Sadi Özdemir / Ekobi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 17, 2010 00:00
1960’tan beri ‘camilere özel halı’ üreten ve ‘safların daha düzgün olmasına’ büyük katkı sağlayan Özkul Halıcılık, 35 bine yakın camiye halı döşedi. Ali Rıza Özkul, “Tüyleri kıbleye eğimli, diz yeri dayanıklı halılar üretiyoruz. Süleymaniye, Selimiye, Yeni Cami, Eyüp Sultan, Tokyo, New York ve Yemen’de bizim halılarımız var” diyor.
SON yıllarda makine halısı üretiminde atak yapan Türkiye’nin en ilginç halı üreticilerinden biri de Özkul Halı Sanayi ve Ticaret Ltd. (Özkul Halıcılık) Çünkü bu şirket, 1912’den beri halıcılıkla uğraşan ve 1960’ların başından itibaren ‘cami halısı’ üretimine odaklanan şirket, bugüne kadar yurt içinde ve dışında 35 bin caminin halısını üretip uyguladı. Özkul Halıcılık Yönetim Kurulu Üyesi Ali Rıza Özkul, cami halısı üretiminin sürekli inovasyon (yenilikçilik) gerektirdiğini ve üreticiye ağır sorumluluk yüklediğini söylüyor. Tüyleri kıbleye eğimli, diz yeri daha dayanıklı, güve yemez, alev almaz, kokmaz standartları yüksek olan halılar ürettiklerini anlatan Özkul, bugüne kadar büyük usta Mimar Sinan’ın eserleri Süleymaniye, Selimiye, Yeni Camii de dahil çok sayıda büyük ve tarihi camiye halı ürettiklerini belirtiyor ve “Kosova’dan Yemen’e, New York’tan Tokyo’ya kadar çok önemli camilerde bizim halılarımız var. Manisa Demirci’deki fabrikamızda günde 5 bin metrekare üretim yapabiliyoruz” diyor.
Dede el halısıyla başladı
Dedesinin adının da ‘Ali Rıza’ olduğunu belirten torun Ali Rıza Özkul şöyle konuşuyor: “Dedemiz el halısı üretimiyle başlamış. Balkan harbine katılmış, dönmüş ve tamamen halıcılıkta karar kılmış. 1935’e kadar Manisa Demirci’de halıcılık yapmış ve bu tarihte İstanbul’a Kapalıçarşı’ya taşınmış. Kapalıçarşı’da iyi para kazanıp İstanbul’da iki tane de ev almış. Sonra her şeyini satıp tekrar Demirci’ye yerleşmiş. Bu arada İstanbul’da Almanca öğrenmiş ve Almanya’ya bir makine üreticisine mektup yazıp makine halısı için yatırım yapmak istediğini belirtmiş. 1952’de de ilk makinesi İzmir’e gelmiş. Tepecik’te basit bir bina yapıp orada üretime başlamış. 2 yıl sonra Demirci’ye elektrik gelmiş ve 1954’te Demirci’ye taşınmış.”
Camiden sipariş alınca
1960’a kadar normal makine halıları üretip pazarlayan Özkul Halıcılık’ın İstanbul’daki bir camiden alınan sipariş üzerine ‘cami halısı’ işine başladığını belirten Ali Rıza Özkul, “O zamana kadar camilere de evlerdeki düz halılar gibi halılar konurmuş. Bizim ilk cami halısında şerit gibi cizgi uygulaması denenmiş ve cemaat safları buna göre düzgünleştirince dikktat çekmiş. Ayak yeri 25 santimetre kırmızı çizgi ön tarafı yeşil bu halı bir anda talep patlaması yaşanış. Özkul Halıcılık da bu aşamadan sonra tamamen camilere odaklanmış. 1970’lerin sonralarına doğru talep öyle yüksek bir noktaya ulaştı ki camiler parayı bize peşin ödeyip 6 ay sonra halısını teslim alıyordu” diyor.
1962’de Sultanahmet’e seccadeli halı ürettik
ALİ Rıza Özkul, şöyle devam ediyor: “1962’de Sultanahmet Camii’ne seccadeli halı ürettik. Sonra büyük camilerden siparişler başladı, işimiz büyüdü. Secdede diz yeri çabuk deforme olur. Güve yemez işlemi, dayanıklılık, alev almazlık ve hav yoğunluğu standartları sağlanmış halı üretiyoruz. Bunlar eksikse matlaşır, bozulur ve koku yapar. 4 kardeşiz (Ali Rıza, Emin, Kamil ve Sıdıka). 90 kişilik istihdamla günde 500 metrekare üretim yapıyoruz. Tesisimiz 8 bin metrekare kapalı alana sahip.”
