32 ülkeye yerli kutu

Güncelleme Tarihi:

32 ülkeye yerli kutu
Oluşturulma Tarihi: Eylül 20, 2021 07:00

Süt, peynir, yoğurt, meyve suyu kutularından, sanayi ürünleri ambalajlarına kadar üretim yapan Dizayn Pack, ürünlerini 3 kıtada 32 ülkeye ihraç ediyor. 15 yıl önce genç bir girişimcinin temelini attığı marka yılı yüzde 60 büyüme ve 40 milyon dolar ciro ile tamamlamayı planlıyor. 2022 yılı hedefi ise en az yüzde 60 daha büyümek.

Haberin Devamı

Gülistan ALAGÖZ-Üniversiteye girdiği yıl elinde bir çanta ile matbaacılık sektörüne giren Metin Çiftçioğlu, bugün ürettiği gıda kutuları ve ambalajları 32 ülkeye ihraç ediyor. “Her krizden fırsat çıkardım ve hiç vazgeçmedim. Herkes savunma yaparken ben atak yaptım” diyen Dizayn Pack Yönetim Kurulu Başkanı Metin Çiftçioğlu ile girişim öykülerini ve yeni dönem planlarını konuştuk.

ÖĞRENCİYKEN BAŞLADI

1994 yılında Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde eğitime başlayan ve henüz öğrenciliğinin ilk yılında girişimci ruhu ile matbaacılığı keşfeden Çiftçioğlu, bir arkadaşı ile yola çıkıyor. Yol uzun ve meşakkatli olunca arkadaşı vazgeçiyor, Çiftçioğlu tek başına devam ediyor. Peki bir öğrencinin iş fikri nasıl büyüyor? Bugün 2 fabrikasında 230 kişilik ekibi yöneten Çiftçioğlu bu soruya şu yanıtı verdi: “1990’lı yıllarında global markalar Türkiye’ye gelmeye başladı. Bizim firmaların büyük kısmı ise dil bilmiyor, bir aracıya ihtiyaç duyuyordu. Bu açığı görerek matbaacılık sektöründe çalışmaya başladım. Ama daha sonra aracılara kazandırmak istemediler. Ben de 2001 yılında bir makine aldım, sonra renkli bir makine daha aldım derken 2004 sonrası hızlı büyüme başladı. 2007’ye gelince katalog, broşür basan ticari matbaaların geleceği olmadığını gördüm ve ambalaja dönmem gerektiğini anladım. Bu dönemde Japonya’da bir makine yaptırarak sektöre girdim. Sonrasında yeni hatlar devreye girdi...”

Haberin Devamı

İSVEÇ’TEN MAKİNE

İhtiyaçları olan üretim hattı olmadan 2012’de Çerkezköy tesisinin yapımına başladıklarını belirten Çiftçioğlu, “Kartonu su geçirmez hale getiren bir hat var. Bunu dünyanın her yerinde aradım ama o dönem çok zordu. Herkes ‘Deli misin makine yok ne fabrikası’ dedi. ‘Bulurum’ dedim ve İsveç’te bir dağ kasabasında buldum. -15 derecede 10 günde makineyi yükledik, 1 ayda getirdik ve üretime başladık” dedi. Esenyurt fabrikasının kuruluşunun da bir krizden fırsat hikâyesi olduğunu belirten Çiftçioğlu, “Hain darbe girişiminin üzerinden 7 ay geçmişti. İnsanlar yatırımdan uzak dururken biz ikinci fabrikayı kaba inşaat halindeyken aldık ve tamamladık. O gün de iyi bir fikir olmadığını söyleyenler oldu. Ama bu iyi bir fırsattı” dedi. Bugün geldikleri noktayı rakamlarla anlatan Çiftçioğlu, “2021 yılını 40 milyon dolar ciro ile kapatıyoruz. 2020-2021 yıllarında her yıl ortalama yüzde 60 büyüdük. 2022 için de hedefimiz en az yüzde 60 büyümeyi yakalamak. Toplam ciro içindeki ihracat payımız yüzde 25’e geldi. Burada da hedef yüzde 50’lere ulaşmak. Bugün Kuzey’de Rusya ve Gürcistan’dan, Güney’de Kuzey Afrika ülkeleri ve Tayvan’a, Doğu’da Yunanistan ve Balkan ülkelerinden, Batı’da ise Türki Cumhuriyetlere kadar 32 ülkeye ambalaj gönderiyoruz” dedi. Gündemlerinde ABD’de bir fabrika yatırımı olduğunu ancak bunu askıya aldıklarını belirten Çiftçioğlu bu kararın nedeni şöyle anlattı:

Haberin Devamı

YERLİ ÜRETİM VURGUSU

“Pandemi döneminde Türkiye’de ambalaj üreten yabancı yatırımcılar Avrupa’da kapanan fabrikalar yüzünden Avrupa için üretime ağırlık verdi. İç piyasada firmalar zorlandı. Bu süreçte bizim gibi yerli firmalar; ürünlerimizi daha yüksek hızda, daha ekonomik fiyatlarla piyasaya sürdük. Bizlerin iş hacmi genişledi, büyüme kaydettik. Fakat, buradaki en önemli faktör yerli üretimin öneminin ciddi şekilde fark edilmesi oldu. Biz de yurtdışında fabrika açma fikrini beklemeye aldık. Üretimi ülkemizde arttırmaya karar verdik. Yurtdışında üretim olmasa da ihracatı arttırmayı sürdüreceğiz.” Yerli üretimin nihai tüketici için önemli olduğuna dikkat çeken Metin Çiftçioğlu, “Evinize bir kutu süt aldığınızda ödediğiniz fiyatın ortalama yüzde 12’si ambalaja gidiyor. Yeterli miktarda yerli hammadde üretimi gerçekleştirse tüketiciye daha uygun fiyatlarla gıda ürünleri sunabilmek mümkün.”

Haberin Devamı

YABANCI YATIRIM İÇİN YER ARIYOR

Türkiye’nin coğrafi konumu, genç nüfusu ve yetişmiş eleman avantajıyla öne çıktığını belirten Çiftçioğlu, “Türkiye 10 yıl içinde inanılmaz bir üretim üssü olacak. Bunu gören yabancı yatırımcılar organize sanayi bölgelerinde yer arıyor. Ambalaj sektörü için de ciddi bir potansiyel var. Bize her ay 2-3 yabancı firmadan ortaklık için teklif geliyor” dedi.

EN ÖNEMLİ SORUN HAMMADDE

“Sektörümüzün en büyük sorunu şüphesiz ki yerli hammadde üretimi” diyen Metin Çiftçioğlu, “Türkiye’de yeterli petrokimya tesisi bulunmuyor. Ülkemiz Avrupa’nın en büyük 2’inci plastik üreticisi konumunda. Ancak diğer taraftan ise dünyanın en büyük 3’üncü plastik ithalatçısıyız. Bu noktada üretim hacmi böylesine kuvvetli bir sektörün hammadde problemi çözülmesi son derece önemli. Ambalaj sektörüne hammadde üretimi sağlayacak petrokimya tesisleri devlet yatırımları gerektirecek ölçekte. Özel sektörün bu yükün altına girebilmesi mümkün değil. Petrokimya tesisiyle sağlanacak hammadde yalnızca bizim sektörümüze değil, doğrudan ve dolaylı olarak yüzlerce sektöre kaynak sağlayacak” şeklinde konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!