Emre ÖZPEYNİRCİ
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 16, 2010 00:00
Kriz yılı olan 2009’da 45.5 milyon TL’lik tasarrufla 30.5 milyon TL’lik kâra ulaşan Doğuş Otomotiv, çok hızlı girilen 2010’un ilk çeyreğinde geçen yılki toplam kârına ulaştı. Bünyesinde 15 marka bulunan Doğuş Otomotiv, ilk 3 ayda 28 milyon TL kâra ulaşırken 555 milyon TL’lik ciro yaptı. Doğuş Otomotiv CEO’su Ali Bilaloğlu, ilk üç aylık kârla tarihi rekor kırdıklarını belirterek, “Krize rağmen 2009’da yüzde 46, bu yılda yüzde 17’lik büyümeyle 16 milyon adedi aşacak Çin pazarından bu yıl bize araç kalırsa, 2010 rekor yılımız olur” dedi.
Bir ay önce 520 bin olan yıl sonu toplam iç pazar büyüklüğü hedeflerini revize edeceklerini kaydeden Bilaloğlu, şunları söyledi: “İlk 4 ayda Türkiye’de 174 bin 590 araç satıldı. Biz yıl sonunda toplam pazarın 600 binin üzerinde olacağını öngörüyoruz. Doğuş Otomotiv olarak ise 52 bin adetlik yıl sonu hedefimizi pazarın büyümesine bağlı olarak artıracağız. Bu yılın ilk 4 ayında toplam pazar geçen yıla göre yüzde 17.4’lük artışla 174 bin 590 adede yükselirken, Doğuş Otomotiv’in satışları yüzde 48’lik artışla 22 bin 500 adede ulaştı. Aynı dönemde toplam binek satışları yüzde 10 yükselirken bizim binek satışlarımız yüzde 36 arttı. Yılı minumum 60 bin adetlik satışla kapatabiliriz.”
Çin’e araç yetişmiyor
Alman Volkswagen Grubu’nun tam kapasite üretim yaptığını vurgulayan Bilaloğlu, şöyle konuştu: “Avrupa’da teşvikler bitmiş olsa da karşımızda Çin gerçeği var. Çin’de yeni yatırım kararı alan VW Grubu, bu ülkenin ihtiyacının yüzde 30-40’ını Çin dışındaki fabrikalarından karşılıyor. Bu da istediğimiz ek araçları alma konusunda risk oluşturuyor. Şu anda Volkswagen merkeziyle ek talep konusunda görüşüyoruz. Ama başka markalar gibi kapasite boşluğu olmadığı için Türkiye’ye özel ek üretim yapma durumları yok. Bu noktada Çin pazarının durumu etkili olacak. Çin’den araç kalırsa bu yıl rekor kırarız.”
Yunanistan’ın kotası
İç pazardaki artışa bağlı olarak ihtiyaçları araçları krizdeki Yunanistan, İspanya ve Portekiz gibi ülkelerden alabileceklerini de belirten Bilaloğlu, şunları dile getirdi: “Şu anda bu ülkelerdeki siparişlerde ne gibi bir azalma var bilmiyoruz. Ama geçmişte olduğu gibi bu ülkelerinin kotalarından faydalanma durumumuz olabilir. VW bizim için ek üretim yapamayacağına göre böyle bir çözüm yolu tabii ki bulunabilir.”
Elektrikli araçlar kurtarıcı değil
ALİ Bilaloğlu, elekrtikli araçlar konusunda şu yorumu yaptı: “Bugün elektrikli araç deyince herkesin aklına aküyle çalışan modeller geliyor. Halbuki, elektrikli araçlar fuel cell ve farklı sistemlerde de çalışıyor. Otomotiv sektöründe tek çözümü elektrikli otolarda görmek doğru değil. Henüz konvansiyonel araçlarda tüketim ve çevrecilik alanında her şey yapılmadı. VW’nin turbo TSI motorları birçok elektrikli araçtan yüzde 10 daha az karbondikoksit salımına sahip. Otomotiv sektörü karbon teflon malzemeyle araçları yüzde 30-40 hafifletmeyi planlıyor. Dolayısıyla elektrikli araçları kurtarıcı olarak görmek doğru değil.”
5 milyon satarsak Bulgaristan’ı yakalarız
ALİ Bilaloğlu, Türkiye’de hane halkının otomobil sahipliği konusunda araştırma yaptıklarını belirterek, şöyle konuştu: “Türkiye’de herkes 1000 kişiye düşen araç sayısına göre değerlendirme yapıyor. Oysa bu çok sağlıklı değil. Bugün Türkiye’de 1000 kişiye 138 araç düşerken 100 haneye düşen araç sayısı 61. Avrupa’da GSMH olarak Türkiye’ye en yakın ülke Bulgaristan. Bugün Bulgaristan’da 1000 kişiye 361, 100 haneye 92 araç düşüyor. Dolasıyla eğer 1000 kişiye düşen sayısını baz alırsak, Türkiye’nin Bulgaristan’ı yakalaması için 17 milyon araç satması gerekiyor. Ama eğer haneyi baz alırsak 5 milyon araç satarak Bulgaristan’ı yakalarız. Bu çok daha gerçekçi. 1000 kişiye düşen araç sayısı resmi bütünlüğü göstermiyor.”