Güncelleme Tarihi:
TÜKETİMİN her geçen gün arttığı ve genç nüfusuyla bir çok global markanın odağı olan Türkiye, bir çok pazarda dünya liderliğine oturdu. Unilever’in dünya pazarları içerisinde Türkiye’nin önemine dikkat çeken Unilever Türkiye, Asya, Afrika, Orta ve Doğu Avrupa CEO’su İzzet Karaca, “Türkiye’de 100 milyon Euro’luk hazır çorba pazarı var. 170 ülkeden oluşan Unilever dünyasında en büyük hazır çorba pazarı Türkiye’de. Ayrıca Domestos’ta ve Cif’te de dünya birinciliklerimiz var. Magnum, Cornetto, diğer çubuklu dondurma gibi ev dışı dondurmada da Türkiye dünyada ilk sırada yer alıyor” dedi.
200 milyon Euro’luk dondurma
Türkiye’nin bir çok markada öne çıktığını vurgulayan İzzet Karaca, şu bilgileri verdi: “Dondurma pazarı bizim en iddalı olduğumuz alanlardan birisi. Ev dışı tüketim Türkiye’de çok yüksek. Dondurmada 150-200 milyon Euro arası ciroya sahibiz. Ev içi kullanımda Türkiye’de son zamanlarda gelişme gösteren alanlardan birisi. Hazır çorbada ciromuz 60 milyon Euro. Cif ve Domestos’ta ise ciromuz 100 milyon Euro’ya yaklaşıyor.”
220 bin ton çay içiyoruz
Unilever Türkiye Tedarik Yönetim Direktörü Aynur Çolpan, Unilever’in dünyada 400 bin ton çay satın aldığını, 10 yıl sonra ise 800 bin ton çay satın almak isteyeceğine dikkati çekerek, “Şu anda böyle bir çay yok. Bizim çayda kaynak yaratmamız gerekiyor. Dünyada bununla ilgili ekipler kuruldu. Nerelerde çay kaynakları yetiştirilebileceğine dair çalışmalar yapıyor. Bununla ilgili Karadeniz’de bir çalışmamız başladı. Türkiye’de yılda 220 bin ton çay çıkıyor ve yaklaşık 220 bin çay tüketiliyor” dedi.
Kenya ve Karadeniz farkı
Kenya’da 75 kilometre uzunluğunda çay bahçesi bulunduğunu, her gün belli saatlerde yağmur yağdığını anlatan İzzet Karaca, şöyle devam etti: “Kenya’da bir işçi günde ortalama 2 dolara çalışıyor. Karadeniz’de bir işçi günde aşağı yukarı 50 liraya çalışıyor. 15 kat söz konusu. Kenya’da iki haftada bir tüm yıl boyu çay yaprağı toplanabiliyor, yani 24 sürgün alınabiliyor. Karadeniz’de 3 sürgün alınıyor. Çay kalitesi nereden soruluyor? Tek tek yaprak toplayacaksınız. İşçilik pahalıysa makasla toplanıyor. 15 katı pahalı işçilik veriyorsunuz, 24 sürgüne karşı da 3 sürgün. Çay, Türkiye’de ekonomik değil.”
Global 2020 için 3 hedefimiz var
UNILEVER’in operasyonlarından çevreye verdiği zarar, karbon ayak izi 1 ise ham maddede 10, tüketici tarafında ise 30-60 katına kadar çıkabildiğini belirten İzzet Karaca, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Unilever 2020 dünya vizyonu üzerinde çalıştık. Vizyonu belirleyen ekip içinde yer aldım. 2020’ye kadar gerçekleştirmeyi taahhüt ettiğimiz sosyal, ekonomik ve çevresel hedefleri içeren Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı’nı oluşturduk. Bu çerçevede, hem şirketin büyüklüğünü 2 katına çıkaracak, hem de çevresel etkilerimizi azaltacak yeni iş yapış yöntemleri geliştiriyoruz. Ürünlerimizin çevresel ayak izini yarı yarıya azaltacağız. Global 2020 için iddialı 3 hedefimiz var. Bunlar; ‘ürünlerimizin çevresel ayak izini yarı yarıya azaltmak’, ‘tarımsal ham maddelerin yüzde 100’ünü sürdürülebilir kaynaklardan almak’, ‘1 milyar insanın sağlık ve esenliğini artırmak’ şeklinde belirlendi.”
Yağmur suyu birikiyor tuvalette kullanılıyor
DÜNYADA 2020 yılına kadar gerçekleştirmeyi taahhüt ettikleri hedefleri içeren “Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı” çerçevesinde, hem şirketin büyüklüğünü 2 katına çıkaracak, hem de çevresel etkilenmeyi azaltacak yeni iş yapış yöntemleri geliştirdiklerini açıklayan İzzet Karaca, şöyle konuştu: “Daha az enerji ve su tasarrufu gibi özellikleriyle ön plana çıkan ‘Unilever Yeşil Ofis’ bizim için çok önemli. Binada yüzde 31 daha az elektrik ve yüzde 50 daha az su kullanılıyor. Yağmur suyu ve klima yoğuşma suyu depolanıyor, yağmur suyu tuvaletlerde kullanılıyor. Gün ışığından maksimum yararlanılıyor.”
Türk kadını titizlikte dünya üçüncüsü
TÜRK kadınlarının çamaşır yıkamada ön yıkamadan pek vazgeçmediğini ve titizlikte dünyada ilk 3’te yer aldıklarını anlatan İzzet Karaca, şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’deki 7 fabrikanın 4’ünde yenilenebilir enerji kullanılıyor, diğer 3 fabrikada da 2011 sonuna kadar yenilenebilir enerjiye geçmeyi hedefliyoruz. Bir yıl boyunca konsantre Omo kullanılması halinde 62 futbol sahası büyüklüğünde bir ormanın temizlediği havayı dünyaya geri veriyoruz. Son olarak da likide geçtik. Eğer 2009’da satılan tüm Omo deterjanları toz değil sıvı olsaydı 1.041 hektar orman alanını kurtarmış olacaktık. Bundan dolayı kendi aleyhimize olan tüketimi azaltacak ‘ön yıkama yapmayın’ gibi mesajları paketlerin üzerine taşıdık.”
Türkiye ekolojik borçlu ülkelerden
İZZET Karaca, 1 Amerikalı’nın tüketiminin 43 Afrikalı’nınkine, 1 Amerikalı’nın ayak izinin de 6 Afrikalı’nınkine eşit olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi: “Türkiye’de tüketimin ekolojik ayak izinin 210 milyon küresel hektar, mevcut biyolojik kapasitesinin ise 108 milyon küresel hektar olduğu görülüyor. Bu nedenle Türkiye 1974’ten beri ekolojik borçlu ülkeler arasında bulunuyor. Dünyada her gün 2 milyar kişi Unilever ürünü kullanıyor. Küçük farklılıklar ile çarpan etkisiyle büyük farkındalıklar yaratabileceğiz.”
Yurt dışına 53 yönetici gitti
İZZET Karaca, Unilever Türkiye ile ilgili şu özet bilgileri verdi:
Unilever bu yıl yüzde 11 oranında büyüdü.
12 aylık cirosu 43.1 milyar Euro oldu
Türkiye’de 4 bin 500’den fazla çalışana sahip.
Unilever Türkiye’nin cirosu 2.9 milyar lira.
İhracatı 131 milyon doları geçmeyi başardı.
Unilever’de yurt dışında 53 Türk yönetici bulunuyor.