23 adet Ferrari 26 adet Maserati sattık

Güncelleme Tarihi:

23 adet Ferrari 26 adet Maserati sattık
Oluşturulma Tarihi: Ocak 24, 2011 12:29

TOFAŞ Üst Yöneticisi (CEO) Ali Pandır, 2010 yılında 23 adet Ferrari ile 26 adet Maserati sattıklarını belirterek, “İkinci el stoğumuzu da tamamen erittik. Geçen yıl ikinci el 9 Ferrari ile 8 adet Maserati'yi müşterilerimizle buluşturduk” dedi.

Haberin Devamı

Pandır, Türkiye'deki lüks otomobil sektörü ile Ferrari ve Maserati markalarını Tofaş çatısı altında Türkiye'de temsil eden FerMas'a ilişkin soruları yanıtladı.

2010 yılının tüm otomotiv sanayisi için satış açısından sürpriz bir yıl olduğunu dile getiren Pandır, geçen yılın başında pazara ilişkin yapılan beklentilerin yıl içinde sürekli arttığını, 2010 yılında otomotiv sektörünün satış rekoru kırdığını kaydetti.

Pandır, toplam otomotiv pazarındaki bu genişlemenin, FerMas çatısıyla Ferrari ve Maserati markasıyla bulundukları segmentte de geçerli olduğuna işarete ederek, 2010 yılının ilk çeyreğinde FerMas olarak ellerindeki bütün araçları neredeyse sattıklarını ve 2010'un çok olağanüstü geçeceğinin ilk işaretlerini aldıklarını anlattı.

Sattıkları lüks spor otomobil sınıfında hemen istenildiği kadar araç almanın mümkün olmadığına, uzun bekleme süresi bulunduğuna değinen Pandır, geçen yılı 23 Ferrari ile 26 tane Maserati satarak kapattıklarını kaydetti.

Haberin Devamı

Pandır, geçen yıl sattıkları 23 adet Ferrari'nin 11 tanesinin 458 Italia, 9 tanesinin California, 1 tanesinin 599 GTO ve 2 tanesinin de F430 olduğunu söyledi.

Maserati'de ise gelişmenin devam ettiğini, Maserati'nin geçen yıl ki satışlarının 26'ya ulaştığını ifade eden Pandır, bu satışların 8 tanesinin Quattroporte, 14 tanesini Granturismo ve 4 tanesinin de Grancabrio'dan oluştuğunu kaydetti.

Pandır, Maserati'nin 4 kapalı modeli Quattroporte'nin Türkiye'de potansiyelinin çok daha yüksek olduğunu vurgulayarak, bu modele ağırlık vermeleri gerektiğini, bu yıl geçen yıldan daha fazla 4 kapılı Quattroporte satmayı umut ettiklerini belirtti.

Bu yılın satışlarının 2010 yılı seviyelerinde olacağını öngördüklerini ve Ferrari ve Maserati markaları için 23-25 adetler civarında bir satış olacağını düşündüklerini dile getiren Pandır, bu yıl temkinli bir iyimserlik içinde olduklarını ifade ederek, “Umuyorum lüks segment pazarı geçen yıldan kötü olmayacak. Hatta iyi olacak. Ama gene şu anda üreticiden çok daha büyük rakamlar isteyip ondan sonra satamama riskine girmemek için biz yine geçen seneki rakamlarla planımızı yapıyoruz. Eğer fazla satarsak ekstra araç isteyeceğiz. Orada da bu yıl daha fazla şansımız olacak. Avrupa'da daralma olduğu için onların satamadığı araçları gerekirse bize vermekten çekinmezler” dedi.

“TÜRKİYE FERRARİ VE MASERATİ İÇİN GELECEK VAAT EDİYOR”

Ferrari ve Maserati'nin Türkiye'ye bakışlarının her zaman çok iyi olduğuna değinen Pandır, bu iki markanın Türkiye'de kendilerinden daha iyi bir distribütör bulamayacaklarını belirten Pandır, Türkiye'nin daralan ve yaşlanan Avrupa'ya göre genç nüfusu olan, hızla büyüyen bir ülke olduğunu dile getirerek, “Türkiye Ferrari ve Maserati için gelecek vaat ediyor. Pazardan çok umutlular. Türkiye'de lüks otomobil pazarında büyüme potansiyeli var. Zaten lüks markaların dünyadaki en büyük pazarı ABD idi. Orada büyük bir daralma oldu. Gelecekte artık lüks marka satışı denilince akla Çin, Türkiye, Hindistan, Rusya gelecek” dedi.

