Güncelleme Tarihi:
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından Ekonomi Bakanlığının desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin koordinatörlüğünde TÜBİTAK MAM TÜSSİDE'nin Gebze Yerleşkesi'nde düzenlenen 5. Otomotiv Ar-Ge Proje Pazarı ve Komponent Tasarım Yarışması etkinliği düzenlendi.
Bakan Işık, programın açılışında yaptığı konuşmada, bugünün otomotiv sektörü ve yerli otomobil projesi için bir dönüm noktası olacağına inandığını belirterek, Türk Otomobili Geliştirme Projesi'nde, çok önemli bir mesafe aldıklarını söyledi.
Bugün itibarıyla, özel sektörle, otomotiv yan sanayisiyle, üniversitelerle, öğrencilerle, akademisyenlerle, çok daha yakın bir işbirliği sürecini başlatacaklarını dile getiren Işık, proje pazarı ve komponent tasarım yarışmasının da bu açıdan çok iyi bir başlangıç olacağını anlattı.
Işık, yerli bir otomobil markası oluşturulamamasının insanların içinde adeta bir ukde kaldığına dikkati çekerek, Türk otomobili yapmanın toplumun öz güveni açısından son derece önemli olduğunu ifade etti.
"ÖYLE BİR OTOMOBİL YAPACAĞIZ Kİ DÜNYANIN HER YERİNDE SATILABİLECEK"
"Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde bu projeye başlarken, sadece bu gerekçeden hareket etmedik. Türk otomobili projesini başlattık, çünkü bu, ekonomik ve rasyonel bir ihtiyaçtı ve tam zamanıydı." diyen Işık, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin en başarılı olduğu sektörlerin başında otomotiv geliyor. Üretimde sahip olduğumuz başarı, ülkemizin nüfusu, gelir seviyemizin yükselmesi, iç ve dış pazar imkanlarımızın çeşitliliği gibi faktörleri yan yana koyduğumuzda, sektörde milli bir markaya olan ihtiyaç, zaten ayan beyan ortadadır. Ancak, Türk Otomobili Projesi, sadece otomotiv sektöründe bir milli marka oluşturmak için yürütülen bir proje değildir. Biz öyle bir otomobil yapacağız ki dünyanın her yerinde satılabilecek, talep edilecek. Yani, yapmış olmak için iş yapmayacağız. Tüm küresel pazarları hedefleyen, otomotiv sektöründe ciddi rekabet avantajı olan ve sektörü farklılaştıracak, sektöre yeni açılımlar kazandıracak bir iş yapacağız."
"TÜRK MARKASI ALTINDA OTOMOBİLLER ÜRETECEĞİZ"
Bakan Işık, Türk Otomobili Projesi'nin sadece otomotiv sektörünü ilgilendiren bir proje olmadığına işaret ederek, "Evet, bu projenin çıktılarından biri olarak, Türk markası altında otomobiller üreteceğiz. Ancak bu projenin esas çıktısı, hayatın her alanına dokunacak yeni teknolojiler olacaktır. Türk otomobili, üniversitelerimizin ve sanayimizin inovasyon gücünü hayata geçirecek, tetikleyecek ve ülkemizi küresel rekabette söz sahibi yapacak bir projedir. Otomobilimiz, yeni teknolojiler geliştirmek için adeta bir platform işlevi görecektir." diye konuştu.
Özellikle sensör teknolojileri, otonom araç sistemleri, yazılım, nesnelerin interneti gibi alanlarda, birçok Ar-Ge projesini, bu platform üzerinden ticarileştirmiş olacaklarını anlatan Işık, Türk otomobili sayesinde fikirlerini ticarileştirme imkanı bulan mucit ve girişimcilerin, işlerini büyütebileceğini ve geliştirilebileceğini söyledi.
