16’sında ’fleksiglas’la patron oldu, akaryakıt istasyonuyla 100 milyon doları yakaladı

Güncelleme Tarihi:

16’sında ’fleksiglas’la patron oldu, akaryakıt istasyonuyla 100 milyon doları yakaladı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 2009 00:00

Erzincan’ın Kemah ilçesinden İstanbul’da çalışan babasının yanına gelen Yavuz Peker, önce bir sıhhi tesisatçının yanına çırak girdi. Perşembe Pazarı’nda yetişti ve 1963’te ’fleksiglas’ üretmeye başladı. Shell, Pirelli, BP, Petrol Ofisi, Mercedes gibi devlerin güvenini kazandı. Peker’in şirketi Sibirya’dan Cezayir’e kadar akaryakıt istasyonları kuruyor, 100 milyon dolar ciro yapıyor.

SİSTEM Reklamcılık A.Ş.’nin (Sistem Reklam) patronu Yavuz Peker, 1959’da 12 yaşındayken, Erzincan’ın Kemah ilçesinden, İstanbul’da çalışan babasının yanına geldi ve Sirkeci’de bir sıhhi tesisat ustasının yanına ’eti senin kemiği benim’ düsturu ile çırak verildi. 1 yıl içinde çok iyi usta olmayı başaran Yavuz Peker, ardından Perşembe Pazarı’nda soğuk demirci bir atölyede iş buldu. Burada da çok iyi yetişen Peker, iki musevi işadamının ’fleksiglas’ imalatı için kendisine destek vermesi üzerine kendi işini kurdu. Bu imalat sayesinde dünya devleri Shell ve Pirelli ile tanıştı ve akaryakıt istasyonları, servis ve satış dükkanları, zincir ofisler kurmaya başladı. BP; Petrol Ofisi, Mercedes’in de aralarında bulunduğu çok sayıda küresel markanın kurumsal yenilenme projelerinde anahtar teslimi projeler gerçekleştirdi. Peker’in Sistem Reklam çatısı altındaki firmalarında 600 kişilik istihdamı bulunuyor ve bu firmalar Sibarya’dan Cezayir’e kadar anahtar teslimi akaryakıt istasyonları kuruyor. Grubun cirosu ise 100 milyon dolara ulaştı.

İstanbul sevdası

Yavuz Peker, şöyle başlıyor anlatmaya: "İstanbul’a ekmek parası için geldim. 5 kardeşiz. Babam bir bankada çalışıyor, kardeşim okuyordu. Benim köydeki eve bakacak gücüm yoktu. İçimde İstanbul sevdası da vardı. İstanbul’a gelince babamdan biraz zılgıt yedim, sonra Sirkeci çevresinde su tesisatı işi yapan bir musevi ustanın (Serkis usta) yanına ’eti senin kemiği benim’ diye çırak verdiler. Hocapaşa, Sirkeci çevresinde oteller, restoranlar, hatta vilayet binası her yere tesisat hizmeti veriyorduk, soba kurup kaldırıyorduk. 1 yıl sonra ustam dükkana uğramaz oldu çünkü beni çok iyi yetiştirmişti ama bu meslek de beni sıkmaya başlamıştı. Sağa sola ’iş arıyorum’ diye haber gönderdim. Dayım, Perşembe Pazarı’nda saç işleri yapıyordu. Kalafat yerinde bir soğuk demirci ’gelsin bakalım’ demiş. Serkis ustayı bırakıp Perşembe Pazarı’na gittim."

Kalafat yeri okul oldu

Yeni ustası Talat Güngör’ün Perşembe Pazarı’nda gemilerin yanaşıp iş yaptırdığı kalafat yeri çevresinde iyi tanınan bir usta olduğunu belirten Peker şöyle konuşuyor: "Talat usta iyi ustaydı. Mesela, Türkiye’de otoyol korkuluklarını ilk yapan odur. Orası benim için okul oldu. 1962 başında iki musevi tüccar Albert ve İshak beyler geldiler ve fleksiglas imalatına başlamak için takım tezgah yapmamızı istediler. Fleksiglas, reklamcılıkta kullanılan akrilik malzemeden yapılan bir ürün ve Türkiye’de üretilmiyordu. Beni ustamdan ödünç aldılar sonra bana iş teklif ettiler."

