Güncelleme Tarihi:
Türk-Kamu Sen ve KESK'e bağlı iki sendikanın ortak eylemine Memur-Sen katılmadı. Türk Büro- Sen ve Büro Emekçileri Sendikasına (BES) üye Maliye, Sosyal Güvenlik Kurumu, Hazine, Ekonomi Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi gibi 43 kamu kuruluşundan yaklaşık 5 bin memur katıldı. Kızılay'da Güvenpark'ta toplanan memurların Başbakanlığın arkasından Maliye Bakanlığı'na yürüyüşüne izin verilmedi. Çevik Kuvvet başbakanlığa giden yolu keserken memurlar Kumrular Sokak'tan Necatibey Caddesi'ne çıkarken Yeni Başbakanlık önünden geçtiler. Bu sırada ıslık, sirenler ve sloganlarla hükümeti protesto ederek yürüyüşlerine devam ettiler.
"İNSANCA YAŞAM İÇİN"
Saat 12'ye doğru Maliye Bakanlığına gelen memurlar, burada davullar ve halaylarla protesto gösterisinde bulundular. Bazı memurların, polislerin biber gazıyla müdahale olasılığına karşı limonlarla geldikleri görüldü. Ancak polis, Başbakanlığın yolunu kesmek dışında memurlara hiçbir müdahalede, uyarıda bulunmadı. Maliye memurlarının özellikle de Gelir İdaresi çalışanlarının katıldığı eylemde konuşma yapan Büro Emekçileri Sendikası Başkanı Ahmet Kesik, iş güvencelerinin kaldırılmak istenmesine, uygulanan vergi ve ücret politikalarına karşı, "İnsanca yaşam, güvenceli iş güvenceli gelecek, vergide ve ücrette adalet" talebiyle iş bıraktıklarını anlattı.
MEMUR EYLEMİNDEN FOTOĞRAFLAR
5 BİN MEMUR YÜRÜDÜ, DİĞERLERİ ÇALIŞMADI
Memur-Sen'in katılmadığı eylem nedeniyle başbakanlık, adliyeler, sosyal güvenlik kurumları, vergi daireleri, nüfus işlerinde, kaymakamlık ve valiliklerde memurlar işe gitmedi. Ankara'da 5 bin memur yürüyüşe katılırken, işe giden memurlar da çalışmayarak eylem yapan arkadaşlarına destek verdi. Diğer illerde de büro memurları işe gitmemelerinin yanısıra şehir meydanlarında buluşarak hükümetin haklarını geri vermesini, iş güvencelerine dokunulmamasını talep etti.
BU BİR UYARI!
Türk-Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, Maliye Bakanlığı önünde yaptığı konuşmasında gerçekleştirilen iş bırakma eyleminin bir uyarı niteliği taşıdığını belirtirken, “ 666 Sayılı KHK’nın yanlış olduğunu, memurun mağdur edildiğini anlattık. Başta GİB olmak üzere; Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün içinde de bulunduğu 20’yi aşkın kurumun Maliye Bakanlığı’na fazla mesailerin devam ettirilmesi için yazı yazdığını söyledik. Bu taleplerin anlamı şudur. İş yoğunluğu ve personel yetersizliği sebebi ile fazladan çalışmaya ihtiyaç duyuyoruz. Daha dün GİB’de büyük şehirlerde veznelerin 19:30’a kadar açık tutulması talimatı verildi. Adliyelerde bazı davalar gece yarılarına kadar sürüyor. Durum böyle olunca fazla yapan çalışan personele izin de verilemiyor. İzin değil fazla çalışmamızın karşılığını ücret olarak istiyoruz" dedi.
Anayasa’da memura angarya işin yasaklandığını anımsatan Yokuş, "Ne yazık ki hükümet baskı ve tehditle memurları angaryaya zorluyor. Emeğini gasp ediyor. Hükümet 'daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük' diyerek tüm memurları kandırmış, kazanılmış haklarını ellerinden almıştır. Memura banka promosyonu fiyaskosunu ve fazla mesai ücretini çok görenler şimdi de memurun elinden yol parasını aldı. O da yetmezmiş gibi ikramiyelerini kesti. Kazanılmış haklarımız geriye götürülüyor” diye konuştu.
DİKKATE ALINMAZSA SIRADA GENEL GREV VAR
Anayasa'dan memur tanımının çıkarılması için uğraşıldığını ifade eden Yokuş, "Diyorlar ki, 2 defa kınama cezası alan memuriyetten çıkartılsın. Güvencesiz çalışmayı, taşeronlaşmayı, esnek istihdamı ve performansa dayalı ücret dayatması yapıyorlar. Bunu asla kabul etmeyiz.Niçin meydanlardayız? Çalınan emeğimizin, gasp edilen haklarımızın iadesi için alanlardayız. Taşeronlaşmaya, 4/B’li, 4/C’li güvencesiz çalışmaya 'hayır' demek için meydanlardayız. İş güvencemize sahip çıkmak için alanlardayız. Siyasi iktidara boyun eğmeyeceğimizi bir kez daha göstermek için alanlardayız.Bu eylem hükümete bir uyarı eylemidir. Eğer taleplerimiz yerine getirilmezse genel greve de gitmekten geri durmayacağız” dedi.
Konuşmaların ardından memurlar, işe gitmemeleri konusunda uyarılırken, sessizce dağıldılar.