Işık, Türk otomobili ile yeni teknolojilere tarihçe kazandırmış olacaklarını vurgulayarak, "Burada tarihçe kazandırmak derken şunu kastediyoruz, Türk otomobili, yerli ve yeni teknolojilerin sahaya inmesini, pratiğe dönüşmesini, gerçekleşmesini sağlayan bir platform vazifesi üstlenecek. Türk otomobili sayesinde, bu teknolojiler, raflarda veya proje dosyalarında kalmayacak, rüştünü ispat eden ürünler olarak, dünyaya açılacak." değerlendirmesinde bulundu.
"2 LİRALIK ŞARJ MALİYETİYLE ŞEHİR İÇİNDE 100 KİLOMETRE YOL YAPABİLECEK"
Bugün araçlardaki parçaların yüzde 70'inin gelecek dönemde kullanılmayacağını, 2030'lu yıllarda bir aracın maliyetinin yarısını otomotiv elektroniği ve yazılımın oluşturacağını anlatan Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"TÜBİTAK'ta geliştirdiğimiz batarya teknolojilerini, Türk otomobilinde kullanacağız. Bu araç, 2 liralık şarj maliyetiyle, büyük şehir trafiğinde 100 kilometre yol yapabilecek. Şehirler arası yolculuklarda ise arabadaki küçük jeneratör devreye girerek bataryayı şarj edecek. Yani şarjı istasyonda değil de aracımızda taşıyacağız. Bunun anlamı şu, 20 litrelik yakıtla bin kilometre mesafeyi katedeceğiz. Bunun anlamı, şu anda yakıt tasarrufu en yüksek olan aracın bile yarısından daha az yakıtla aynı mesafeyi gitmiş olacağız. Aracımızın en belirgin vasıflarından birisi de otonom araç sistemleriyle donatılması olacak. Savunma sanayiinde hava araçlarında kullandığımız Gerçek Zamanlı İşletim Sistemi'ni, Türk otomobiline de uyarlamayı hedefliyoruz. Bu sistem, aracın kontrolü, güvenliği ve yakıt tüketimiyle ilgili önemli avantajlar sağlayacak. Mesela bu sistem, yolun, havanın, araç ekipmanlarının durumuna ve sürücünün kullanım tarzına göre, yakıt tüketimini anlık olarak ayarlayacak."
"ÜRETECEĞİMİZ ARAÇ DÖRT TEKERLEKLİ YÜRÜYEN BİLGİSAYAR OLACAK"
Işık, araçta sensör teknolojilerini ve araçlar arası iletişim sistemlerini de kullanacaklarını vurgulayarak şunları kaydetti:
"Diyelim ki öndeki araca, kaza riski oluşturacak şekilde aşırı yaklaştınız. Araç, mevcut sensör teknolojilerinden çok daha hızlı bir şekilde bunu tespit ederek fren sistemini devreye alacak. Ancak fren yapma mesafesi yeterli olmazsa, öndeki araçla iletişim kurarak, eğer müsaitse o araçtan hızını artırmasını isteyecek. Öndeki araçta bu talebi alacak, çok hızlı bir şekilde değerlendirecek ve önü müsait ise hızını artıracak. Bütün bu işlemler, adeta saliseler içinde yapılacak."
Türk otomobilini, bu tür teknolojik donanımlarla zenginleştirmeye büyük önem verdiklerini dile getiren Işık, "Piyasaya çıktığında, herhangi bir araç olarak çıkmayacak. Dünyaya, birçok yeni teknolojiyi sunan, farklı, yeni bir araç olacak. İddialı bir cümle kullanıyorum, üreteceğimiz araç dört tekerlekli yürüyen bilgisayar olacak." değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmasının ardından protokol üyeleriyle birlikte 5. Otomotiv Komponent Tasarım Yarışması'nda dereceye girenlere ödüllerini veren Işık, daha sonra dereceye giren projelerin yer aldığı sergiyi gezdi. 5. Otomotiv Ar-Ge Proje Pazarı ve Komponent Tasarım Yarışma etkinliği yarın sona erecek.