3 fabrikada 50 milyon dolar yaratıyor, tulumu çıkarmıyor

Güncelleme Tarihi:

3 fabrikada 50 milyon dolar yaratıyor, tulumu çıkarmıyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 16, 2004 01:53

Alüminyum profilde 50 milyon dolar ciro yapan Saray Döküm, PVC Pencere'ye de girdi. Ciro bu yıl sonunda 80 milyon dolara çıkacak ama patron Ahmet Saraylı, hálá tulum giyip işçi olarak atölyede çalışıyor.

SARAY Döküm ve Madeni Aksam Sanayi A.Ş., alüminyum ekstrüzyon (profil) sektöründe 50 milyon dolar ciro yapan 3 fabrikalı bir şirket. Sahibi Ahmet Saraylı'nın girişim öyküsü ise eski İstanbul esnafının şimdilerde kayıplara karışmış muhteşem dayanışma geleneğiyle başlıyor, gece gündüz çalışan iki kardeşin ve işçilerinin alınteriyle sürüyor.

Ahmet Saraylı, o günlerin adamı olduğu için 50 milyon dolarlık ciroya rağmen hálá tulumunu giyip işçileriyle birlikte çalışmaya devam ediyor. Şirketinin yönetim kurulu başkanlığına oğlu Murat'ı getirmiş ve ona ilk büyük yatırım projesi için her türlü desteği vermiş. PVC Pencere üretimine başlayacak Saray'ın cirosu bu yılın sonunda ciro 80 milyon dolara çıkacak.

Ahmet Saraylı, ‘‘7 yaşında çırak olarak polisajda (metal parlatma) başladım. 50 yıldır atölyedeyim, makinanın sesini duymadan rahat edemiyorum’’ diye başlıyor söze ve şöyle devam ediyor: ‘‘1966'da ağabeyimle birlikte çalıştığımız işyerinin sahibi atölyeyi bize teklif etti. Biz de borç bulup aldık. Borcumuzu ödemek için haftalarca kesintisiz günde birkaç saatlik uykuyla çalıştık. Alüminyum döküm yapıyorduk ve pencere kapı tamponu, paspas çarpmaları üretiyorduk. Müşteri daima bizden umduğunu buldu. Bu sayede işimiz hep gelişti.’’

GAZOZCU ARTİN'İN PARASI

Ahmet Saraylı, atölyeyi devir almak için borcu nereden aldığını söyleyince gözleri doluyor ve şimdilerde pek olası görünmeyen borç hikayesini şöyle özetliyor: ‘‘O zamanlar Bozdoğan Kemeri'ndeydik. Eşi Türk bir Ermeni esnaf dostumuz vardı. Kendisine ‘Artin Ağabey ya da enişte' derdik. O da Kumkapı'da Gedikpaşa Yokuşu'nda otururdu. Eşinin adı da Nazlı'ydı. Artin ağabey sırtında gazoz satarak geçimini sağlardı. Biz atölyeyi almaya karar verince ‘kimden borç alabiliriz' diye düşündük. Artin Ağabey'in 1000 lirası olduğunu da biliyorduk. Uzun süredir ev almak istiyordu ve para biriktiyordu. Utanarak kendisine durumu anlattık. Hiç düşünmeden bize 1000 lirasını verdi. Biz de atölyeyi devir alıp şirketi kurduk. Sonra 1000 lirayı kazandık ve üstüne biraz daha para ekleyip kendisine götürdük. Artin Ağabey çok bozuldu bize. Bana faiz mi teklif ediyorsunuz diye çıkıştı, 1000 lirasını aldı. Soyadını bile hálá bilmiyorum. Kendisi öldü, eşi yaşıyor ve biz abla bildiğimiz eşinin ihtiyacı olduğunda hep yanındayız.’’

Ahmet Saraylı ilk imalat günlerinden beri Saray markasıyla iş yaptıklarını belirtiyor ve 1980'den itibaren girdikleri alüminyum profil işiyle de hızlı bir büyüme dönemi yaşadıklarını anlatıyor. Saraylı, ‘‘İnşaat şirketleri bize malzeme ısmarlıyor biz onların istediği kalitede projelerine göre malzeme üretiyoruz. Elbiseyi biz giydirmiyoruz, sadece malzemeyi veriyoruz ama malzemenin kalitesi çok önemli. Şu ana kadar bizim hazırladığmız malzeme ile yurt dışında 3 havaalanı giydirildi. Yurt dışında da içerde de çok sayıda prestijli binalara malzeme verdik. Yılda 12.000 ton alüminyum tüketiyoruz. Bu yılın sonunda 16.000 tona yükselecek’ dedi.

Ben atölyede olunca herkes motive oluyor

AHMET Saraylı, halen tulumuyla atölyede işçilik yapmasını yadırgayanlara kulak asmıyor. ‘‘Biz böyle alıştık. Benim atölyede olmam hem benim hem de işçilerim için çok iyi. Onlar motive oluyorlar, işe daha istekle sarılıyorlar’’ diye başlıyor işçi-patronluğunu anlatmaya ve depremden sonra yaşanan sektörel krizde işçilerle yaşadığı bir olayı şöyle özetliyor: ‘‘Deprem oldu, işler kesildi bizim için kriz var. Birçok firma işçilerini kapıya koyuyor. Bizde de iş yok. Ben işçilerimi çıkaramadım. Hesabı birlikte yaptık, işçi çıkarmamamız halinde 1 yıllık zararımız 800 bin dolar olacaktı. Dedim ki, ‘arkadaşlar 800 bin dolar zarar etsem ne olur ki, yıllarca kazandığımızdan 800 bin dolar eksilir o kadar. Yolumuza devam edelim'. İyi ki öyle yapmışız. O yıl zarar da etmedik, kapanan firmalar yüzünden bir sürü sipariş bize aktı. Ciddi büyüklükte kár yaptık Ayrıca sonraki krizler için de bize çok iyi bir tecrübe oldu.’’

Babamdan asıl miras bu şirketin itibarı

MURAT Saraylı, Endüstri Mühendisi olmuş ve yönetim kurulu başkanı oluşundan hemen sonra da büyük bir projeye soyunmuş. Babasının da oluruyla Saray markasıyla PVC Pencere işine girmeye karar vermiş ve Çerkezköy'deki diğer alüminyum fabrikasının yanında Saray Pen fabrikasını kurmuş. Şubat ayında üretime başlayan fabrikada ürüne gelen talep nedeniyle kapasite artırma girişimleri sürüyor. Üstelik ihracata başlamış. Haziranda kapasite yarıyarıya büyüyecek. Murat yatırımını şöyle anlatıyor: ‘Ahmet Bey'in (babası) sıfırdan getirdiği bu firmayı ben daha öteye götürmeliyim. 50 milyon dolar ciro bu kadar ihracat hiç kolay ortaya çıkmadı. Ben bundan sonrası için biraz da korkuyorum ama en büyük miras bence başka. Piyasada Saray önemli itibara sahip. Babam bana en değerli miras olarak onu kazandırmış. Hedefimiz yeni yatırımla 2004'te 80 milyon dolar ciro yapmak.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!