Güncelleme Tarihi:
Akben, Bank of China'nın Türkiye'de faaliyete başlamasının ardından Uzak Doğu'dan başka bankaların da Türkiye'ye gelebileceğini, daha önce Türkiye'de temsilcilik açan Bank of Bahrain and Kuwait'in ise (BBK) bankacılık lisansıyla ilgilendiğini bildirdi.
Mehmet Ali Akben, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bankacılık sektöründe kredilerin takibe dönüşüm oranının yüzde 3,2 olduğunu, diğer ülkelerde bu oranın yüzde 15'e kadar çıktığını ifade ederek, Türkiye açısından bakıldığında yüzde 3,2'lik oranın sürdürülebilir olduğunu, söz konusu oranın kredi kartları, bireysel taraf ve KOBİ tarafındaki kredilerde biraz daha yüksek olmasına karşın şu anda sistemi etkileyecek boyutta bulunmadığını söyledi.
Söz konusu oranın yönetilebilir durumda olduğunu vurgulayan Akben, şöyle devam etti:
"Eğer bizim kredi hacmimiz geçen yıllardaki gibi artsaydı, bu oran belki yüzde 2,7 olacaktı. Bu arada bazı artış gibi görünen şeyler, kredi hacmi küçüldüğü için oran artıyor gibi görünüyor. Öte yandan, Kredi Garanti Fonu üzerinden 250 milyar liralık bir kredi hacmi oluşturuldu. Burada hem ihracatçılar hem KOBİ'ler, bilhassa üretime destek verenler bu krediden yararlanacaklar. Bunların birtakım işleri tekrar rayına girecek. Burada esas üzerinde durulması gereken, piyasa küçülmelerinde şirketlerin işlerindeki gerileme... Tahsili gecikmiş alacağın artmış olması şu anda sektörü rahatsız edecek bir boyutta değil."
"SEKTÖRÜN KALDIRAÇ ORANI YÜZDE 8"
Mehmet Ali Akben, bankacılık sektöründeki sermaye yeterliliği standart rasyosunun halihazırda yüzde 16 olduğunu belirterek, "Ekim sonu itibarıyla sektörde mevduatın krediye dönüşüm oranı yüzde 124,5, aktif karlılığı yüzde 1,6, öz kaynak karlılığı yüzde 14,8, net faiz marjı yüzde 3,6, bankacılık sektörü toplam aktifleri/GSYH oranı yüzde 104,7, serbest sermaye/toplam aktif oranı yüzde 7,9, kaldıraç oranı da yüzde 8 olarak gerçekleşti." dedi.
Akben, bankacılık sektöründeki toplam kredilerin 9 Aralık 2016 itibarıyla 1 trilyon 763 milyar 644 milyon 756 bin lira olduğunu, söz konusu rakamın kur ve parite etkisinden arındırılmış haliyle önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 14,2 arttığını, bu alanda önceki yıllara göre "aşırı" bir büyüme olmadığını, bunun da dünya ekonomisindeki yavaşlamanın Türkiye'ye etkilerinden kaynaklandığını ifade etti.
Avrupa Komisyonu'nun kararıyla Türk bankacılık sektörü düzenleyici ve denetleyici çerçevesinin AB mevzuatı ile eş değer hale gelmesine ilişkin Akben, şu görüşleri dile getirdi:
"Türk bankacılık sistemi, bütün denetimiyle, uygulamalarıyla Avrupa bankalarıyla eş değer statüye kabul edildi. Bu, hem Türkiye'deki bankaların borçlanma maliyetlerini azaltacak hem de sermayeleri yabancı olan BBVA ve ING gibi bankaların kendi ülkelerinde, Türkiye risk ağırlığı yüksek olan ülkeler arasında görülürken, şimdi artık kendilerinin risk ağırlığına tabi hale gelecek. Bunlar da bankaların sermaye yeterlilik rasyolarına olumlu yansıyacak, Türkiye'ye sermaye getirmekte artık sıkıntı çekmeyecekler. Türk bankacılığı görüldüğü gibi sağlam temeller üzerine kurulu ve bu kırılgan ortamda dahi bu özelliğini devam ettiriyor."
