Nilgün KARATAŞ
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2008 00:00
Bu yıl Migros’ta ve son olarak da Mavi’deki ortaklığı ile dikkatleri üzerine çeken Turkven Private Equity, yatırım yapacak yeni şirketler ararken ’kriz fırsatçılığı’ yapmayacağını açıkladı. Bugün 500 milyon Euro’luk bir fonu yöneten Turkven’in Genel Müdürü Seymur Tarı, "Krizi fırsat bilip, fiyatlar düştü diye fırsatçılık yapmayız. Ucuz etin yahnisi yavan olur" diye konuştu.
ONLARI ilk önce Uno’ya yaptıkları yatırımla tanıdık, ardından Intercity’e. Bu yıl Migros’un alımında, BC Partners’la ortaklık yaptılar. Son olarak da Mavi Jeans’e ortaklığı ile adlarını duyurdular. Türkiye’nin ilk ve bağımsız private equity (girişim sermayesi) şirketi olarak adlandırılan Turkven, 6 yılda önemli işlere imza attı.
500 milyon Euro’luk kaynakTurkven 2000’lerin başında, Türkiye’de ciddi bir kaynak sıkıntısı yaşandığı fikrinden yola çıkan Seymur Tarı, Evren Ünver ve Eren Nil adındaki üç genç adamın fikri olarak ortaya çıktı. Bugün ise 26 "yatırım profesyoneli" ile faaliyet gösterdiklerini ve 500 milyon
Euro’luk bir kaynağı yönettiklerini belirten Tarı, bu kaynağı da IFC, DEG ,FMO ve EIB (Avrupa Yatırım Bankası) gibi kalkınma bankalarının yanı sıra, Abu Dhabi Investment Agency, Goverment of Singaepore Investment Corporation gibi toplam varlıkları 1 trilyon Euro’yu aşan yabancı kurumsal yatırımcılardan sağladıklarını anlattı.
Bir yılda 5 yatırım yaptıAyrıca TTGV’nin de (Türk Teknoloji Geliştirme Vakfı) ortakları arasında yer aldığını belirten Tarı, ilk yatırımlarını da 2002 yılında Uno Ekmek’e yaptıklarını, bunu Intercity’nin izlediğihi hatırlattı. Halen bu iki yatırımdan çıktıklarını belirten Tarı, "Son 12 ayda 5 yatırım gerçekleştirdik. Çıktığımız 2 şirket dışında halen 9 şirkette ortaklığımız bulunuyor" dedi. Turkven’in, halen ortaklığının bulunduğu şirketler arasında: "Trend Tech, Roma Plastik, Nekt Generation Media, Pronet Güvenlik, Provus Bilişim, Tekin Acar Mağazacılık, Migros, Mavi ve adının açıklanmasını istemeyen bir aile şirketi."
Ucuz etin yahnisiBu arada çok sayıda teklif aldıklarını da belirten Tarı, yaklaşımlarını ise şöyle anlattı: "Bunların arasında sıkıntı da olan şirketler de var. Ancak biz krizi fırsat bilip, fiyatlar düştü diye fırsatçılık yapmayız. Ucuz etin yahnisi yavan olur, biz çalışıp, hep birlikte kazanacağımız işler yapmak istiyoruz. Şu aşamada zorda olan bir şirkette yönetim zaafiyeti var demektir. Bizim işimiz kumar oynamak değil, spekülatif iş yapmayız. Biz asansör gibiyiz, şirketin cirosunu 50’den alıp 500’e çıkarmak isteriz. ’Yarın bir gün burada bir lisans verirler, çok para kazanırız’ gibi işlere girmeyiz, özel sektörle ilgiliyiz."
Yönetimlere ’işi bilen’ profesyonel takviyesi
TURKVEN olarak Bülend Özaydınlı (Migros), Hasip Gençer (Uno) gibi ’işi bilen’ insanlarla çalışmayı tercih ettiklerini aktaran Seymur Tarı, ortak oldukları şirketlerin yönetim kurullarına da uluslararası tecrübeye sahip bağımsız üye ve danışmanlar getirdiklerine dikkat çekti. Turkven’in ortak olduğu şirketlerde görev alan isimler şöyle:
Mavi: Fabian Mansson. Tekstil perakende devi H&M’in İsveçli eski CEO’su.
Roma Plastik: Norbert Krupp. Sektörünün en büyük firması olan Alman Surteco’nun eski CEO’su.
