Güncelleme Tarihi:
Başçı, Bireysel Emeklilik sisteminde ‘bonkör’ bir devlet sistemi olduğuna dikkat çekerken, vatandaşa ‘sabrın’ öğretilerek’ harcamaların zamana yayılması ve yarının düşünülmesi tavsiyesinde bulundu.
Başçı, 2013 yılına ilişkin ilk enflasyon raporunun tanıtım toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. The Banker Dergisi tarafından yılın merkez bankası başkanı seçilmesinin çok fazla abartılmaması gerektiğini belirten Başçı, “Bizim için önemli olan şunu başarabilmek; Türkiye için düşük enflasyon, büyümeye de dış dengeye de fayda sağlayacak. Dolayısıyla biz enflasyonu yüzde 5'e getirebilirsek, bunun sonucunda da kendiliğinden büyümenin yüzde 5'e doğru hızlandığını görürsek, cari dengenin de yüzde 5 seviyelerine doğru indiğini görürsek ki 3 tane 5 oluyor dikkat ederseniz. 5 enflasyon, 5 cari denge, 5 de büyüme. Bu 3 çarpı 5'i görürsek o zaman ben memnuniyetle vatandaşlarımızdan tebrikleri kabul edebilirim” dedi.
ENFLASYON TAHMİNİ 5.3 |
Başkan Başçı, enflasyonun 2013 yılı sonunda, orta noktası yüzde 5,3 olmak üzere yüzde 3,9 ile yüzde 6,7 aralığında gerçekleşeceği tahmininde bulundu. Çekirdek enflasyonun ise kısa vadede olumlu seyrini korurken, yıl sonu itibariyle yüzde 5'in altında kalmasını beklediklerini bildirdi. |
“BONKÖR DEVLET DESTEĞİ”
Başçı, Türkiye’nin en önemli yapısal sorunlarından olan düşük tasarruf oranlarının artırılması için bireysel emeklilik sistemine oldukça bonkör bir devlet desteği getirildiğine dikkat çekti. Bu sistemin vatandaşa sabrı öğretmeyi amaçladığını ve düşük gelir grupları için daha avantajlı olduğunu anlatan Başçı, “Gelir ve servet dağılımı açısından da iyi düşünülmüş bir paket. Fakat bu yeter mi hep birlikte göreceğiz. Singapur örneği çok ilginç, 1970'li yıllarda şöyle bir düzenlemeye geçiyorlar, deniyor ki bütün maaşlardan bütün ücretlerden yüzde 40'ını kesiyoruz ve bunu bireysel emeklilik sistemine yönlendiriyoruz ve şirketler bunu yönetecekler. Bunu yaptıktan sonra Singapur hızla büyümeye başlıyor ve istikrarlı bir şekilde cari fazla vererek büyümeye başlıyor. Bu, tasarrufların ne kadar önemli olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
Başçı, finansal eğitimle vatandaşlara sabrın öğretilerek, harcamaların daha zamana yayılırken, yarına değer verilmesi gerektiğini söyledi. Başçı konuşmasında ise 2012 yılı sonunda toplam kredi büyümesinin yüzde 15’lik hedefin sınırlı ölçüde üzerine çıkarak yüzde 16 civarında gerçekleştiğini belirtti. Önümüzdeki dönemde kredilerin daha da ivmelenmesi riski bulunduğuna dikkat çekerken, “Nitekim sermaye akımlarındaki hızlanma, faiz oranlarındaki düşüş ve kredi koşullarındaki iyileşme ile finansal koşullar endeksinin artmaya devam ettiğini görüyoruz. Bu görünüm, önümüzdeki dönemde makrofinansal risklere dair temkinli duruşun korunmasını gerektiriyor” dedi.
“Avro Bölgesi'ndeki sorunların çözümüne yönelik atılan somut adımların yanı sıra ABD ve Çin ekonomisine dair olumlu haberler risk algılamasındaki iyileşmeyi destekleyen başlıca gelişmeler olarak duruyor” diyen Başçı, ancak gelişmiş ülkelerdeki büyüme görünümünün halen zayıf seyrini koruması nedeniyle miktarsal genişleme politikalarına devam edildiğini söyledi.
