1928'den beri balık tuzlayıp ihraç ediyorlar
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 21, 2009 11:35
Çanakkale'nin Gelibolu ilçesinde kurulu, Türkiye'nin ilk balık tuzlama fabrikası Alaeddin Konserve'de, balık sezonu başladığında günde yaklaşık 2 ton balık tuzlanıyor ve bir bölümü yurt dışına ihraç ediliyor.
Şirket sahibi Alaaddin Selçuk Kemerli, dedesi Alaaddin Kemerli tarafından 1928 yılında kurulan fabrikada 81 yıldır balık tuzlama işi yapıldığını söyledi.
Kemerli, 3. kuşak olarak bu işi sürdürdüğünü, tuzlu balığın yanı sıra diğer konserve çeşitlerini de yaptıklarını bildirdi.
Sezon başladığında günde yaklaşık 2 ton balığın tuzlandığını kaydeden Kemerli, üretimini yaptıkları tuzlu balığı, Kıbrıs, Suriye, Ürdün ve Bulgaristan'a da gönderdiklerini kaydetti.
Balık turşusu olarak da bilinen tuzlu balığın, ağırlıklı olarak iç tüketime yönelik yapıldığını ifade eden Kemerli, balığın tuza bastırıldıktan sonra birtakım işlemlerden geçirildiğini anlattı.
Tuzlu balık gibi ürünlerin, yarı korumalı ürünler olduğunu, bunların belli bir sürede, belli bir sıcaklıkta tüketilmesi gerektiğini kaydeden Kemerli, şöyle dedi:
“Tuzlu balığı önce Rumlar yapmış, bizimkiler onlardan alıp üretmeye başlamışlar. Türkiye'de fabrikasyon olarak fazla üretim merkezi yok. Tuzlu balık ve balık konserve üretimi çok lokal kaldı. Genellikle Gelibolu ve çevresinde, bizim fabrikada ve birkaç merkezde üretim yapılıyor. Başka da yok. Karadeniz'de de balık var ama orada fabrikasyon olarak imalat yok. Herkes kendi evi için yapıyor. Tuzlu balıkta miktar ve kapasite olarak Türkiye'de en büyük biziz. Sezonluk balık işlemesine göre eleman sayımız değişiyor ama tesiste sabit 25 çalışanımız var.”
Kemerli, balık tuzlama işinin sezonluk olduğunu, tuzlama işini balığın yağlı olduğu mevsimde yaptıklarını belirterek, bu dönemin yaz mevsimi olduğunu söyledi.
Alaaddin Selçuk Kemerli, fabrikada Gelibolu ve çevresinden gelen insanların çalıştığını, tüm hammaddenin yerinden karşılandığını, üretimin tamamını ilçe dışına sattıklarını kaydetti.
Bu ürünün katma değerinin olduğuna işaret eden Kemerli, “Hammadde ve diğer tüm giderler buradan karşılanıyor. Yaptığımız işin ilçemize katkısı çok büyük. Çünkü üretip sattığımız ürünün bedeli olan yaklaşık 2,5 milyon TL buraya geliyor” diye konuştu.
Tuzlu balık tüketiminin sınırlı olduğunu, ürünün özellikle kıyı bölgelerde tanındığını ifade eden Kemerli, “Tuzlu balık bu kıyılarda Rum ve diğer azınlıkların yaşadığı bölgelerde biliniyor. Yunanlılar tuzlu balığı çok bilir biz de onlardan almışız. Tuzlu balık alışkanlığı eskiden daha fazlaydı. Türkiye'de çok az tuzlu balık tüketimi var. Tabi bu yeme alışkanlığı ile alakalı” dedi.
Kemerli, 3. kuşak olarak bu işi sürdürdüğünü, tuzlu balığın yanı sıra diğer konserve çeşitlerini de yaptıklarını bildirdi.
Sezon başladığında günde yaklaşık 2 ton balığın tuzlandığını kaydeden Kemerli, üretimini yaptıkları tuzlu balığı, Kıbrıs, Suriye, Ürdün ve Bulgaristan'a da gönderdiklerini kaydetti.
Balık turşusu olarak da bilinen tuzlu balığın, ağırlıklı olarak iç tüketime yönelik yapıldığını ifade eden Kemerli, balığın tuza bastırıldıktan sonra birtakım işlemlerden geçirildiğini anlattı.
Tuzlu balık gibi ürünlerin, yarı korumalı ürünler olduğunu, bunların belli bir sürede, belli bir sıcaklıkta tüketilmesi gerektiğini kaydeden Kemerli, şöyle dedi:
“Tuzlu balığı önce Rumlar yapmış, bizimkiler onlardan alıp üretmeye başlamışlar. Türkiye'de fabrikasyon olarak fazla üretim merkezi yok. Tuzlu balık ve balık konserve üretimi çok lokal kaldı. Genellikle Gelibolu ve çevresinde, bizim fabrikada ve birkaç merkezde üretim yapılıyor. Başka da yok. Karadeniz'de de balık var ama orada fabrikasyon olarak imalat yok. Herkes kendi evi için yapıyor. Tuzlu balıkta miktar ve kapasite olarak Türkiye'de en büyük biziz. Sezonluk balık işlemesine göre eleman sayımız değişiyor ama tesiste sabit 25 çalışanımız var.”
Kemerli, balık tuzlama işinin sezonluk olduğunu, tuzlama işini balığın yağlı olduğu mevsimde yaptıklarını belirterek, bu dönemin yaz mevsimi olduğunu söyledi.
Alaaddin Selçuk Kemerli, fabrikada Gelibolu ve çevresinden gelen insanların çalıştığını, tüm hammaddenin yerinden karşılandığını, üretimin tamamını ilçe dışına sattıklarını kaydetti.
Bu ürünün katma değerinin olduğuna işaret eden Kemerli, “Hammadde ve diğer tüm giderler buradan karşılanıyor. Yaptığımız işin ilçemize katkısı çok büyük. Çünkü üretip sattığımız ürünün bedeli olan yaklaşık 2,5 milyon TL buraya geliyor” diye konuştu.
Tuzlu balık tüketiminin sınırlı olduğunu, ürünün özellikle kıyı bölgelerde tanındığını ifade eden Kemerli, “Tuzlu balık bu kıyılarda Rum ve diğer azınlıkların yaşadığı bölgelerde biliniyor. Yunanlılar tuzlu balığı çok bilir biz de onlardan almışız. Tuzlu balık alışkanlığı eskiden daha fazlaydı. Türkiye'de çok az tuzlu balık tüketimi var. Tabi bu yeme alışkanlığı ile alakalı” dedi.