Güncelleme Tarihi:
ayalp@hurriyet.com.tr
CHP, 190 milyon liralık kaybı gündeme getirerek, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'a, "Bu değişiklik, çeşitli suistimallere açık olduğu 17 Aralık süreciyle ortaya çıkan kamu bankalarının kârlılığını artırmak, kamu bankalarının daha fazla kredi verebilmesi ve kritik seviyedeki rasyolarını düzeltmeleri için mi yapıldı" diye sordu.
İşsizlik Sigortası Fonu (İSF) ve Doğal Afet Sigortaları Kurumu'nun (DASK), Kamu Haznedarlığı Tebliği'ne dahil edilmesinden sonra, her iki kuruma mevduatlarını yalnızca kamu bankalarında tutma zorunluluğu getirilmesi soru önergesi oldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Başbakan Yardımcısı Babacan'ın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığına yazılı soru önergesi verdi.
Umut Oran, Babacan'a şu soruları yöneltti:
*Hazine Müsteşarlığı ile Maliye Bakanlığı’nın Kamu Haznedarları Tebliği’nde değişiklik yaparak, İşsizlik Sigortası Fonu (İSF) ve Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) mevduatlarının üç kamu bankasında tutulması zorunluluğu mu getirildi? Bu değişikliği neden yaptınız?
*Değişiklik talimatı Recep Tayyip Erdoğan’dan mı geldi? Siz de bu değişikliğe olumlu baktınız mı?
*İSF’nin bugün itibariyle mevduat büyüklüğünün 7 milyar TL, DASK’ın ise 2,5 milyar TL olduğu doğru mudur?
*İSF ve DASK’ın toplam 9,5 milyar TL’yi bulan mevduatlarının Türkiye'nin en büyük 10 bankası (İş Bankası, Ziraat Bankası, Garanti Bankası, Ak Bank, Yapı ve Kredi Bankası, Halk Bankası, Vakıflar Bankası, Finansbank, Denizbank, Türkiye Ekonomi Bankası) içerisinden en yüksek faizi veren bankada tutulması uygulamasından neden vazgeçildi?
*Bu müdahaleniz serbest piyasa ekonomisi kurallarına aykırı değil midir?
*Mevduatın, en yüksek faizi veren banka yerine üç kamu bankasından birisine yatırılacak olması nedeniyle, İşsizlik Sigortası Fonu'nda yıllık 140 milyon, DASK'ta ise 50 milyon TL’lik kayıp yaşanacağı bilgisi doğru mudur? Yıllık olarak toplamda 190 milyon TL’lik kamu zararına yol açacak bu düzenlemenin sorumlusu kimdir? Doğacak bu kamu zararı kimden, nasıl karşılanacaktır?
*Bankalar, toplamda 9,5 milyar TL’yi bulan bu iki büyük mevduatı kapmak için yarışıp, piyasa faizinin de 2 puan üzerinde, çıkılabilecek en yüksek faize çıkarak bu parayı bünyelerine katmaya çalışmasının sakıncası ne idi, eski sistemden neden vazgeçildi?
*Bu değişiklik, çeşitli suistimallere açık olduğu 17 Aralık süreciyle ortaya çıkan kamu bankalarının kârlılığını artırmak, kamu bankalarının daha fazla kredi verebilmesi ve kritik seviyedeki rasyolarını düzeltmeleri için mi yapıldı?
*İşsizlik Sigortası Fonu’nun, milyonlarca çalışandan kesilen primlerle oluşturulması karşısında, yıllık 140 milyon TL kaybı yol açacak bu değişiklik öncesinde herhangi bir işçi-işveren sendikası, konfederasyonundan görüş aldınız mı, aldıysanız hangi görüşler tarafınıza ulaştırıldı?