Güncelleme Tarihi:
Yapı Kredi'nin ana hissedarlarından UniCredit Üst Yöneticisi (CEO) Federico Ghizzoni, Avrupa'daki krizin Türkiye'yi de kaçınılmaz bir şekilde etkilediğini, ancak uzun vadede temel finansal göstergelerin gayet iyi olduğunu, bu ülkedeki yatırımcılar olarak her zaman uzun vadeye odaklandıklarını kaydetti.
Ghizzoni, 2011 yılının ikinci yarısı ve 2012'nin ilk aylarının dünya ekonomisi için çok büyük zorlukların yaşandığı bir dönem olduğunu, GSYH'nın hemen hemen bütün ülkelerde düştüğünü söyledi.
Önümüzdeki döneme bakıldığında senenin ikinci yarısında birtakım toparlanmalar olacağını ifade eden Ghizzoni, “Birtakım ekonomiler seneyi pozitif trendde kapatacaklardır diye düşünüyorum. İtalyan ekonomisi de iyileşme sinyalleri veriyor ve ikinci yarıda toparlanması bekleniyor. Ama GSYH büyümesi, büyük ihtimalle yıl genelinde negatif olacak. Ancak ikinci yarı daha olumlu geçecek” diye konuştu.
“Toparlanma sinyallerini görüyoruz”
Avrupa'da kredilerdeki yavaşlamaya işaret eden Ghizzoni, en büyük düşüşün bu aylarda yaşandığını ve geçen senenin son çeyreğinde başlayan kredilerdeki düşüşün Şubat-Mart aylarına kadar devam ettiğini belirtti. Ghizzoni, “Grup olarak bütün Avrupa'yı kapsıyoruz. Baktığınız zaman talebin yavaş yavaş tekrar yükseldiğini görüyoruz. Muhtemelen toparlanma sinyallerini ikinci yarıdan itibaren görmeye başlayacağız. Birtakım toparlanma sinyallerini zaten Mart sonu, Nisan ayından beri görüyoruz” yorumunu yaptı.
Uzun vadeli yatırım kredilerinde ise herhangi bir büyüme olmadığının altını çizen Ghizzoni, bazı şirketlerin yeniden yatırım yapmaya başladıklarını, yatırımların senenin son çeyreğine doğru arttığının görüleceğini, bütün bunların toptan etkisinin nihayetinde zayıf tüketici talebi olacağını söyledi.
“Kriz öncesi duruma dönüş 2014'te gerçekleşir”
Dünya ve Avrupa ekonomisinde kriz öncesi duruma dönme beklentisine ilişkin ise Ghizzoni, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Tabii ki böyle bir olasılık var. Ama bence şu da gayet aşikar ki bu muhtemelen 2014 yılında gerçekleşir. 2012 sonunda yavaş toparlanma olacak. 2013 yılında herşey daha iyi gidecek. Tamamen normalleşme ancak 2014 yılında olacak. Siyasi taraf da bu anlamda çok önemli rol oynuyor. Bu dönemde birtakım önlemler alarak büyümeyi teşvik etmek gerekiyor. Bu resesyon, aynı zamanda birçok hükümetin devlet finansmanlarını iyileştirme yönünde verdikleri kararlardan da kaynaklandı. Hükümetler son derece katı önlemler alarak, hükümet borcunu düşürmeye çalıştılar. Bu da vergilerin artırılmasına yol açtı. Bu, tüketiciler tarafında düşük talebe sebep oldu. Şimdi artık büyümeyi desteklemek için karar almalıyız. En sonunda da nihayet artık bunu Avrupa'daki hükümetlerin gündeminde
görüyoruz.”
“Türkiye için yüzde 4,4 büyüme bekliyoruz”
Türkiye'nin 2012 yılında yüzde 4,4 büyümesini beklediklerini kaydeden Ghizzoni, 4,4'lük seviyenin şu andaki mevcut makro ekonomik senaryoda çok iyi bir büyüme rakamı olduğunu, bu seviyenin diğer gelişmekte olan ülkelere göre en iyi büyüme performansı beklentilerinden birini oluşturduğunu vurguladı.
Büyümede daha uzun vadeli bakış açısı olması gerektiğine dikkati çeken Ghizzoni, “Bu ülke çok ilginç bir ülke. Uzun vadedeki evriminde, gelişiminde pozitife doğru gidiyor. Tabii ki inişler, çıkışlar olacaktır. Sonuçta Avrupa'daki kriz Türkiye'yi de kaçınılmaz bir şekilde etkiledi. Ama uzun vadede temel finansal göstergeler gayet iyi. Bu ülkedeki yatırımcılar olarak da biz her zaman uzun vadeye odaklanıyoruz” dedi.
S&P'nin not değerlendirmesi...
