Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE’nin ‘sanayide’ en önemli illerinden biri Adana’da pamuk tarlaları, çırçır tesisi olan bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen Mine Palalı, kimya mühendisi oldu ve Bursa’da kurduğu laboratuvar ile sanayicilerin ‘iş sürecinde’ karşılaştıkları sorunlara kimyasal çözümler geliştirmeye başladı. İnşaat, tekstil, demir çelik, otomotiv gibi alanlarda 403 ürün geliştiren Palalı’nın şirketi FMP Tekstil ve Kimya San.İç ve Dış Tic. Ltd. (FMP), 7 ürüne de patent aldı. 3 patentin de yolda olduğunu söyleyen Mine Palalı, inşaat ve tekstil kimyasalları ihracatı için Mısır’la distribütörlük veriyor. 21 kişilik ekibiyle 2010’da 3 milyon lira ciro yaptıklarını söyleyen Palalı şöyle başlıyor anlatmaya:
Klasik Adanalı
“Adanalı Palalıoğlulları’nın iki kızından biriyim. Ailem çiftçi ve sanayiciydi. Hem pamuk tarlalarımız hem de çırçır tesisimiz vardı. Babam rahmetli olduktan sonra tesisimiz kapandı. Ben önce Ege Üniversitesi’nde tekstil mühendisliği okumaya başladım ve 3’üncü sınıfta bıraktım. Çukurova Üniversitesi’nde fark dersleri vererek kimya mühendisliğine devam ettim, 1994’te mezun oldum. Başer Kimya’da çalışmaya başladım. 1 yıl sonra Güney Sanayi’ye transfer oldum. 6 yıllık çalışma hayatımdan sonra 28 yaşımda 2000 yılında kendi işimi kurdum.”
Kumaş ihracatıyla başladım
Başlangıçta kendi iş fikrinin ‘kumaş ihracatı’ olduğunu anlatan Palalı, “Düşüncem, Türkiye’den kumaş almak isteyen yabancı firmaların partneri olmaktı. Çünkü kumaşı çok iyi öğrenmiştim ve pazarlamada tecrübe kazanmıştım. İstanbul ve Adana’da ofisleri olan küçük bir şirket kurdum. Yabancı firmalara istedikleri kumaşları Türkiye’deki büyük kumaş üreticilerinde ürettirip satmaya başladım. İlk yıl 1 milyon dolarlık ihracat yaptım. 2001 yılından itibaren de kimya işine girmeye başladım” diyor.
İtalya’dan Türk kimyacı
Mine Palalı, şöyle devam ediyor: “Kahramanmaraş’ta bir firmaya kumaş yaptırırken ek kimyasallarla çok daha kaliteli kumaşların çıktığını gördüm.Bu kimyasalları ithal etmeye başladım. İthalat yaptığım bir İtalyan firmada Bulgaristan vatandaşı bir Türk kardeşimizle tanıştım, Bursa’da bir başka kimyager arkadaşımı da ikna ederek kendi laboratuarımızı kurduk. İthal ettiğim kimyasalları Bursa’da üretmeye başladık.”
Laboratuarı kurdukdan sonra bütün sanayi sektörlerine çözümler üretmeye başladıklarını anlatan Mine Palalı, “Büyük bir demir çelik sanayicimiz, bir sorunla karşılaşmış ve yabancı bir firma 100 bin Euro’luk teklif vermiş. Biz benzer çözümü 18 bin liraya 2 günde uygulayınca ortalık karıştı” diyor. Palalı şöyle konuşuyor: “3 şirketim var. Dev bir kimya şirketi olmayacağız kimselerin yapamadıklarını yapmaya devam edeceğiz.”
