Güncelleme Tarihi:
Türkiye, 2030 yılı için açıkladığı yüzde 41 emisyon azaltım hedefiyle emisyonlarını bugüne göre yüzde 30’den fazla artırmayı öngörüyor. Türkiye, 2015 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekreteryası’na (BMİDÇS) Ulusal Katkı Niyet Beyanı’nı sunmuş ve buna göre, 2030’a kadar mevcut politikalar senaryosuna kıyasla emisyonlar için en az yüzde 21 artıştan azaltım hedefi vermişti. Artıştan azaltım yaklaşımı ile yapılan bu hesaplamaya göre Türkiye’nin sera gazı salımı, önce iki katı artacak, sonra yüzde 21 azalacaktı. Türkiye, Paris Anlaşması’nı onayladığı için Ekim 2021’de bu hedefini Ulusal Katkı Beyanı olarak tekrar sunmuştu.
‘NET SIFIR HEDEFİ TEHLİKEDE’
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın sunduğu “yüzde 41 artıştan azaltım” hedefini değerlendiren sivil toplum ve düşünce kuruluşları ile gençlik hareketleri açıklanan hedefin “artıştan azaltım” olması nedeniyle, sera gazı emisyonlarını azaltmak yerine artıracağına dikkat çekti. Yapılan açıklamaya göre bu hedef, Türkiye’nin enerji dönüşümünü geciktirecek ve 2021 yılında Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşmanın maliyetini artıracak. Boğaziçi Üniversitesi Prof. Dr. Sevil Acar, “Revize edilerek açıklanan niyet beyanının artıştan azaltımı değil, mutlak azaltımı hedeflemesini beklerdik. Ülkelerin inandırıcı mutlak azaltım hedefleri olmadıkça uluslararası iklim hedeflerine orta ve uzun vadede ulaşmak zor görünüyor. Üstelik bu koşullar altında Türkiye’nin 2053’te net sıfır hedefine erişmesi de tehlikeye giriyor” açıklamasını yaptı.
‘GERÇEKÇİ BİR AZALTIM MÜMKÜN’
WWF-Türkiye İklim ve Enerji Programı Müdürü Tanyeli Sabuncu, açıklamaya ilişkin “2053 net sıfır vizyonuna planlı ve daha az maliyetli şekilde ulaşmak ancak bugünden gerçekçi bir azaltım hedeflenerek mümkün” değerlendirmesinde bulundu. Greenpeace Akdeniz Program Direktörü Sevil Turan ise “Bu projeksiyon, 2053 hedefini tehlikeye atıyor. Ticari ve teknolojik yeterlilikleri sorgulanır olan karbon yakalama teknolojilerine ya da nükleer gibi ciddi güvenlik, çevre ve sağlık riskleri taşıyan ithal seçeneklere bağımlı kılıyor. Oysa, 2030 itibarıyla kömürden çıkış ve iklim krizine karşı toplumsal direnci aktif olarak artıracak adil dönüşüm politikalarını üretme tercihi, somut bir çözüm olarak burada ve erişimimizde” yorumunu yaptı.
‘HEDEFİ KATLADIK’
Mısır’da COP27 kapsamında açıklamada bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Net sıfır emisyon hedefleri kapsamında iklim değişikliğiyle mücadele ediyoruz. 2030 itibariyle 1 milyar 175 milyon gerçekleşmesi gereken emisyonlardan yüzde 21 azaltım sağlayacağımızı ifade etmiştik. Ulusal katkı beyanımızı iki katına çıkardık, 2030’da öngörülen artıştan azaltım hedefimizi yüzde 21’den yüzde 41’e çıkarıyoruz. Neredeyse iki katı büyüklüğünde taahhütte bulunuyoruz ki bu artıştan yüzde 40 gibi bir azaltımla sadece 2030’da 500 milyon ton emisyonu azaltmış olacağız” dedi. Kurum, emisyonların pik yapacağı yıl olarak da 2038 yılını tüm dünyaya ilan ettiklerini söyledi.