Güncelleme Tarihi:
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, gerçekleştirdiklerinin hayalini hala kuramayacaklarının bulunduğunu ifade ederek, “Başbakan 'İşsizlik yüzde 10'a düşecek' dediği zaman müstehzi şekilde gülümseyenlerin yüzleri kızaracak, mutlaka mahcup olacaklar” dedi.
Çağlayan, fabrikada düzenlenen basın toplantısında, üretimi ve 6 bine yakın personeliyle Türkiye için büyük önemi bulunan Renault'u ilk kez 3 bakanın birden ziyaret ettiğini belirterek, bunun, duydukları sempati ve müteşekkirliğin ifadesi olduğunu söyledi.
Zafer Çağlayan, cumhuriyet tarihinde 17 milyar dolar olan Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı sermaye toplamının, AK Parti iktidarı döneminde 83 milyar dolara çıktığına dikkati çekerek, “Küresel krize rağmen cumhuriyet tarihinde gelen doğrudan yabancı sermayenin 5 katından fazlası, 7,5 yıllık iktidarımız döneminde geldi. Bu, uluslararası yatırımcıların Türkiye'yi güvenli bir liman olarak gördüklerini gösteriyor” dedi.
İstihdam ve Ar-Ge üreten otomotiv sektörünün, kendileri için baş tacı olduğunu ifade eden Çağlayan, “Ar-Ge Yasası”nın katkısıyla Türkiye'nin yüzde 100 kendi teknolojisi kullanır hale geldiğini vurguladı.
İLK İHRACAT İSRAİL'E
Çağlayan, fabrika gezisinde adeta büyülendiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
“Elektrikli araç üretimi konusunda tabi ki birtakım devlet destekleri gerekiyor. Bu konuyla ilgili Ekonomik Koordinasyon Kuruluyla görüştük, görüşmeye de devam edeceğiz. Dünyanın bütün gelişmiş ülkeleri, elektrikli otomobil üretimine çeşitli destekler veriyorlar. Vergisel veya otomobilin satışında otomobil başına verilen destekler var. Biz de hangi modeli nasıl uygulayacağımızı, ülkemize getirisinin ne olacağını birlikte inceleyeceğiz. Araç, üretime başladıktan sonra önümüzdeki 10 yıl içinde tamamıyla yüzde 100 yerli üretim yapısına kavuşacak. Bu da bizim açımızdan son derece önemli. İlk ihracat İsrail'e yapılacak. İsrail'e 100 bin adet elektrikli 'Fluence' ihraç edilecek. Elektrikli otomobil üretimini sonuna kadar destekliyorum ve bu konuda benim oyum her zaman olduğu gibi beyaz yani evet olacaktır.”
PİL ÜRETİMİ İÇİN LİTYUM İHTİYACI
Zafer Çağlayan, elektrikli araç üretiminin pil teknolojisini de beraberinde getireceğini belirterek, şöyle devam etti:
“Bu işin en önemli taraflarından biri de batarya, pil üretimidir. Sadece bu bataryalar otomobillerde kullanılmayacak, havacılık ve iletişim sektöründe de kullanılacak ve Türkiye'nin önemli bir teknolojik yapısını oluşturacaktır. Bu çerçevede gerek çevreye katkısı gerek yakıt tasarrufu göstermesi, kullanıcılar açısından da son derece önem arz edecek, otomotiv sektörü ihracatımızı da körükleyecek.”
Pilin ana maddesi olan lityumun, Türkiye'de bulunmadığına dikkati çeken Çağlayan, “Şimdiden bakanlık olarak hazırladığımız 'Girdi Tedarik Stratejisi' ile dünya üreticilerinden lityum kaynaklarını bugünden mutlaka sahiplenmemiz gerekiyor. Eğer pili yapacak ham maddeyi tekel konumundaki ülkelere bırakırsak, bu konuda sıkıntı yaşayabiliriz. Bugünden ham maddesi yurt dışında da olsa bugünden garantiye almanın yollarını yapıyoruz” diye konuştu.
Çağlayan, eylül ayının ilk 6 gününde, geçen yılın aynı dönemine göre otomotiv ihracatında yüzde 7,6'lık artış olduğunu dile getirerek, 1 Ocak - 6 Eylül itibarıyla ise artışın yüzde 22,9 olduğunu, Avrupa'daki talep daralmasının bunun daha fazla olmasını olumsuz etkilediğini anlattı.
