Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB) Başkanı Hulusi Taşkıran, “30 yıldır bu sektörün içindeyim, 2009 yılı bana göre gördüğüm en kötü yıl” dedi. 2009 yılının ekonomik açıdan iyi bir yıl olmadığını, ancak sektörün de bunu malzeme olarak kullanıp, daha da kötü olması için elinden geleni yaptığını belirten Taşkıran, ekonomideki gelişmeye paralel sektörün iş yapma alışkanlığının bozulduğunu kaydetti.
Krizde talep düşmedi
Hulusi Taşkıran, krizde sigorta alıcısının sigortaya olan ilgisinin azalmadığını kaydederek, “Krizlerde talep düşmüyor, bunu gördük. Dolayısıyla geçen yıl tüm olumsuz gelişmelere rağmen sektörde talep azalması hissedilmedi. Elbette yeni iş azalması oldu, fakat sektörün yaptığı en büyük hata, fiyatları aşırı derecede aşağı çekerek, ‘rakip ne veriyor’ mantığı ile yaklaşması oldu. Özellikle otomobil sigortasında bu yanlışı çok fazla yaptık. O nedenle de kasko sigortasında zarar oluştu” dedi. Hulusi Taşkıran, rekabetin yanlış bir durum olmadığını vurgulayarak, “Dünyanın her yerinde aynı rekabet sözkonusu. Ama rakip şirketin fiyat politikasını izlerseniz bu sigortacılığın kökünü reddetmek anlamına gelir. Ben rekabetin doğru şekilde yapılması gerektiğini savunuyorum. Piyasaya bakarak fiyat politikası geliştirmek yerine, şirketlerin kendi fiyat politikalarını izlemesi gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Rantiyecilik bitti
Hulusi Taşkıran, rekabetin 90’lı yıllardan beri devam ettiğini ancak o yıllarda sonuçların bu kadar olumsuz olmadığını da belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eskiden sektör iş gelirlerinin kötülüğünü faiz gelirlerinin fazlasıyla kapatıyordu. Rantiyecilikten kazanılan paraların bir kısmını devlete vergi olarak ödüyor, diğer kısmını ise şirket giderlerini karşılamada kullanıyordu. Sektör, olması gereken noktaya 2009 yılında gelebildi. Kriz olmasına karşın sigorta sektörü bunun yararlarını da gördü. Yatırımlar azaldı, paranın değeri büyüdü. Devlet ucuza para toplayabildi. Sigorta sektörünün ise para toplayacak bir durumu yok. O yüzden de şirketler, gerçek işini yapma noktasına geldi. Buna adaptasyonun ne kadar süreceğini gelecek yıllarda göreceğiz.”
Sürekli kâr eden yok
Hulusi Taşkıran, yıllardır süren rekabet nedeniyle 15 yıldır birkaç istisna hariç, her sene kar eden şirket bulunmadığına da dikkat çekti. Kimi zaman zarar, kimi zaman da kar edildiğini belirten Taşkıran, şöyle devam etti: “Ama, 2009 yılı çok farklı. Şirketlerin yarısı zarar gösterecek. Benim bildiğim 7-8 şirketten sermaye artırımı istendi. Bir o kadar daha şirket, sermaye artırımı için sırada bekliyor. Bu ne demek? Önceki yıl yeterli olan bünye, ekonomik krizle birlikte kaybettiği paradan dolayı artık yetmiyor. “
Teğet lafı espriye alındı ama gerçek oldu
TSRŞB Başkanı Hulusi Taşkıran, 2010 yılıyla ilgli şunları söyledi: “Türkiye’nin önünde ikinci bir kriz daha olacağını zannetmiyorum. Teğet geçti sözü, espri gibi görüldü ama gerçek oldu. Dünyada krizi, en az sıkıntıyla atlatan 10-15 ülkeden biri olduk. Bana göre krizde başarılı bir imtihan verildi. Asıl 2010’da krizin ikinci dalgasını yaşayacak ülkeler olarak Avrupa’yı görüyorum. Sigortacılık açısından bakarsak... 2009’un Haziran ayından itibaren yazılan poliçelerin en az yarısı bu yıla sarktı. Dolayısıyla sektör olarak kötü primler yazmışsak, bunun göstergesini, bu yılın ilk yarısında göreceğiz. Ben 2010’un kötü geçeceğini zannetmiyorum.”