Kubbesi büyük camilerde ‘göbek desen’ modası var
ALİ Rıza Özkul, son dönemde kubbesi büyük camilerde ‘göbek desen’ uygulamasının moda olduğunu belirtiyor ve şöyle devam ediyor: “Kubbesi 500 metrekarenin üzerindeki camiler, madalyon gibi göbek istiyor. Çapı 2.5 metreden 20 metreye kadar değişen göbek desenli halılar üretebiliyoruz. Yeni Cami’ye yeni uyguladık. Burada önemli olan estetiği bozmamak ve ayak bordürünün göbeğe geldiğinde uyumlu olması. Mimar Sinan’ın eserlerinin yüzde 80’inde halılarımız var. En büyük projemiz Yemen Sana’daki 16 bin 450 metrekarelik cami oldu.”
Pomza, çimento ve EPS’den patentli duvar elemanı üretti
ESKİŞEHİRLİ Andblok Yapı Malzemeleri A.Ş., volkanik bir kaya türü olan pomza taşı ile çimento ve polistren köpüğünü (EPS) birleştirerek yeni bir duvar elamanı (tuğla, gaz beton gibi) üretiyor. Türkiye Patent Enstitüsü’nden (TPE) ürünün patentini de alan firma; İzoduo markalı ürünün üretimi için 5 milyon liralık yatırım yaptı.
Kapasite artırdı
İzoduo Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Lüleci, yeni yatırımlarla kapasite artırdıklarını belirterek, “Ürünümüz, tuğla ve gazbeton ile kıyaslandığında çok daha dayanıklı, hafif, ses, ısı ve su yalıtımı çok daha güçlü. Ürünümüz yeni olduğu için makine yatırımı da ilk kez oldu. Mermercilerin makinelerini kullanıyoruz. Beş ay önce 50 kişiyle üretime başladık. Eskişehir’deki üretimimizi yurt genelinde birkaç noktaya daha yayacağız” dedi. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e üretim ruhsatı için gittiklerinde “tuğla üreteceklerini” sanıp önce izin vermek istemediğini anlatan Lüleci, şunları söyledi: “Ancak ürünümüzü görünce, özellikle de tarım toprağı kullanmadığımızı, çevreye hiçbir atık çıkarmadığımızı anlayınca ‘isterseniz iki tane kurun’ dedi. Üretimimiz o kadar çevreci ki ÇED raporu müracaatımıza ‘tesisiniz için ÇED gerekmiyor’ yanıtı aldık.”
Cerrah sanayici
Hüseyin Lüleci, doktor olduğunu ve cerrah olarak mesleğini icra etmeye devam ettiğini belirterek, “Bu ürünü Fikret Dönmez ve arkadaşları geliştirdi. Ben ürünü inceleyince yatırım yapma kararı aldım. Ailem de sanayicidir. O nedenle sanayiciliği de biliyoruz” diye konuştu.
Uzakdoğu’ya lojistik ofisi açtı
LATEK Lojistik, Malezya’nın Selangor Darul Ehsan ve Endonezya’nın Jakarta bölgesinde ofis açtı. Firmanın yönetim kurulu başkanı Levent Erdoğan, bu bölgelerde etkin konuma gelmeyi ve lojistik faaliyetlerini geliştirmeyi amaçladıklarını belirterek, “Ofislerimiz, ambalajlama, etiketleme, depolama, dağıtım ve pazarlama faaliyetlerinin yanı sıra Türkiye’deki ithalatçı ve ihracatçılara ihtiyaç duydukları her konuda çözüm üretecek” dedi.
Türk ev tekstilcisi Çin’i müşteri yaptı
ULUDAĞ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) 16’ncı Intertextile Shanghai Home Textiles 2010 Fuarı’na, bu yıl 32 Türk firmasıyla gidiyor. UTİB Başkanı İbrahim Burkay, “Şangay’a, geçen yılın iki katı firmayla katılıyoruz. Çin’e yaptığımız ev tekstili ihracatı düzenli artıyor. Tüm dünyaya mal satan Çin’e mal satabilmek sektörümüzün başarısıdır” dedi. 24-26 Ağustos tarihlerinde düzenlenecek fuara geçen yıl 16 Türk firması katılmıştı. İbrahim Burkay, Birlik olarak, sektör ihracatının artması ve üye firmaların yeni pazarlarda yer almasının önünü açabilmek için çalıştıklarını belirterek “Şangay fuarı, Türk tekstilcilerinin yeni tasarım ve ürünlerini tanıtmaları için büyük fırsat. Bu pazara ihracatımız da hızla yükseliyor” diye konuştu.