Provus: Johann Reinsli. Yine sektörünün en büyük firması olan FDI’nin Norveçli eski Avrupa İş Geliştirme Başkanı.
Pronet: Alex McNutt. Sektöründe dünya lideri olarak gösterilen ADT firmasının İskoç asıllı eski Avrupa CEO’su.
Kriz bizi etkilemez kaynağımız 12 yıllıkSON 5 yatırımıyla Turkven’in Türkiye’ye 2 milyar Euro civarında uzun vadeli yatırım kazandırdığını söyleyen Tarı, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bize verilen para tamamen sermaye ve 10 yıllık. Yani 2017’ye kadar 2 yıl da uzatma imkanımız var, bunları değerlendireceğiz. Kaynağımızın uzun vadeli olması nedeniyle, mevcut likidite krizinin Turkven’in mevcut ve gelecek yatırımları üzerinde hiçbir etkisi olmayacak. Biz kesinlikle hedge fon değiliz, bize para koyan yatırımcılar 12 yıl boyunca çıkamıyor. Zaten bizim ufkumuzda 6-7 yıllık yatırımlar. Bizim için ortak olduğumuz bir şirketin değeri, şu kriz ortamında inmiş çıkmış, bizim için hiç önemi yok. Biz o şirketin 2012 yılında ne yapacağına, nerede olacağına bakıyoruz."
3 mühendis arkadaş bir araya geldi, IFC’yi ikna ettiTURKVEN’in Türkiye’nin ilk bağımsız private equity şirketi olması kadar dikkat çekici bir yanı daha var. O da kurucularının 3’ünün de mühendis kökenli olması. Seymur Tarı, son olarak McKinsey’de çalışmış ama MIT’den mezun bir makine mühendisi. Evren Ünver de McKinsey’in de finansçılığı McKinsey kaynaklı ama o da elektrik mühendisi. Eren Nil ise JP Morgan Chase kökenli bir bankacı. Ancak onun da eğitimi endüstri mühendisliği. Insead adlı MBA programında beraber okuduklarını ve o zamandan arkadaş olduklarını söyleyen Seymur Tarı, Turkven’in kuruluşunu şöyle anlattı: "2000’li yılların başında Türkiye’de sermaye olmadığından yola çıkarak, Türkiye’ye yabancı sermayenin gelişini sağlayacak bir mecra gerektiğini düşünerek, bu işe talip olduk. İlk olarak IFC’ye (Dünya Bankası’na ait Uluslararası Finans Kuruluşu) gittik, durumu anlattık. Onlar da bize 10 milyon
dolar verdi. 2001’de Londra’da kaynak ayarken krize yakalandık. Ancak bir şansımız vardı, IFC krizden korkmaz. Bir şansımız da DEG (Alman Kalkınma Bankası), FMO (Hollanda Kalkınma Bankası) gibi kriz dostu kuruluşların bize fon desteği vermeleri oldu."
’Başka bir şey’ sanmasınlar diye camdan ofis yaptıkSEYMUR Tarı’nın Turkven’le ilgili anlattığı bir anekdot da, private equity şirketlerinin Türkiye’deki bilinirliği ile ilgili. İlk ofislerini Nişantaşı’nda tuttuklarını, ancak insanların ’bunlar ne iş yapıyor acaba’ diyerek kendilerine şüpheyle yaklaştıklarını anlatan Tarı, işe başladıkları ilk günlere ilişkin şunları söyledi: "İnsanlar bizim usülsüz bir iş yaptığımızı düşünmesin diye, bütün ofisi boydan boya cam yaptık. Bizi başka bir şey sanmasınlar, ne kadar şeffaf olursak o kadar iyi diye düşündük."
Migros’a paramızın hepsini koysak ne olurMİGROS’ta BCPartner’ın kontrol ettiği Moonlight Capital’in ortağı olan Turkven’in, buradaki payının ’çok küçük’ olduğunu söyleyen Seymur Tarı, bu ortaklıktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Sahip oldukları
hisse oranlarını açıklamazken, "Migros öyle bir büyüklükte ki, sahip olduğumuz 500 milyon Euro’nin hepsini koysak ne olur" dedi. Tarı, buna karşın Migros’ta yönetim kurulunda 2 kişiyle temsil edildiklerini ve aktif rol üstlendiklerini belirtti.