Haberin Devamı

FerMas'ın faaliyetleri hakkında da bilgi veren Pandır, Ferrari modellerini satın alan müşterilere butik geziler düzenlediklerini bildirdi.
Pandır, “Bu gezilerin kapsamında Türk müşterilerimizin Ferrari'nin fabrikası gezdirip, atölyelerinde ve müzelerinde markayı deneyimlemelerini sağlıyoruz. Bu noktada F1 araçlarımızın testlerinin bile yapıldığı pistlerde Türk müşterilerimizi son model araçlarımızı test etmelerini sağlıyoruz. Hatta birkaç gün önce ilk kez tüm dünya kamuoyuyla fotoğrafları paylaşılan Ferrari FF modelimiz için yaklaşık iki ay önce bazı Türk müşterileri İtalya'ya götürdük ve herkesten önce aracı görmelerini sağladık” dedi.

FerMas olarak kendi gelişimlerinin Türkiye ekonomisinin ve otomotiv pazarının gelişimine paralel olarak artacağına işaret eden Pandır, “Türkiye otomotiv pazarı 750 binlerden 1 milyon adetlere çıkarsa bizde yüzde 50-60 büyürüz” dedi.

İKİNCİ EL FERRARİ VE MASERATİ'YE GARANTİ...

Müşterilerin araçlarını, araçların model ve yapısına göre 1 yıl ya da 2 yıl garantili olarak ikinci elde güven içinde alabildiğini anlatan Pandır, mevcut araç sahiplerinin de ekstra bedel ödeyerek araçlarının garanti sürelerini uzattığını dile getirdi.

Haberin Devamı

Pandır, aynı şekilde Ferrari ve Maserati'de satış sonrası aksesuar satışında yine gerekli aktif performansı sergileyerek Türkiye olarak bölge birincisi olmayı başardıklarını belirterek “Servis sadakatini tamamen oturttuk. 2009 yılında FerMas servisi 500'den fazla işlem yaparken, 2010 yılında 700'den fazla satış sonrası hizmeti vermiştir. Bu noktada satış sonrasında operasyonel karlılığımızda FerMas tarihinin en iyi seviyesine ulaşmıştır. Kurumsal perakendecilik zor bir iş özellikle lüks markalarda daha da zor. Tofaş ve FerMas olarak bunu her kademesiyle iyi ve basarili yapıyoruz” dedi.

“İKİNCİ EL FERRARİ VE MASERATİ STOKLARIMIZI ERİTTİK”

Fabrikadan onaylı ikinci el programına start vererek ikinci el stoklarını tamamen eriterek sıfır araç satışına yaraşır bir performans gösterdiklerini anlatan Pandır, ikinci elde 2010 yılında 9 Ferrari ve 8 adet de Maserati sattıklarını, FerMas olarak start verdikleri fabrika onaylı ikinci el aksiyonunun, sektör nezdinde bir ilk olduğunu anlattı.

Haberin Devamı

Pandır, Maserati için geçen yıl başlattıkları Anadolu açılımına bu yıl da devam edeceklerini, üç büyük ilin dışında Adana, Mersin, Bursa, Balıkesir, Kayseri, Denizli gibi potansiyel gördükleri illere de gideceklerini kaydetti.

Pandır, “Bu noktada adetlerin başarısı kadar bir diğer unsur ise artık klasik bir lüks otomobil ihracatçısından ziyade hem satış sonrasında hem satış esnasında gerekse pazarlama ve müşteri aksiyonlarında en iyi olma hedefiyle aksiyonlar alarak Tofaş çatısı altında FerMas'ı farklılaştırdık. Amacımız sadece satmak değil, satarken, satış sonrasında ve markanın deneyimlenmesinde fark yaratacak unsurları oluşturmak, hayata geçirmek ve sürekli kılmaktır. Bunu da 2010 yılında global ölçekte üst düzey bir başarıyla gerçekleştirdik” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!