"AMERİKA'DAN BİR FİNANS GRUBUNUN TÜRKİYE'DE BANKA KURMA PLANLARI VAR"
BDDK Başkanı Akben, Körfez bölgesinden Türkiye ile ilgilenen bankalar olduğunu ifade ederek, Dubai'den bir bankanın Türkiye'ye yönelik bankacılık alanında çalışması bulunduğunu, daha önce Türkiye'de temsilcilik açan BBK'nın ise bankacılık lisansıyla ilgilendiğini bildirdi.
Akben, Amerika'dan bir finans grubunun da Türkiye'de banka kurma planları olduğunu belirterek, "Şu anda Türkiye'de bankacılık yapmaya ilgi duyan 3 banka var. Bu elbette bir süreç. Ama bunların 2017'de Türkiye'de olacağını düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
Çin'in Türkiye ile ciddi bir ticaret hacmi olduğuna işaret eden Akben, Türkiye'de Çinli bankaların bulunmasının Çin için de önemli olduğunu vurguladı. Akben, Bank of China'nın Türkiye'de faaliyete başlamasının ardından Uzak Doğu'dan başka bankaların da Türkiye'ye gelebileceğini duyurdu.
BDDK olarak son dönemde başta Hindistan olmak üzere birçok ülkenin muadil kurumlarıyla anlaşmalar yaptıklarını bildiren Akben, "Bu anlaşmalar, kafalarında Türkiye ile ilgili bir şeyler olduğunu gösteriyor. Bunlar ilk adımlar..." dedi.
Akben, bölgedeki problemler çözüldükten sonra Türkiye'ye olan ilginin daha da artacağını düşündüğünü kaydetti.
"BANKALARA 2016 YILINDA 7 MİLYON 851 BİN 777 LİRALIK İDARİ PARA CEZASI KESTİK"
Mehmet Ali Akben, bankalara bu yıl 7 milyon 851 bin 777 liralık idari para cezası kestiklerini bildirdi. Müşteri şikayeti üzerine alınan idari para cezası karar sayısının 120 olduğunu belirten Akben, kurum olarak yılbaşından bu yana 54 toplantı düzenlediklerini ve 508 karar aldıklarını söyledi.
Akben, şunları kaydetti:
"Alınan kararların 74'ü düzenleme işlemlerine, 88'i izin işlemlerine, 253'ü idari para cezalarına, 9'u kuruluş ve faaliyet izni iptali ile yetki iptaline, 24'ü suç duyurusunda bulunulması, bulunulmaması-imza yetkisinin kaldırılması ve iade edilmesine, 52'si kurumla ilgili, 8'i de diğer konulara yönelik. Bu dönemde ayrıca, bir bankaya temsilcilik açma izni, bir banka, 3 varlık yönetim şirketi, bir finansal kiralama şirketi ve bir faktoring şirketine kuruluş izni, bir katılım bankası, 4 varlık yönetim şirketi, 2 finansman şirketi, 2 elektronik para şirketi ve 16 ödeme kuruluşuna faaliyet izni, 5 değerleme şirketi ve bir derecelendirme şirketine de yetkilendirme izni verildi."
Akben, EFT ücretlerine ilişkin, nerelerden ne kadar komisyon alınacağının daha önce tespit edildiğini, yeni bir masraf kapısı olmadığı sürece bu konuya ilişkin şimdilik bir düzenlemelerinin olmadığını bildirdi.
Bankalar yeni bir ürün çıkardığında, bunun için yeni bir komisyon almaya başladığında, bunları dikkate aldıklarını belirten Akben, şu anda anormal bir durum olmadığını söyledi. Akben, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fakat şunu da bilmek lazım; bankalar hizmet veriyor ve bu hizmet karşılığında da bir masraf almaları gerekiyor. Yer kiralamış, şubeyi açmış, sistemi kurmuş ve çalışanlarına maaş veriyor. Avrupa'yı bir göz önüne alın. Faizler eksi, para yatırıyorsunuz ve paranızdan da para kesiliyor. Tüketicilerimiz bir hizmet alıyorlarsa, o hizmetin bedelini verme bilincinde de olmaları gerekiyor. Ama bankalarımızın yüksek hizmet bedeli alması da doğru değil. Bu konularda anormal bir durum olduğu zaman bizlere şikayet geliyor. Biz de orada ilgili düzenlemeler kapsamında gereken tedbirleri alıyoruz."
