Güncelleme Tarihi:
‘Türkiye’nin otomobili’ni üretecek 5 babayiğit kendilerine verilen prototip geliştirme ve üretim süresinin kısa olması nedeniyle çalışmalara bugünden itibaren hızla başlıyor. 5 grubun öncelikli olarak aralarında projeyi yürütecek bir lideri belirlemesi ve bu kişinin kuracağı ekiplerin hızla çalışmalara başlaması gerektiği belirtiliyor. 5 babayiğidin aracın yüzde 100 elektrikli olması konusunda hemfikir olduğu, ama devletten bu alanda ciddi destek bekledikleri de söyleniyor.
‘TÜRKİYE’nin otomobili’ni yapacak babayiğitler açıklandı açıklanmasına ama ortada henüz somut bir gelişme ve görev dağılımı kuşkusuz yok. Geçen hafta
Şimdi gelelim neler yapılacağına ilişkin edindiğim bilgilere. Öncelikli olarak 5 babayiğidin hemen bugünden itibaren çalışmalara başlayacağını, çünkü hepsinin bu işte kendilerine verilen kısıtlı sürede (prototip 2019, seri üretim 2021) hızlı olmaktan başka çarelerinin olmadığını düşündüklerini öğrendim. Çalışmaların ve görüşmelerin bir kısmının Ankara’da bir kısmının ise İstanbul’da yapılacağı söyleniyor. Çünkü hem Sanayi Bakanlığı hem TOBB hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görevlendireceği bir ekip projenin yakın takipçisi olacak. Bugün başlayacak görüşmelerde öncelikli olarak kurulacak ekipler ve görev dağılımı konusunda adımlar atılacağı söyleniyor. Otomobilin, benzinli, dizel veya hibrit olmaması, yüzde 100 elektrikli olması konusunda ise hemfikir olunduğu gelen haberler arasında.
5 FARKLI SES ÇIKMAMALI
Ama en kritik nokta 5 gruptan 5 farklı ses çıkmaması için bu işin liderinin yani patronunun belirlenmesi olacak. Yani 2018’de ortak kurulacak şirketin bir lideri (Başkan veya CEO) olması gerektiği ve bu kişinin altındaki ekip belirlenince 5 babayiğidin tüm yetkiyi bu kişiye bırakması ve bu kişiye güvenmesi gerektiği ifade ediliyor. Aksi takdirde 5 farklı sesle hızlı yol alınamayacağı ortada. Yani şirketlerin bu projede kendi PR’larını yapmaması, işi uzmanlara bırakması gerekiyor. Şimdi bakıldığında 5 babayiğit arasında otomotiv üretim, satış ve pazarlama tecrübesi olan 3 grup öne çıkıyor. Bir tarafta yıllarca Türkiye’de Japon Honda ile ortak üretim yapmış, ardından Japon Isuzu ortaklığıyla üretim tecrübesini geliştirmiş, aynı zamanda satış ve pazarlamada ise birçok markanın distribütörü olan Anadolu Grubu yer alıyor. Diğer tarafta ise yüzde 100 Türk markası olan Karsan çatısı altında hem ticari araç üreten hem de bünyesindeki Hexagon şirketiyle dünya çapında projeler geliştirip ihalelere giren Kıraça Holding yer alıyor. Otomotiv üretiminde BMC’nin de tecrübesi var ama hem son yıllarda ağırlıklı olarak savunma sanayinde yer almaları hem de ortaklık yapısının değişmesi nedeniyle, şu anda Kıraça Holding ve Anadolu Grubu’nun tecrübe olarak biraz daha gerisinde oldukları belirtiliyor. Ama bu grubun araç belirlenip, teknoloji ve strateji geliştirildikten sonra özellikle üretimde aktif rol alması bekleniyor.
ADAYLAR KİMLER?
İşte bu noktada 5 babayiğidin bu işi yürütecek kişileri belirleyip hemen lideri ortaya çıkarması gerektiği konuşuluyor. Yani asil yönetim listesinin kısa sürede belirlenmesinin şart olduğu söyleniyor. Şu an kulislerde Karsan CEO’su Okan Baş ve Anadolu Grubu Otomotiv Grup Başkanı Bora Koçak öne çıkarken, yönetimde olmamasına rağmen Jan Nahum’un ismi de geçiyor.
Kia, Citroen, Mazda gibi uluslararası markaların Türkiye’de genel müdürlüğünü yapan Koçak, 1 yılı aşkın bir süredir Anadolu Grubu’nda otomotiv grubunun başında. Bu süreçte hem Anadolu Isuzu’da üretim ve teknoloji adına ciddi adımlar atarken diğer taraftan grubun traktör üretimine girmesini sağladı. Okan Baş ise uzun yıllar Tofaş’ta üst düzey yönetici olarak görev yaptı. Doblo projesinde yer alan, ardından Tofaş’a ve Fiat’a bugün rekorlar kırdıran Fiat Egea projesini yöneten Okan Baş, 1.5 yıldır Karsan’ın CEO’su olarak görev yapıyor. Zaten Kıraça Holding adına toplantılara Baş’ın katılması da aktif olarak rol alacağının bir göstergesi. Ama kuşkusuz bu isimler projenin başında olmak ister mi, henüz bilinmiyor. Bugün ortakların öncelikli olarak hızlı bir şekilde lideri seçip, onun kuracağı ekiple çalışmalara başlaması gerektiği ifade ediliyor. Yani çok süratli bir şekilde bir ekibin dünyadaki gelişmeleri takip edip, işbirliği yapacakları şirketleri belirlemesi, bir ekibin tasarım ve ürün gelişimi için çalışmalara başlaması, bir ekibin ise finansal durum ve yatırımlar konusunda çalışması gerektiği belirtiliyor.
Devletten beklenen ‘elektrik’ destekleri
OTOMOTİV Sanayi Derneği (OSD) dün dünyada teknolojik gelişmelerin yeni ürün stratejilerini şekillendirdiği, alternatif yakıt kullanan sistemlere yönelik çalışmaların arttığı dönemde Türkiye’nin yerli markalı araç geliştirme girişimini önemli bulduklarını belirterek, “Projenin ilerleyen süreçlerinde elektrik şebekesi altyapısı, ülke geneline yayılacak şarj istasyonları, uluslararası düzeyde pazarlama gibi temel unsurların ele alınmasının önem arz eden konular olacağını düşünmekteyiz” açıklamasını yaptı. İşte 5 babayiğit kuşkusuz yatırım teşvikleri de bekliyor ama özellikle elektrik alanında devlet desteğine ihtiyaç duyuyor. Yaptığım görüşmeler sonrası devletten özellikle şu desteklerin beklendiğini öğrendim;
· Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hükümetin üretilen her bir elektrikli araç başına destek vermesi gerektiği, (Bu destek bir çok ülkede araç başına 7 bin Euro’ları buluyor)
· Ucuz finansman desteği sağlanmasını,
· Ar-Ge bedellerinin Sanayi Bakanlığı tarafından karşılanmasını,
· Şarj istasyonları ve enerji altyapısı geliştirmelerinin planlanmasını,
· Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) 2021 yılında çıkacak otomobil için devrede olmasını istiyor. Yani araç çıktığında şarj altyapısının yaygın olabilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılmış ve hazır olmasını istiyor.