Sacdaki domuz yağı
Mine Palalı, bazı kimyasal çözümlerini şöyle anlatıyor: “Sac kullanan sanayici için bir ürün yaptık. Sac ithal edilir, işlemeden önce (boya ve kaplama öncesi) sacı temizlemek zorunda. Çünkü, oksitlenmesin diye domuz yağıyla kaplı. Yağı iyi temizleyemezsen boya kalitesiz olur. Bir sanayicimiz sorunu anlattı. 1 aylık Ar-Ge’yle ürün geliştirdik. Şimdi boya için 5 yıl garanti veriyor. Büyük bir lüks otomobil ithalatçısının talebi üzerine de bir başka ürün geliştirdik. Lüks otolar gemiyle geliyor, üzerlerinde bir koruma kimyasalı var. Galeriye gitmeden önce çıkarılması gerekiyor. Mazotla yıkıyorlarmış ya da Fransa’da litresi 22 Euro sıvı getiriyorlarmış. Bu kimyasal çevreyi kirlettiği için ceza da yiyorlarmış. Ürün geliştirdik. Litresi 12 liraya ve çevreye zarar vermeyen.”
İnşaat iskelesindeki atık betonu çözdü, mikser kasası ömrünü 3 yıla çıkardı
FMP’nin en ilginç kimyasal ürünlerinden biri de büyük bir Türk inşaat firmasının Dubai’deki şantiyesinde uygulandı. Mine Palalı, şöyle konuşuyor: “İnşaat iskeleleri kurulur ve püskürtme beton bu iskelelere de akar ve kurur. Her projeden sonra büyük iskele kaybı olur. İskelelerdeki bu betonu temizlemek için de onlarca işçi çalışır. Biz bu betonu bir kimyasalla çözdük. Patentini de aldık. Sonra bu ürünün benzerini hazır betonculara mikser kamyonların betonu taşıyan, karıştıran ve döken kasası için geliştirdik. 6 ayda bir değişen kasanın ki en kötüsü 25 bin TL’dir, ömrünü 3 yıla kadar uzattık.”
DİĞER HABERLER
Angora, 2 bin noktada halı satıyor ihracata da asılıyor
GAZİAN-TEPLİ Angora Halı, Marmara Bölgesi bayileriyle istanbul’da buluştu. Firmanın sahibi Ersoy Şiveydinli, “Marmara Bölgesi’nde 500 bayimiz var. Bu bölge en büyük pazarımız. Bu nedenle İkitelli’de 100 bin metrekarelik bir merkez kurduk” dedi. Bayi toplantısı sırasında 11 yeni koleksiyonda yer alan 300 yeni halı modelini de tanıtan Angora Halı’nın Türkiye’nin en büyük halı markasından biri olma yolunda önemli adımlar attığını söyleyen Şiveydinli, “ürünlerimiz Türkiye genelinde 2 bin noktada satılıyor. İhracat için de ciddi bağlantılar kurduk” diye konuştu.
UND ‘tek çatıda’ seçime gitti, Özmen başkan oldu
ULUSLARARASI Nakliyeciler Derneği (UND) yönetim kurulu başkanlığına Ruhi Engin Özmen seçildi. 2. Başkan ise Bahaddin Karakuş oldu. Özmen “Taşımacılık, yaşayan bir organizma. Sektörün yollarını her zaman açık tutmamız gerekir. İki ay içinde Türkiye’nin bütün bölgelerini dolaşarak her bölgenin sorunlarını tespit edeceğiz” dedi. Genel kurulda konuşan TOBB Taşımacılık Sektör Meclisi Başkanı ve Genel Kurul Divan Başkanı Ö. Çetin Nuhoğlu da “Birleşme, sektördeki tüm arkadaşlarımızın arzusu idi. İki derneğin yöneticileri bu konuda irade göstererek birleşmeyi başardılar” dedi. 2001 yılında RODER’in kurulması ile sektör, UND ve RODER tarafından temsil edilmeye başlanmıştı. Birleşme görüşmeleri olumlu sonuçlanarak geçen ağustos ayında iftar yemeğinde kamuoyuna açıklanmıştı.