"FAİZSİZ FİNANS SEKTÖRÜNE YÖNELİK DÜZENLEMELERİ İÇEREN KAPSAMLI BİR KANUN TASLAĞI HAZIR"
BDDK Başkanı Akben, faizsiz finans sektörüne yönelik düzenlemeleri içeren kapsamlı bir kanun taslağının hazır olduğunu, üzerinde son rötuşları yaptıklarını belirterek, tüm faizsiz finans ürünlerini kapsayacak şekilde hazırlanan kanun taslağının bütün konuları ele alacak bir çalışma olduğunu, diğer yoğunluklar bittikten sonra söz konusu kanun taslağının yasalaşma aşamasına kısa süre içerisinde geçebileceğini ümit ettiğini söyledi.
Akben, konvansiyonel bankaların şu anda Türkiye'de katılım bankası kurma yönünde bir talepleri olmadığını da bildirdi.
"KIRTASİYE, ARŞİVLEME VE TEKNOLOJİ TARAFINDA AVANTAJ SAĞLAYACAK BİRTAKIM DÜZENLEMELER YAPACAĞIZ"
Avrupa'da kooperatif bankacılığının çok yaygın olduğunu ifade eden Akben, şöyle devam etti:
"Buralarda bir açılım sağlayabiliriz. Eskiden tarım ya da turizm tarafını destekleyen, Anadolu'da bir bölge ile ilgilenen bankalar vardı. Buralarda güçlü kooperatif gruplara ihtiyaç var. Bu alanlara girebiliriz. Benim kanaatim, devletin de içinde bulunduğu, hem katılım bankacılığı tarafında halkın ortaklığıyla hem de kooperatif bankacılığı tarafında küçük-büyük şirket ortaklığı tarafıyla bankacılık alanında 2017 için yeni bir açılım düşünülebilir. Hatta belki önümüzdeki dönemde bizim yurt dışındaki bankalarımızın, belki Avrupa'da genişlemesi, yayılması olabilir ki bu konuda onlarla görüşmelerimiz de oldu. Onların yurt dışında açılım sağlıyor olmaları belki bir avantaj getirebilir."
Bankacılıkta teknolojinin çok önemli olduğunu vurgulayan Akben, şubesiz bankacılığa yönelik mecraların çok geliştiğini anlattı. Akben, "Bilhassa mevzuat tarafında, bankacılığın bazı kurallarında; evrak, hesap cüzdanı, sözleşme ve ıslak imza gibi almak zorunda oldukları şeylerde bir çalışma başlattık. İnşallah 2017 yılında bankaların kırtasiye, arşivleme ve teknoloji tarafında avantaj sağlayacak bir takım düzenlemeler yapacağız. Teknoloji tarafında, düzenlemelere yönelik ciddi çalışmalarımız olacak." şeklinde konuştu.
"(KREDİ KARTLARINDA) YERLİ BİR KURULUŞ ÜZERİNDEN İŞLEM YAPMA ÇALIŞMALARINDA SON AŞAMAYA GELİNDİ"
Mehmet Ali Akben, Kalkınma Bankası olsun, Eximbank olsun devlet tarafındaki birtakım bankalarla ilgili Hazine'nin çalışmaları bulunduğunu, BDDK'nın da buna katkı sağladığını ifade etti. Söz konusu bankaların daha işlevsel hale gelmesi gerektiğini belirten Akben, "Bu alanı teşvik etmek istiyoruz. Yatırım bankaları, yurt dışından daha ucuz kredi sağlamada uzmanlaşan bankalar...
Projelere özel kredi bulabiliyorlar. İnşallah bu konuda da bir hareketlilik olacak. Yatırım bankalarının bu tarafta açılım getirmeleri gerekiyor." diye konuştu.
Kredi kartlarının şu anda uluslararası kuruluşlar üzerinden işlem gördüğüne işaret eden Akben, yerli bir kuruluş üzerinden de işlem yapma konusu çalışmalarında son aşamaya gelindiğini bildirdi.
Kredi kartı harcamalarının büyük bölümünün yurt içinde olduğu düşünüldüğünde, rekabetin artmasının bankalara avantaj sağlayacağını ifade eden Akben, "2017 yılında da bu konuda önemli bir mesafe alınmasını bekliyoruz. Halihazırda bazı bankaların bu konuyla ilgilendiklerini gözlemliyoruz." dedi.