız. Şimdi insanların alt komşusu ölüyor ama umurlarında olmuyor.”