Güncelleme Tarihi:
LİBERTY Sigorta Genel Müdürü ve Türkiye Sigorta Reasürans Şirketleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ragıp Yergin, sigortacılar olarak, sektörün 2023 vizyonunu belirlemek için çalışma başlattıklarını açıkladı.
Ragıp Yergin, sigortacılığın 2023 vizyonu için Birlik ve Hazine Müsteşarlığı liderliğinde tüm şirketlerin biraraya geldiğini belirterek, “Öncelikle, hangi alanlara sigortanın katkısı olur, bunu araştıracağız. Dünyadaki örneklerine bakacağız. Bizim, sadece Hazine Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nü ikna etmeye çalışmamız lazım. Ayrı ayrı Sağlık Bakanlığı’nı, Tarım Bakanlığı’nı, Bayındırlık Bakanlığı’nı etkilemeye ihtiyacımız var” dedi.
Ragıp Yergin, 2023 vizyonu için yapılan toplantıda, kamunun, sigorta sektörü ile daha fazla işbirliği içinde olması gerektiğinin de konuşulduğunu ifade ederek, “Aslında, sigortacılığın düzenleyici bir rolü var. Bu, sektördeki herkesin ortak görüşü. Bizler sadece fon oluşturan, oluşturduğu bu fondan da hasarları karşılayan bir havuz değiliz. Aynı zamanda düzenleyici ve yönlendirici bir rolümüz var. Tabi, bunun anlaşılamamasında biz sigortacıların da hatası var” şeklinde konuştu.
Ragıp Yergin, kamunun, sigorta sektörü ile daha yakın işbirliği içinde çalışması gerektiğine de dikkat çekerek, bu işbirliğini de kamuoyuna gereken katkının yapılması için istediklerini kaydetti. Yergin, sözlerini şöyle sürdürdü:
Kamu risk paylaşım havuzu kurabilir
“Mesela, zorunlu deprem sigortası var. Yılda 45 lira ile 120 lira arasında konutlar sigortalanabiliyor. Bununla ilgili zorunluluk bile tam çalışmıyor. Evin suyunu, elektriğini bağlarken bu sigorta sorgulanabilir. Aynı şekilde sel konusu var. Burada da kamu ile sigorta sektörü biraraya gelebilir; hangi sigortanın yapılması gerektiği, nasıl olması gerektiği konuşulup, tartışılabilinir. Belki de mağduriyetin bir kısmı karşılanabilir. Demek istediğimiz şu: Kamuoyuna sigortalanmanın bir paylaşım, bir düzenleme ve bir adalet yaklaşımı olduğu anlatılmalı. Aksi taktirde kamuoyuna gereken katkıyı yapmamış oluruz. Kamu derken de sadece Sigorta Genel Müdürlüğü’nden değil; kamunun tüm unsurlarından bahsediyoruz. Şu çok önemli; sosyal devlet olma farklı, bu sorumluluğu komple paylaşmak farklı. Kamu, risk paylaşma havuzu kurulmasına önayak olabilir. Vatandaşın bu konuda imkanlarının farklı olduğu düşünülüyorsa, kamu oraya katkı yapabilir. Sonuçta bizim bu kültürü yaymamızda çok ciddi fayda var.”
Sigortacılık artık düzenleyici rol üstlenmeli
RAGIP Yergin, sigortanın özünün teknik olduğunu ve risklere karşı önlem alan vatandaşla almayan arasındaki farkın artık gözetilmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Önlem alan bir mağaza sahibi ile almayan bir olamaz. Aynı şekilde dere yatağına ev yapanla, kayalık zemin üzerine ev yapan da bir olamaz. Her ikisi de sigortaya aynı primi ödeyemez. Önlem alanın primi daha ucuz olmalı, almayan ise bunun bedelini ödemeli. Hatta sigorta yaptıramaması bile söz konusu olmalı. Sigortacılık, hem düzenleyici rol üstlenmeli hem de adalet mekanizması olarak çalışmalı. Bu konuda da kamudan destek görmemiz lazım. Mesela, artık sel afetinde kamunun bizimle daha fazla işbirliğine girmesi gerekir.”
Milli gelirdeki payımızın yüzde 1 olmasını beğenmiyoruz
RAGIP Yergin, sigortacılığın Türkiye ortalamasından daha hızlı büyüdüğüne dikkat çekerek, şunları söyledi: “Geçen yıl sigortacılık reel olarak yüzde 14 büyümüş ve 14 milyar TL prim üretilmiş. Ama halen milli gelir içinde sigortanın payı yüzde 1’lerde. Biz, ne bu üretim rakamını ne de milli gelir içindeki payımızı beğenmiyoruz. En az bunun birkaç misli olması gerektiğini düşünüyoruz. Bir başka sıkıntı da toplam sigorta pazarının yarısını oto sigortalarından oluşması. Neredeyse, 13 milyon adetin üzerinde trafik sigortasına, 5 milyonun da üzerinde kasko sigortasına ulaştık. Bunlar belki iyi gelişme ama diğer taraftan baktığımızda sigortacılığı yaygın hale getiremediğimizi gösteriyor.”
DİĞER HABERLER
Van depremi sigortalılık oranını artırdı
DOĞAL Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı 1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, büyük depremlerin ardından sigortalılık oranlarında artış gözlemlediklerini, ancak bu artışın sürekliliğini sağlamak ve felaketler olmadan önce sigorta yaptırmanın önemli olduğunu söyledi. Yazıcı, depremlerde muhtemel maddi kayıpları karşılamak için zorunlu deprem sigortası yapılması gerektiğini kaydetti. Selamet Yazıcı, 2011 yılında can ve mal kaybıyla sonuçlanan üç büyük depremin meydana geldiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
“DASK olarak, Simav’da 19 Mayıs’ta meydana gelen ve artçı sarsıntılarla devam eden depremlerin yarattığı hasarlar için 853 sigortalıya toplam 9 milyon TL tazminat ödemesinde bulunduk. Van’daki tazminat ödemelerinin de büyük çoğunluğunu tamamladık, ihbarı geç yapılan veya ikinci depremle artan bazı hasarlar için ise çalışmalarımız devam ediyor. 2 Mart tarihi itibariyle toplam 7 bin 725 hasar ihbarı aldık, 4 bin 785 kişiye 57 milyon TL hasar ödemesi yaptık. Tahminlerimiz nihai ödeme tutarının 80 milyon TL’yi bulacağı yönünde. Van’da deprem tarihinde yüzde 9 olan sigortalılık oranı daha yüksek olsaydı ödenen sigorta tazminatı da doğal olarak çok daha yüksek olacaktı.”