Rekabet Kurulunca motorlu taşıtlar sektöründe rekabeti ihlal ettikleri gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan 23 şirkete dönük sözlü savunma toplantısında bugün üçüncü ve son grupta yer alan 6 firmanın savunmaları dinlendi.
Tofaş Türk Otomobil Fabrikası A.Ş Üst Yöneticisi Pandır, Türkiye'de Tofaş ürünleriyle tanışmamış bir vatandaş bulmanın zor olduğunu belirtirken, Türkiye'nin en büyük otomobil fabrikası, üretimi, dünyadaki en büyük üretim tesislerinden biri ile TOFAŞ'ın çok önemli bir konumda olduğunu belirtti.TOFAŞ'ın bir kısım hisselerinin halka açıldığını, hakim hisselerinin de
Koç ve Fiat grubu tarafından tutulduğunu anlatan Pandır, şunları kaydetti:
“Benim de 31 yıldır otomotiv sektöründe geçen kariyerimde, yaklaşık son 20 yıla yakın dünyanın en büyük otomobil şirketi General Motors'da yönetici olarak 3 kıta 8 ülkede çalıştım, Amerika'da, Almanya'da, Singapur'da, Japonya'da Tayland'da...Açık söyleyim ilk defa Rekabet Kurumunun karşısına geliyorum. Bu kadar rekabet hukukunun yazıldığı, çok daha kurumsallaştığı ülkelerde dahi böyle bir şey başımıza gelmemişti. Neden burada olduğumuzu ve neye suçlandığımızı defalarca okumama rağmen, yabancı ortaklarımıza anlatmakta güçlük çekiyorum.”
Tüm çalışanlarıyla şirketin kanunlara uyma prensibine çok önem verdiklerini vurgulayan Pandır, çalışanların rekabet kuralları konusunda defalarca eğitim gördüklerini söyledi.“Hukukun çok da kökleşmiş olduğu ülkelerde çalıştım, açıkçası şu anda suçlandığımız şeyleri suç teşkil edip etmediği benim için çok açık değil” diyen Pandır, halka açık olarak SPK'nın ilkelerine tabi olduklarını, Türkiye'de ilk defa 2007 kurumsal yönetim endeksinin kurucu olan 5 şirketin arasında olduklarını, bu anlamda en yüksek derece alan şirketlerden biri olduklarını kaydetti.
“SATIŞ HEDEF, STOK BİLGİSİ ZATEN KAMUOYUNA AÇIK”
Söz konusu olan stok bilgisi, ileriye dönük satış hedefi gibi bazı konuların kurumsal yönetimde şeffaflık ilkesi dahilinde, kamuoyuna zaman zaman açıkladıkları konular olduğuna işaret eden Pandır, çok titiz bir şekilde her rekabet kurallarına dikkat ettiklerini, dikkat etmeye de devam edeceklerini söyledi.
“İSPİYONCU” FİLMİNDEN ÖRNEKLİ SAVUNMA
TOFAŞ temsilcileri de ileri sürülen belgelerin, kanunun ihlaline yeterli olmadığını belirterek, aktör Matt Damon'un oynadığı “İspiyoncu” filminden iki ayrı bölüm göstererek savunmada bulundu.
Buna göre filmin birinci bölümünde fiyat ile ilgili iddialara ilişkin Adalet Bakanlığında yapılan savunmada, anlaşmayı çağıran unsurlar bulunmasına rağmen, “anlaşma” kelimesi geçmediği için konunun ceza yönünden değerlendirilemeyeceği sonucuna varılırken, filmden ikinci kesitte tamamıyla başka bir konuya ilişkin “anlaştık” kelimesi dedirtilerek, ilgili kişilerin ceza almaları sağlanıyor.Rekabet Kurulu üyesi Murat Çetinkaya da filminin ardından, bu şekilde “anlaştık” lafını bekliyorsak, Rekabet Kurulu olarak “tamam yandık diyorum o zaman ben de” dedi. Kurul üyesi Mustafa Ateş de “peki buradaki, birinci
film gibi mi oluyor, ikinci film gibi mi oluyor” şeklinde espri yaptı.
NİSSAN GENEL MÜDÜRÜ AİBARA: HİÇ BİR KANUN İHLALİNDE BULUNMADIK
Nissan Otomotiv Yönetim Kurulu Üyesi, Murahhas Aza, Genel Müdür Takahide Aibara da Nissan'ın faaliyet gösterdiği ülkelerde bütün kanunlarına uyduğu gibi Rekabetin Korunması Hakkında Kanun da dahil olmak üzere hiç bir kanun ihlalinde bulunmadığını vurguladı. Nissan'ın ilke olarak Türkiye'de bağımsız fiyat stratejisi belirlediğine ve bunun için de çalıştığına dikkati çeken Aibara, şirketin kendilerini bu şekilde zan altında bırakacak etkilerin altında kalmayı hiç bir zaman istemeyeceğini söyledi.