Küresel ölçekte parasal genişlemenin sürmesinin, risk iştahındaki artışla beraber, gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarında hızlanmaya neden olduğuna işaret eden Başçı, “Tüm bu gelişmelerin, esnek bir politika çerçevesine sahip olmanın önemini bir kez daha ortaya koyduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
2012’nin sadece makrofinansal risklerin dengelenmesi anlamında değil, aynı zamanda finansal istikrar ve fiyat istikrarı konusunda da önemli kazanımların elde edildiği bir yıl olduğunu ifade eden Başçı, enflasyonun bir önceki yıla göre 4,3 puan gerilediğini vurguladı. Orta vadeli enflasyon beklentilerinde uzun bir aradan sonra ilk defa belirgin bir iyileşme görüldüğünü kaydeden Başçı, Eylül ayından itibaren risk iştahındaki iyileşme ve rezerv opsiyonu mekanizmasının daha etkili bir şekilde devreye girmesiyle faiz koridorunun üst sınırını kademeli olarak indirdiklerini ve piyasaya verilen likiditeyi artırarak, piyasa faizlerinin koridorun alt sınırına yakın seyretmesini sağladıklarını söyledi.
YURT İÇİ TALEP BEKLENENDEN HIZLI OLACAK
Başçı, son dönemde Türkiye’ye yönelik artan kısa vadeli sermaye akımlarının etkisiyle 2013 yılının ilk yarısında yurt içi nihai talebin beklenenden daha hızlı bir artış gösterebileceğine dikkat çekti. Sipariş göstergeleri, krediler ve diğer öncü endekslerin de bu görünümü desteklediğini vurgulayan Başçı, 2013’ün ilk yarısında iç talebin daha güçlü, dış talebin ise zayıf seyrini koruduğu bir dönem olacağını bildirdi.
Ekim ayındaki enflasyon raporuna göre Ocak ayı raporunda petrol fiyatlarını sınırlı bir artışla yukarı yönlü güncellerken,ithalat fiyatları varsayımlarını bir miktar aşağı çektiklerini ifade eden Başçı, ancak bu güncellemelerin 2013 yılı enflasyonu üzerinde kayda değer bir etkisi olmadığını söyledi. İşlenmemiş gıda fiyatlarında ise artış oranını yüzde 7 olarak koruduklarını kaydeden Başçı,“Diğer bir ifadeyle temkinli bir yaklaşımla işlenmemiş gıda fiyatlarının 2012 yılındaki olumlu seyrinin önümüzdeki dönemde devam etmeyeceğini varsaydık” dedi.
TL ÜZERİNDEKİ BASKI ARTTI |
Yılın sonuna doğru küresel risk iştahındaki artışın belirginleşmesi ve Türkiye’ye yönelik risk algısındaki göreli iyileşmeyle sermaye girişlerinin hızlandığını anımsatan Başçı, bu gelişmelere paralel olarak kredilerde öngörülenin üzerinde artış olduğunu ve TL üzerindeki değerleme baskısının arttığını vurguladı. Başçı, “Aldığımız tedbirlerin krediler, yurt içi talep ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkilerini dikkatle takip ederek, Türk Lirası fonlama miktarını gerektiğinde aşağı ya da yukarı yönlü ayarlayabileceğimizi tekrar vurgulamak istiyorum” dedi. |
“TAHMİNLERİMİZİ EK VERGİ OLMAYACAKMIŞ GİBİ YAPTIK”
Başçı, Ocak ayında tütün ürünlerinde yapılan vergi ayarlamalarının enflasyon üzerindeki etkisinin tahminleri ölçüsünde olduğunu; ayrıca yıl sonu bütçe dengesinin de Orta Vadeli Plan hedefleri çerçevesinde gerçekleştiğini vurguladı. Ancak orta vadeli tahminler yapılırken tütün ve enerji ürünlerine yönelik ek bir vergi ayarlaması yapılmayacağını varsaydıklarına dikkat çekti. Diğer vergi ve fiyat ayarlamalarında da enflasyon hedefi ve otomatik fiyatlama mekanizmalarıyla uyumlu bir görünümü esas aldıklarını söyledi.