İlk fabrikamı 94 krizi aldı Çorlu’ya yine yapıyorum

SİSTEM Reklam’ın sahibi Yavuz Peker, şöyle konuşuyor: "BP bizi zıplattı ve hem kadromuz, hem de işimiz büyüdü. Büyükçekmece’de 37 dönümlük yerime fabrika yaptım. Ancak 1994 krizinde onu satmak zorunda kaldım. Beylikdüzü’nde kiralık yer buldum ve ölmümüne çalıştık. Bu yerleri satın almayı da başardık. Şu anda Sibarya’dan Cezayir’e kadar akaryakıt istasyonları kurmaya devam ediyoruz. Türkmenistan’daki tek bir istasyon için buradan 7 TIR malzeme yükledik. Mercedes’in bütün showroom’larını, Fiat’ın Avrupası’nı yapıyoruz. Demirbank’ı, HSBC’yi, Oyakbank’ı, Fortis’i, Pamukbank’ı yaptık. Araç Muayene İstasyonları’nın büyük bölümünü de biz yaptık. Şu anda Çorlu’da 40 bin metrekarelik bir fabrika projesi için yine düğmeye bastım. Çelik fabrikamız ve kompozit panel üretimimiz oraya gidecek."

BP’nin 350 istasyonunu 1 yılda teslim ettik

YAVUZ Peker, Shell ile başlayan akaryakıt zinciri tecrübesinin, BP, Mobil, Petrol Ofisi ile devam ettiğini belirtiyor ve "1985’ten sonra uluslararası zincirlerde kurumsallaşma hızlanmıştı. BP’nin Avrupa’da bu kapsamda tüm istasyonlarını yenilediğini duydum. Sonra buradaki BP’lerin de aynı şekilde yenileneceğini öğrendim. Gittim ’bu işi yapabilirim’ diye baskı yaptım" diyor. Peker, BP yetkililerinin önce güvenmediklerini ve sorumluluk vermediklerini anlatıyor. Peker, şöyle devam ediyor: "Sonra Topkapı’da güzel bir BP istasyonunun tadilatı için istasyon sahibini ikna ettim. BP’nin Avrupa işini yapan Almanlar geldi, bu istasyona onay verdiler. BP de beni çağırdı ve ’350 istasyonu 1 yılda istiyoruz’ dedi. Üç firma birleşip 350 istasyonu 1 yılda tamamladık."

’Patron ol’ teklifi gelince ustayı bırakıp gittim

YAVUZ Peker, Albert ve İshak beylerle ilişkisini şöyle özetliyor: "Ben onlara imalat için gerekli ekipmanı ve tezgahları yapınca peşimi bırakmadılar. 60 lira haftalıkla çalışıyordum, 800 lira teklif ettiler. Ustamı çok seviyordum, teklifi geri çevirdim. ’Sana bir dükkan alırız, imalatı kurarız, bize çalışırsın’ dediler. Bu çok cazip geldi. Çünkü kendi işimi kurabilecektim. Ama Talat usta 3 yıl benle konuşmadı. Sonra barıştık ve yine baba evlat gibi olduk. İlk müşterilerimizden biri Shell, diğeri Pirelli oldu. İkisi de hálá müşterimdir. 1966’da musevi ortaklarla yolumuzu ayırdık. Askere gittim geldim. 1978’e kadar yüksek maaşlı çalışıp mutlu oldum. Sonra kardeşim tekrar Reklam İş’e çağırdı, adını Sistem Reklam’a çevirip yola devam ettik, bugünlere geldik."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!