Nissan Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Can İlkim Sancaktaroğlu ise Nissan'ın ürün pazarının yüzde 20'sinde mücadele verdiğini belirtirken, tamamen ithal ürün ürettiklerini, hiç bir markanın da Nissan'ı rakip olarak almadığını kaydetti.Bir Rekabet Kurulu üyesi tarafından Nissan'dan bir yetkilinin “arkadaşlar rakiplerle görüştünüz mü ne yapacaklar?” şeklinde bir elektronik posta yazdığının tespit edildiğini belirtmesi üzerine, Nissan avukatı, Nissan'ın Avrupa ve Japonya temsilcilerine Türkiye'den ayrılmadan önce bu bilgiyi vermek için böyle bir e-posta atıldığını, bunun sistemli bir şey olmadığını, taze bilgi iletimi olduğunu söyledi.
DİĞER SAVUNMALAR
Karsan Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş adına savunmada bulunan Emre Sait, Karsan'ın halka açık ve SPK denetimine tabi olduğunu belirtirken, şirketin kendi adına satış ve pazarlama faaliyeti olmadığını söyledi. Soruşturma heyeti raporunda Karsan'ın 4054 sayılı kanunun ihlal eder nitelikte bir eylemde bulunmadığının belirtildiğini hatırlatan Sait, bu görüşe mutabık olduklarını ve bundan dolayı teşekkür ettiklerini söyledi.
Mercedes Benz Türk A.Ş'nin temsilcisi Avukat Gönenç Gürkaynak, Mercedes'in avro üzerinden fiyatlandırma yaptığını belirtirken, Mercedes'in ÖTV indirimi yapabileceği tek ürün olan C 180 ürünü klasmanında her bir avroya tekabül edecek şekilde indirim yaptığını, bu indirimi kuruşu kuruşuna uyguladıklarını kaydetti.
Mercedes'in kendi konusuyla ilgili olmasından dolayı bazı toplantılara katıldığına ancak hiçbir şekilde bir anlaşma içinde bulunmadığına dikkati çeken Gürkaynak, Mercedes'in söz konusu dönemde kesinlikle fiyat artırımına gitmediklerini bildirdi.
Mermerler Otomotiv Taşımacılık Turizm Tekstil İnşaat Gıda ve Pazarlama A.Ş'nin Chery marka ürünü pazarladığını belirtirken, şirketin hiç bir fiyat artışına gitmediğini, rakipleriyle uyumlu eylemde bulunmadıklarını söyledi. Soruşturma raporunda kanunu ihlal etmediği tespit edilen Otokar Otomotiv ve Savunma Sanayi A.Ş'nin Genel Müdür Yardımcısı Hasan Basri Akgül de “Kurulun kararını saygıyla karşılıyoruz ve teşekkür ediyoruz” dedi.
NİHAİ KARAR 19 NİSAN'DA
Tüm savunmaların dinlenmesinin ardından Rekabet Kurumu Başkanı Nurettin Kaldırımcı, soruşturmaya ilişkin nihai kararın 19 Nisan 2011 Salı günü saat 14.00'de açıklanacağını bildirdi. Rekabet Kurulu, 9 Eylül 2009 ve 28 Ocak 2010 tarihli kararları uyarınca, motorlu taşıtlar pazarında faaliyet gösteren 23 teşebbüs hakkında, hedef ve stok bilgileri ile satış ve fiyat stratejilerini paylaşmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesini ihlal edip etmediklerinin belirlenmesi amacıyla soruşturma açmıştı.
Soruşturma raporunda “özellikle ÖTV indiriminden 3 gün sonra 19 Mart 2009'da 13 firmanın katıldığı ve bulunan elektronik posta çerçevesinde 'tüm markaların kısa vadede zam yapmayı planladıklarını' açıkladıkları ve tamamına yakınının da fiyat artışına gittikleri toplantı, Haziran 2009 tarihinde gene ÖTV'de değişim üzerine 3 firmanın iletişimde olmaları, 2006 yılında 4 büyük teşebbüsün avro kurundaki artışı fiyatlara yansıtıp yansıtmamaya yönelik görüşmeleri ve ardından fiyatlarını aynı gün artırmaları, 2008 yılında avro kurundaki değişim üzerine toplam 15 firmanın katılımının olduğu iki ayrı toplantıda fiyatlarda artışın olup olmayacağı tartışmaları ile çeşitli diğer fiyat, stok, hedef ve satış stratejisine ilişkin görüşmeler sebebiyle 19 teşebbüse ceza verilmesi gerektiği” sonucuna ulaşılmıştı.
Raporda, “Otokar Otomotiv ve Savunma Sanayi A.Ş, Honda Türkiye A.Ş, Karsan Otomotiv Sanayi ve Tic. A.Ş ve General Motors Türkiye Ltd. Şti.” unvanlı
teşebbüsler hariç olmak üzere 19 teşebbüse idari para cezası verilmesi, Honda, Karsan ve General Motors'un hedef, stok ve satış stratejisine yönelik bilgilerini rakipleriyle paylaşmamaları yönünde uyarılmaları gerektiği görüşüne yer verilmişti.