Kredi büyümesinin ve döviz kurlarının istikrarlı seyrettiği, toplam talep artışının ise enflasyon üzerinde baskı oluşturmayacak düzeylerde tutulduğu bir çerçeveyi temel aldıklarını anlatan Başçı, “Diğer bir ifadeyle yakın dönemde sermaye akımlarında gözlenen hızlanmanın oluşturduğu risklerin dengelendiği bir çerçeve çizmiş bulunuyoruz” dedi.
KREDİ BÜYÜMESİ YİNE 15
Başçı, kredi büyümesini yüzde 15 civarında, reel efektif döviz kurunda önemli bir değişim gözlenmeyeceği varsayımı altında enflasyonun 2013 yılı sonunda orta noktası yüzde 5,3 olmak üzere yüzde 3,9 ile yüzde 6,7 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini açıkladı.
2014 yıl sonu tahminlerinin ise orta noktası yüzde 4,9 olmak üzere, yüzde 3,1 ile yüzde 6,7 aralığında yer aldığını söyledi. Orta vadede enflasyonun yüzde 5 hedefi düzeyinde istikrar kazanacağını öngördüklerini belirten Başçı, “2013 yıl sonu tahminimizi yüzde 5,3 olarak koruduk. Enflasyonun, Ocak ayındaki tütün fiyat ayarlamaları nedeniyle sınırlı bir yükseliş gösterdikten sonra tekrar bir düşüş eğilimine girmesini bekliyoruz. Mayıs ve Haziran aylarında enerji fiyatlarındaki baz etkisinden dolayı geçici bir artış görebiliriz ama sonrasında aşağı yönlü eğilimin devam edeceğini ve yıl sonunda enflasyonun yüzde 5,3 düzeyine düşeceğini tahmin ediyoruz. Çekirdek enflasyon göstergelerinin ise kısa vadede olumlu seyrini korumasını ve 2013 sonu itibarıyla yüzde 5'in altında kalmasını bekliyoruz” dedi.
SICAK PARA VE KREDİ ARTIŞI
Başçı, son dönemde sermaye girişlerindeki hızlanması ve kredilerde görülen ivmelenme nedeniyle 2013 yılı ilk çeyreği için çıktı açığı tahminlerini bir önceki rapora kıyasla yukarı yönlü güncellediklerini ancak alınan önlemlerle yılın ikinci yarısından itibaren krediler ve toplam talep büyümesinin Ekim ayında öngörülen patikaya yaklaşacağı bir çerçeveyi esas aldıklarını bildirdi.
Başçı, bu tahminlerin para politikası açısından verdiği ana mesajı ise şu sözlerle özetledi: “2013 yılında, enflasyonun hedefe yakın gerçekleşmesi için temkinli duruşun korunması gerekiyor. Makro finansal risklerin dengelenmesi açısından ise krediler ve döviz kurunda aşırı dalgalanmaya kayıtsız kalınmaması önem taşıyor. Özellikle kredilerin sağlıklı ve makul oranlarda büyümesinin hem finansal istikrarı hem de fiyat istikrarını destekleyeceğini hatırlatmakta fayda görüyorum. Bu temkinli duruşu yansıtmak açısından son dönemde kredilerde öngörülenden yüksek artışa rağmen tahminlerimizi üretirken kredilerin yüzde 15 civarında büyüyeceğini varsaydık. Bu noktada açıklanan her türlü yeni veri ve haberin para politikası duruşunu değiştirmemize neden olabileceğini tekrar hatırlatmak isterim. Dolayısıyla tahminlerimizi oluştururken para politikasının görünümüne ilişkin varsayımlar tarafımızca verilmiş bir taahhüt olarak algılanmamalıdır.”
ENFLASYON HEDEFLEMESİNE DEVAM
Soruları da yanıtlayan Başçı, dünyada da tartışılan enflasyon hedeflemesinden vazgeçilip geçilmeyeceği sorusuna bugün gelinen nokta itibariyle vazgeçmeyeceklerini açıkladı. Düşük enflasyonun istikrar için gerekli şartlardan sadece bir tanesi olduğunu vurgulayan Başçı, başka şartların da bulunduğuna dikkat çekti. Özellikle finansal istikrar için hızlı kredi büyümesinin son derece önemli bir risk olduğunun altını çizdi.