“GERÇEKLEŞTİRDİKLERİMİZİN HAYALİNİ KURAMAYANLAR VAR”
Zafer Çağlayan, AK Parti iktidarı döneminde Türkiye'nin ekonomik kalkınma içine girdiğini anlatarak, şunları söyledi:
“Gerçekleştirdiklerimizin ne yazık ki hala hayalini kuramayacaklar var. İşsizlik en kısa sürede önce yüzde 10'a, sonra tek haneli rakamlara düşecek. Sayın Başbakan 'İşsizlik yüzde 10'a düşecek' dediği zaman müstehzi şekilde gülümseyenlerin yüzleri kızaracak, mutlaka mahcup olacaklar. Türkiye'nin önemli sivil toplum kuruluşundan bahsediyorum. Başbakan'ın açıklaması için 'Yüzde 10 olmaz, bu sadece temenni olur' demişlerdi. Teğet konusu da temenniydi, çevremizdekiler mahcup oldular. Biz de çevremize vermiş olduğumuz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz. İsterdik ki onlar mahcup olmasınlar. 'Aman koşun, gidin, IMF'de para kalmayacak, faizler yükselecek' diyenler, gördüler ki IMF'siz Türkiye, dünyada kredi notu iki kademe artan tek ülke oldu.”
Sanayi üretim endeksindeki artışa da değinen Çağlayan, ihracat arttıkça sanayi, yatırım, üretim ve istihdamın da arttığını belirtti. Çağlayan, 12 Eylüldeki halk oylamasının önemine işaret ederek, “İnanıyoruz ki pazar günü milletimiz ciddi şekilde buna 'evet' diyecek ve elindeki prangaları çözmüş olacak” dedi.
"TEKNOLOJİ GÖĞSÜMÜZÜ KABARTTI"
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da, “Burada gördüğümüz teknoloji göğsümüzü kabarttı” dedi.
Fabrikada yeni teknolojiyle üretilen araçların, dünya tarafından gıptayla izlendiğini ve Türkiye'ye siparişler yağdığını belirten Bağış, fabrikanın kuruluşundan itibaren üretimden satışlardaki ihracat oranının yüzde 20'den yüzde 80'e çıkmasının, yeni iş imkanları yarattığını ve Avrupa Birliği sürecinde Türkiye'nin elindeki kozu güçlendirdiğini dile getirdi.
Bağış, Türkiye'nin her geçen gün daha çağdaş, medeni ve demokratik olma yolunda ilerlediğini ifade ederek, “İnşallah 12 Eylül günü, bu yolda bir adım daha atacağız” dedi.
"PSİKOLOJİK ENGELLER KALKACAK"
Devlet Bakanı Faruk Çelik ise Türkiye'de hak arama yollarının halen sınırlı olduğunu ve Türkiye'nin hukuk devleti olma konusunda halen sıkıntıları bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
“Türkiye, gerçek anlamda çağdaş hukuk devleti olma noktasında atması gereken adımları attıktan sonra üretim sermaye ilişkisi ve hukuk devletinin getirmiş olduğu birçok avantajlar, Türkiye'deki yatırım ortamını çok ciddi şekilde kolaylaştıracaktır. Sermaye ve üretim ağının önündeki çok ciddi psikolojik engeller de ortadan kalkacaktır. Hak arama yolları çerçevesinde şunu herkes bilsin ki çalışanın sofrasındaki ekmeğin büyümesi, üretimle paralel olarak artacaktır. Pazar gününü son derece önemsiyoruz.”
BAKANLARA ELEKTRİKLİ FLUENCE SUNUMU
Ziyarette üretim tesislerini gezen bakanlara, elektrikli Fluence modeli hakkında OYAK Renault Genel Müdürü Tarık Tunalıoğlu tarafından sunum yapıldı.
Tunalıoğlu, Bursa fabrikasının Renault'nun elektrikli araç üreteceği dünya genelindeki 4 fabrikasından biri olduğunu belirterek, bu tercihte Bursa fabrikasının ekonomik ve verimli çalışmasının yanı sıra kalitesinin de etkili olduğunu söyledi.
Saatte 60 araç üretim kapasitesine sahip olan fabrikada, şu anda saatte 50 araç üretildiğini, bunun yıl sonuna kadar 53'e çıkacağını öngördüklerini dile getiren Tunalıoğlu, fabrikanın kurulduğundan bugüne 510 bin metrekarelik alana sahip olduğunu ve bunu en ufak noktasına kadar kullandıklarını, yeni kapasite artırımları için ikinci bir fabrika kurmanın gündeme gelebileceğini anlattı.
Tunalıoğlu, elektrikli Fluence'ın üretimi için 2012'de hazır olacaklarını belirterek, özellikle 8 bin dolar olan araç başına pil maliyeti nedeniyle satın alma maliyetlerini düşürülmesine yönelik devlet desteğine ihtiyaç duyduklarını ifade etti.
Bir araştırmaya göre, 2016'da tüketicilerin yüzde 70'inin elektrikli otomobil almaya niyet edeceklerine dikkati çeken Tunalıoğlu, yılda 3 milyon elektrikli araç satılacağı öngörüsünde bulunduklarını dile getirdi.