Güncelleme Tarihi:
BİRLEŞMİŞ Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Kemal Derviş, finansal krizin, Türkiye dahil tüm ülkelerin reel sektörünü etkileyeceğini, ancak Türkiye’nin, pazar çeşitlendirmesine girmekle risklerini azalttığını söyledi. Kemal Derviş, ABD’de ortaya çıkan finansal krizin, diğer ülkelere de yayıldığını ve finansal sektörü riskli enstrümanları bulunduran ülkeleri ağır etkilediğini kaydetti.
Reel sektörü etkiler
Finansal krizin, reel sektörü de etkilemeye başladığını belirten Derviş, Türkiye dahil tüm ülkelerin reel sektörünü etkileyeceğini vurguladı. Krizin küresel bir etki düzeyinin olduğunu ifade eden Derviş, ancak etkilenme düzeyinin ülkeden ülkeleye değişebileceğini bildirdi.
Riski azaltan adım
Türkiye’nin, dış ticaret yönüyle, ekonomisi daralan Avrupa’dan özellikle etkilenebileceğinin altını çizen Derviş, ancak Türkiye’nin, Çin pazarına girmekle iyi yaptığını, çünkü dış ticaret pazarlarını çeşitlendirdiği için risklerini azalttığını ve Avrupa’daki durgunluktan nispeten az etkilenebileceğini vurguladı.
Toksik ürün yok
ABD ve Avrupa’daki bankaların, bulundurdukları toksik (zehirli) enstrümanlar nedeniyle olumsuz etkilendiklerinin altını çizen Derviş, Türk bankacılık sektöründe, batı ülkelerinde olduğu türden riskli enstrümanların olmadığını vurguladı. Türkiye’nin, 2001’deki krizin ardından, önemli yapısal kararlar alarak uygulamaya başladığını hatırlatan Derviş, bu gelişmenin, Türkiye’yi, özellikle mali sektörde bazı "abartılı" kararlar almaya zorladığını, ancak bugün, önceden alınan "abartılı" kararların faydasının görüldüğünü ifade etti.
2001 sonrası meyvesi
Derviş, Türkiye’nin, 2001 sonrasında gerçekleştirdiği yapısal reformlar ve bankacılık sektöründe aldığı önlemlerin meyvesini yediğini söyledi. Küresel finansal krizin, ülkeler üzerindeki talep yönlü enflasyon baskısını hafifleteceğini anlatan Derviş, emtia fiyatlarındaki gerilemenin de maliyet yönlü enflasyon baskısını azaltacağını belirtti. Derviş, küresel krizin, ekonomilerde daralma ve küçülme etkisi yaratarak büyümeyi düşürürken, enflasyon açısından olumlu etkisinin görülebileceğini kaydetti.
ABD’nin yaptıkları bizim 2001’de yaptığımıza benziyor
FİNANS sektörünün büyük ölçüde devletleştirildiğini vurgulayan UNDP Başkanı Kemal Derviş, "Kamu sermayesi finans sektörünü kurtarma durumuna geldi ama aslında gecikildi. İdeolojik bir tepki yüzünden epeyce gecikti. Devlet her şeyi garanti ettikten sonra finans sektöründeki aşırı kırılganlık ve iflas durumu önleniyor. Ama şimdi etkileri reel sektörde hissediliyor özellikle hisse senedi piyasalarında. Oradaki rahatsızlık devam ediyor. Tüm dünya ekonomisini tehdit eder duruma geldi" dedi. Bankacılık sektöründeki zaafın 2001 kriziyle benzerlikler taşıdığına kaydeden Derviş, "Türkiye’de bankalara kamu sermayesi enjeksiyonu gerçekleşti ve başarılı oldu. Bunu şimdi biraz gecikmeyle zengin ülkeler de uyguluyor. ABD de sonunda bunu yapmak durumunda kaldı. Bizim uyguladığımız sürece benziyor. Ancak bizde türev ürünler yoktu" diye konuştu.
Rehavetin etkisiyle kriz öngörülemedi
DÜNYA ekonomisinde, rehavetin de etkisiyle, böyle bir krizin meydana geleceğinin öngörülemediğini belirten Kemal Derviş, matematiksel düşünen uzmanların, krizin sosyo-psikolojik yönünü göremediklerin için krizin derinleştiğini belirtti. Derviş, daha önce tahmin edilemeyen ve alınamayan önlemler nedeniyle de krizin derinleştiğini kaydetti. Kemal Derviş, krizin yayılması sonucu, ABD ve diğer ülkelerin ortaklaşa kararlar alarak işbirliği yaptığını ve uluslararası kuruluşların da etkin bir şekilde çalıştığını anlattı. Türkiye’nin de, küresel ekonomik gelişmeleri yakından takip ettiğini belirten Derviş, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ve diğer yetkililerin bu konuda yoğun bir çalışma sergilediklerini de ifade etti.