Güncelleme Tarihi:
SİİRTLİ Sülemyan Pamukçu’nun 1976’da Siirt’te başlayan ve 1992’de Şişecam’ın Gebze’deki şirketi İstanbul Porselen’i satın alarak sanayiciliğe dönüşen girişimcilik öyküsü 20’nci yılına 110 milyon lira ciroyla girdi. Bilecik’teki 70 bin metrekarelik kapalı alana sahip tesislerinde ürettiği porselen yemek takımlarının yüzde 65’ini Avrupa ağırlıklı olarak ihraç eden, İKEA’nın bu konudaki en büyük tedarikçilerinden biri olan Porland’ın kurucusu Süleyman Pamukçu, Avrupa’daki krizin rakipleri ortadan kaldırdığını belirterek, “3’üncü fabrikayı yapıyoruz, kapasite yüzde 50 artacak, yıllık 65 milyon adete çıkıyoruz” diyor. Pamukçu, şöyle anlatıyor girişimcilik öyküsünü:
Öğretmenken ticaret başladı
1956 Siirt doğumluyum. 29 Ekim’de doğmuşum, önce adımı Cumhur koymak istemişler sonra dedemizin adı ağır basmış. İlkokul ve liseyi Siirt’te, üniversitesi’yi Diyarbakır’da okudum. 1 yılı Şırnak’ta 2 yılı Siirt’te 3 yıl İngilizce öğretmenliği yaptım. Öğretmenken züccaciye ile ticarete başladım. 8 kardeşiz. Babamız ayakkabıcı esnaftı.
Bir otomobil almak için
Ticarete girme hevesim de aslında bir otomobil sahibi olmak içindi. Çünkü öğretmen maaşıyla otomobil almak mümkün görümüyordu. Bir arkadaşım Diyarbakır’da züccaciye işi yapıyordu, ben de ondan cesaret alarak züccaciyecilik yapmaya başladım. 1976’da ticarete böylece başlamış oldum. Ağabeyim de İstanbul’da oto yedek parça işiyle uğraşıyordu. Siirt’te oto yedek parça ticareti de yapmaya başladım. Züccaciye işim Paşabahçe bayiliğiydi. Bu arada meşrubat ve bira bayiliği de aldım. Böylece benim ticaret çeşitlendi. Schweppes, Efes Pilsen ve Tuborg’un Siirt’ten dağıtımını yapıyorduk.
İzmir’e 3 milyon bardak
Tuborg, Yaşar Grubu’nun markasıydı ve ‘bardak promosyonu’ başlamıştı. Meşrubat bayileri olarak bize promosyon bardakları veriyorlar, biz de müşteriye dağıtıyorduk. Promosyon maliyetinin yarısını bize yükleyince (Paşabahçe bayisi de olduğum için) teklifte bulundum. ‘Bu bardakları pahalıya mal ediyorsunuz. Ben daha ucuza size tedarik ederim’ dedi. Onlar da ‘olur’ dedi. Siirt’ten, İzmir’deki Yaşar’a 3 milyon adetlik bardak temin edip fatura kestim ve çok iyi kazandım. İş bardağa logo işlemekten ibaretti. Bardak ve tabaklara logo işleme işi ile ülke genelinde tanındık. Siirt’te kalıbımıza sığmaz olduk. Merhum Turgut Özal’la turizmin büyük yatırımlara başladığı yıllardı, otel ve restoranlara bardak tabak işleyerek büyüme yakaladık.
Paşabahçe’den fabrika aldım
Artık İstanbul’a yerleşmiş bir Paşabahçe bayisi olarak bu gurubun Gebze’deki İstanbul Porselen fabrikasına yüklü iş veriyorduk. Çok kaliteli porselen üreten bir tesisti. Kapatma kararı aldılar. Bize de ‘alır mısınız’ diye teklif ettiler. Dekorlama işi bizim için çok önemliydi ve işi de biliyorduk. İstanbul Porselen’in bütün makinelerini, ekipmanlarını, kalıplarını satın aldık ve 1992’de kendimiz ‘Porland’ markasıyla üretime başladık.