UniCredit Üst Yöneticisi Ghizzoni, Standard & Poors'un Türkiye'nin kredi notu görünümüne ilişkin kararıyla ilgili de kredi derecelendirme kuruluşlarının genellikle çok tedbirli davrandıklarını ve zaten genelde olumsuz yaklaşım sergilediklerini söyledi.
Federico Ghizzoni, “Şahsen ben tabii ki Türkiye'nin notunun düşürülmesi konusunda hemfikir değilim. Ama aynı zamanda şöyle de düşünüyorum; eğer Türkiye enflasyon oranını düşürürse ve cari açığı azaltabilirse o zaman tekrar yatırım yapılabilir nota ulaşacaktır. Evet Türkiye şikayet etmekte haklı. Ama 2013 yılında bence Türkiye'nin notu tekrar yükseltilebilir” diye konuştu.
Yunanistan'ın durumunun Türkiye ile kıyaslanamayacağını ifade eden Ghizzoni, bu ülkenin notunun çok düşük olduğunu, Yunanistan'da borçların yeniden yapılandırılması anlaşması yapıldığı için bunun otomatik olarak notunu etkilediğini belirtti.
“Merkez Bankası'nın düzenlemeleri mantıklı”
Türk bankacılık sektöründeki karlılığa dair ise Ghizzoni, “2012 yılında Türk bankacılık sektörü, karlılık anlamında 2011'e kıyasla baskı altında olacak. Pazarda net karlılık anlamında bir düşüş bekleniyor. Bunun sebebi Merkez Bankası'nın yaptığı son derece katı düzenlemeler... Ama her halükarda bunlara ihtiyaç vardı ve hepsi de son derece mantıklı düzenlemelerdi. Böyle bir dönemde birtakım dengesizlikleri ortadan kaldırmak gerekiyordu. Özellikle cari açık biraz fazla yükselme eğiliminde” şeklinde konuştu.
Yapı Kredi'nin karlılığında piyasanın üzerinde performans göstermeyi hedeflediklerini vurgulayan Ghizzoni, bu yıl da Yapı Kredi'nin başarılı bir yıl geçirmesini beklediklerini söyledi.
“Yapı Kredi hissedarlığında değişiklik beklemiyorum”
Basel kriterlerine dair de Ghizzoni, Basel III'ün zaten UniCredit Grubu'nda neredeyse AB'nin operasyonlarının tamamında uygulandığını, başarılı şekilde 7,5 milyar avro düzeyinde sermaye artışı gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, şu görüşleri dile getirdi:
“Avrupa'da başarılı şekilde bu dönemde sermaye artışı gerçekleştiren tek grubuz. Grup, sermaye anlamında çok güçlü. Hatta Avrupa'daki en güçlü gruplardan biriyiz. Aynı zamanda likidite anlamında da çok güçlüyüz. Yapı Kredi'deki hissedarlığımız anlamında herhangi bir değişiklik olmasını yakın gelecekte de uzak gelecekte de beklemiyorum. Türkiye, bizim için son derece stratejik bir ülke. Bundan dolayı sermaye artışından sonra hatta daha da kuvvetli bir şekilde Yapı Kredi'nin bu piyasada büyümesini destekliyoruz.”
“Yapı Kredi'ye dair net vizyonumuz var”
Daha önce Denizbank ile ilgilenebileceklerine yönelik açıklamalarıyla ilgili ise Ghizzoni, şunları kaydetti:
“Tek tek isimler hakkında yorumlar yapmak istemiyorum. Ama şunu söyleyebilirim; bizim Yapı Kredi'nin geleceğine dair son derece net bir vizyonumuz var. Biz, bu bankanın piyasada büyümeye devam etmesini amaçlıyoruz. Zaten çok başarılı bir 2011 yılı geçirdik. Eğer piyasada satın alma yoluyla yeniden bir yatırım yapma fırsatımız çıkarsa, tabii ki ortağımız Koç Holding ile birlikte bunu değerlendirebiliriz. Ama şu anda herhangi bir hedef banka yok.”
“Türkiye'de işten çıkarma olmayacak”
Bankaların artık daha verimli çalışması gerektiğini dile getiren Ghizzoni, ancak kesinti yaparken nelerin kesileceği konusunda çok dikkatli olunması, gereksiz noktalarda kesintiye gidip, ürün ve bilgi teknolojilerini geliştirmeye devam etmek gerektiğini söyledi.
Federico Ghizzoni, “Kasım 2011'de açıkladığımız sektörel planlamamızda, grup bazında çalışanların sayısında 2015'e kadar yaklaşık 6 bin kişilik veya toplamın yüzde 4'ü oranında Batı Avrupa'da yapılacak kesintiler ile bir tasarrufa gideceğimizi duyurmuştuk. Söz konusu tasarrufun büyük kısmı İtalya'da, bir kısmı Almanya ve Avusturya'da gerçekleştirilecek. Bu arada, Orta ve Doğu Avrupa'da büyümeye devam edeceğiz. Türkiye'de herhangi bir işten çıkarma planlamıyoruz” diye konuştu.