Güncelleme Tarihi:
Enerji Bakanı Berat Albayrak, Borsa İstanbul'daki "Uluslararası Ekonomik Gelişme Zirvesi-Çin ve Hindistan Üzerinden Global Krize Bakış ve Türkiye" konulu programda konuştu.
Albayrak şunları söyledi: "Türkiye olarak iki kritik eşiği aşarak hazır olmak gerekiyor. Biri 15 Temmuz darbe girişiminde ortaya koyulan çok büyük bir şerden daha büyük bir hayrı ortaya koydu. Beraberlik resmini ortaya koydu, 80 milyon kenetlendi. İkincisi siyasi istikrarlı bir sistemsel dönüşüm. 16 Nisan Türkiye'nin yaşanabilecek uyuşmazlıklara karşı güçlü bir şekilde ayakta kalması için çok önemli bir kavşak olarak kalacak.
Kritik eşik 2019'la birlikte siyasette farklı bir dönem başlayacak. 2019'a kadar mali disiplin açısından müthiş başarılı bir geçmiş 15 yıl var. 2019 sonrası Türkiye yeni dönemde pozitif ayrışan nadir ülkelerden biri olacak.
Yeni dünyadaki Asya merkezli ekonomi networkünün dönüşümü içinde Türkiye kazan kazan ilişkisini tek perspektiften mi yürütecek. Hem doğuyla, hem batıyla, hem kuzeyle hem güneyle dünden daha güçlü ilişkileri yürütecek. Batı ile ilişkilerimiz testten geçiyor. 80 milyonu kaybederseniz çok şey kaybedersiniz. Artık eski Türkiye yok. Popülizm üzerine mikro ve makro ekonomik yapıyı bozmak artık yok. Türkiye Almanya ilişkilerini zehirlemeye çalışanlara aklı selim siyasetçiler izin vermemeliler."
DÜNYADA 'POWER SHİFT' DEĞİŞİMİ VAR
Çin ve Hindistan'ın toplam milli gelirinin G7 ülkelerini geçeceğini anlatan Albayrak, "Sadece Çin ve Hindistan'ın nüfusu yaklaşık 3 milyara ulaşıyor ve Hindistan nüfus olarak tek çocuk politikasının da etkisiyle Çin'i de geçiyor. Baktığımızda bu iki ülkenin nüfusları toplamı dünyanın yarı nüfusuna yaklaşıyor." bilgilerini verdi.
Batı merkezli ekosistemin artık doğuya kaymak durumunda olduğunu ifade eden Albayrak, "Dünyada bir paradigma değişimi var, 'power shift' değişimi var… Hakikaten yeni yüzyılda çok büyük bir zihinsel ve derin bir dönüşüm var. Burada Çin ve Hindistan önemli bir şekilde ayrışıyor." diye konuştu.
"RASYONEL OLACAĞIZ"
Albayrak, Türkiye'nin önünde doğu ekonomileri açısından önemli fırsatlar bulunduğunu anlatarak şunları kaydetti:
"Geçen gün ihracatçılarımızla konuşurken bu örneği verdim. Fırsatın boyutunu anlamak için önemli bir örnek bu. Çin ve Hindistan dünyanın yarısı nüfusa ulaşıyor dedik, GDP'leri artıyor dedik. Peki bu ülkelerin son 15 yılda Türkiye'nin neredeyse 5 katı büyüyen ihracat hacmi içerisinde payı nedir? 2 küsur milyar dolarla neredeyse yüzde 1'lerde… Bu kötü ama aynı zamanda muazzam da bir fırsat penceresi. Çin seyahatlerimiz başarılı geçti ama özellikle Hindistan seyahati için konuşuyorum, tahmin ettiğimin ötesinde, çok başarılı, çok verimli, bölgesel iş birliklerini geliştirici yeni fırsat pencerelerinin açıldığı bir seyahat oldu. Önümüzde yeni bir dünya ekosistemi duruyor. Türkiye işte bu yeni network'ün orta kuşağının ana omurgasını oluşturan, bu linki bağlayan, anahtar bir ülke olmaya doğru hızla ilerliyor. Rasyonel olacağız, pragmatik olacağız ve 'iş birliklerini nasıl artırabiliriz'i tartışıp konuşacağız."
"PETROL VE GAZ REZERVLERİNİN 3'TE 2'Sİ BİZİM ETRAFIMIZDAKİ COĞRAFYADA"
Asya-Pasifik'te yaşanması muhtemel bir ekonomik çatışma için Türkiye'nin gerekli çalışmaları yapmak durumunda olduğunu ifade eden Albayrak, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin Asya-Pasifik'te yaşanması muhtemel bir ekonomik çatışma için demir yolu, deniz yolu, havayolu hazır mı? Enerjinin çeşitlendirilmesi, boru hatlarının genişletilmesi, depolandırılmanın geliştirilmesi, sıvılaştırılmış doğalgazı (LNG), yeniden gazlaştırma tesisleri (FSRU)… Bütün bunlara Türkiye hazırlanıyor mu?
Bunun ötesinde bölge ekonomileri… Türkiye burada ayrı bir noktada. Başka bir şekilde ayrışıyor. nedir bu ayrışma? Dünya petrol ve gaz rezervlerinin 3'te 2'si bizim etrafımızdaki coğrafyada… Sevelim sevmeyelim ama böyle bir gerçek var. Kazakistan'dan Azerbaycan'a, Rusya'dan İran'a, Irak'tan Suriye'ye, Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) Katar'a, Kuveyt'e, Suudi Arabistan'a… Bir de bakıyorsunuz Doğu Akdeniz gazı, yeni keşifler… Onları saymıyorum. Tüm bu network'e baktığınızda dünyadaki altyapı, dünyadaki enerji kaynakları, dünyadaki ekosistemin dönüşümü içerisinde Türkiye'nin yetişmiş genç nüfusu, rekabetçi özel sektörü ve tüm bu yaşananlara rağmen hakikaten liberal politikalarla yatırımcı dostu iklimi geliştiren, istikrarlı bir resmiyle dünyada çok net ayrışıyor."