70 bin metrekareye çıktık, 20 milyon Euro’luk yeni yatırım yapıyoruz
1996’da Bilecik’te önce 100 bin metrekarelik bir arsa aldıklarını anlatan Süleyman Pamukçu daha sonra bu arsayı 300 bin metrekareye çıkardıklarını anlatıyor. Pamukçu, şu bilgileri aktarıyor: “Bu arsa üzerinde şu anda 70 bin metrekare kapalı alana sahibiz. 2000 yılındaki yatırımımızla kapasitemizi yüzde 100 artırmıştık ve yılda 45 milyon adete çıkmıştık. Şu anda 3’üncü fabrikamızın yatırımını yapıyoruz ki kapasite yüzde 65 milyon adete çıkacak. 20 milyon Euro’luk bir yatırım oluyor. 20’inci yılımıza girerken çalışan sayımız 1.200 kişiye, ciromuz da 110 milyon liraya ulaşmış durumda. Ciromuzun yüzde 65’i ihracattan geliyor. İhracatta ağırlığımız Avrupa. İngiltere en iyi pazarımız. İKEA’nın porselende ana tedarikçiyiz.”
Avrupalı bizi küçük görüyordu fabrikayı gezince sarılıp öptü
SÜLEYMAN Pamukçu, Porland’ın mağazalaşmak için de yatırıma başladığını belirtiyor. Pamukçu, “16 mağazamız var. Porselen markamız Porland, metal ürünlerde Festino, cam ürünlerde Fiamma. Mağazalarımızın sayısı artacak ama öyle küçük ve çok mağaza değil, büyük ve olması gereken yerde olacak” diyor. Pamukçu, Avrupa pazarında yaşananları da şöyle anlatıyor: “Avrupa’daki kriz birçok rakibimizin fabrikalarının kapanmasına neden oldu. Bu yeni fırsatlar doğurdu. Daha önce müşterimiz olacağını aklımızdan bile geçirmediğimiz bazı alıcılar bize dönmeye başladı. Bazılarının burnu çok havalardaydı. Türkiye’de üretimin kaliteli ve kapasitelerin güçlü olduğuna inanmıyorlardı. Bunlardan biri bizden ürün almak isteyince davet ettik. Fabrikalarımızı gezerken bir anda boynuma sarılıp yanaklarımdan öptü.”
DİĞR E-KOBİ HABERLERİ
Avea ile Microsoft’tan KOBİ’lere ‘verimli’ çözümler
GSM operatörü Avea ile yazılımcı Microsoft Türkiye, işletmeler için işbirliği yaptı. AveaBiz Hosted CRM çatısı altında, geliştirilen CRM Çözümleri ile, Avea müşterileri 20 bin dolara kurulabilecek bir teknolojiyi bedel ödemeden kullanma fırsatı yakalıyor. İlk iki uygulama EmlakOfis ve CRMOfis olurken Avea Kurumsal İş Birimi Kıdemli Direktörü Tunç Taşman, “Hosted (Barındırma) CRM Projesi, KOBİ’lerin mobil iş gücü verimliliklerini artıracak. Hizmete normalde yıllık 600 lira+KDV ödeyen bir emlakçı AveaBiz müşterisiyse ücretsiz kullanacak. CRMOfis ise, müşteri ilişkileri yönetimi için planlandı” dedi.
Logo’nun cirosu yüzde 45 kârı yüzde 176 büyüdü
LOGO Yazılım, 2011’de satışlarını yüzde 45 artırarak, 30 milyon TL ciroya ulaştı. Şirketin hızlı büyümesinde, orta ve büyük ölçekli firmalara yönelik yeni ürünler ve yeni satış modeli önemli rol oynadı. Logo’nun 2011 yılı kârı ise 11 milyon liraya ulaştı. Logo Yazılım İcra Kurulu Başkanı Mehmet Buğra Koyuncu, “Kurumsal verimlilik alanında sunduğumuz yazılım çözümlerinde sektör lideriyiz. 2011 yılında şirket tarihindeki en önemli yatırımlardan birini gerçekleştirdik ve Coretech’i satın aldık. Yazılım ürünlerini internet ortamında hizmet olarak sunan (SaaS) uygulamalarıyla öne çıkan Coretech, internet ve mobil merkezli teknolojilere yatırım yapan Logo’nun vizyonunda önemli yer tutuyor. 2012’yi de atılım yılı olarak görüyoruz” dedi.