2009’da sigorta pazarı küçüldü
TÜRKİYE Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği, sigorta sektörünün 2009 yılı verilerini yayınladı. Buna göre, geçen yıl sigorta şirketleri toplam 12 milyar 435 milyon TL prim üreterek, bir önceki seneye oranla yüzde 5.57 büyüme gerçekleştirdiler. Ancak, 2009 yılında TÜFE’deki yüzde 6.53’lük yıllık enflasyon ile mukayese edildiğinde; sektör, reel bazda yüzde 0.96 küçüldü. 2009 yılında; yangın, kaza, nakliyat, sağlık, tarım gibi hayat dışı sigorta branşlarının ekonomik krizden daha fazla etkilendiği görüldü. Hayat dışı branşlarda sigorta şirketleri toplam 10 milyar 614 milyon TL prim üreterek, 2008 yılına oranla yüzde 4.02 büyüme gerçekleştirdiler. Fakat TÜFE’deki yıllık yüzde 6.53’lük enflasyon ile mukayese edildiğinde hayat dışı sigortalar, reel olarak 2.51 küçüldü. Hayat sigortaları ise adeta krize meydan okudu. Hayat sigortası satan şirketler 2009 yılında toplam 1 milyar 821 milyon TL prim üreterek, bir önceki seneye oranla prim üretimini yüzde 15.57 artırdılar. Enflasyona oranlandığında ise, hayat sigortaları yüzde 9.04 reel büyümüş oldu.
Tarım sigortasına sel teminatı da eklendi
TARIM Sigortaları Havuzu Genel Müdürü Bülent Bora, 2010 yılının başından itibaren üreticilerin sele karşı tüm bitkisel ürünlerini sigortalatabileceklerini açıkladı. Devlet destekli tarım sigortasına sel teminatı da eklendi. Bakanlar Kurulu kararı çerçevesinde 2010 yılının Ocak ayından itibaren bitkisel ürünler için dolu, fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem teminatlarına ek olarak sel ve su baskını teminatları da eklendi. Teminatlar açık alandaki meyveler için de geçerli olacak. İlave olarak don riski de sigorta kapsamına girecek. Aynı karar çerçevesinde, seralar da artık sel baskınına karşı sigortalanabilecek. TARSİM Genel Müdürü Bülent Bora, küresel ısınmanın etkisiyle sel ve su baskınlarının şiddetinin her geçen yıl daha da arttığını belirterek, Bakanlar Kurulu kararının ardından 2010 yılında üreticilerin sele karşı tüm bitkisel ürünlerini sigortalatabileceklerini söyledi. Bora, afetlerde oluşan zararın tamamını ödemenin mümkün olmadığına da dikkat çekerek “Sel hasarında yüzde 20 muafiyet uygulanacak. Yani, bir tazminat ödemesinin yapılabilmesi için sigortalı bitkisel ürünlerin yüzde 20’den fazlasının sel nedeniyle zarara uğraması gerekiyor. Bu uygulamanın nedeni, hem sigorta primini ödenebilir hale getirmek, hem de sistemin sürdürülebilirliğini sağlamak” dedi.
Anadolu Hayat Emeklilik pazar payını artırdı
ANADOLU Hayat Emeklilik, 2009 yılında da en fazla hayat primi üreten şirket oldu ve pazar payını yüzde 21.9’dan, yüzde 27.4’e çıkardı. Şirket, 2008 yılına oranla yüzde 44.8’lik toplam prim artışı ile sektörde 500 milyon liralık prim üretimine ulaşan ilk hayat ve emeklilik şirketi oldu. Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Mete Uğurlu, 2009 yılında 500 milyon TL’yi aşan toplam prim üretiminin, yüzde 44.8’lik artışa denk geldiğini belirterek, “Hayat branşındaki pazar payımızı yüzde 21.9’dan yüzde 27.4’e çıkardık. Sektör, hayat branşında toplam 245 milyon TLprim üretimi ile yüzde 15.57 artış elde etti” dedi.
SİGORTA DANIŞMA KÖŞESİ
SORU: Bireysel emeklilikte
5 yılım bitti. Birikimlerimi
almak istiyorum ama diğer yandan da aylık birikim yapmaya
devam etmek istiyorum.
Bu mümkün müdür?
Hülya Bayramoğlu
CEVAP: Sistemden istediğiniz zaman birikimlerinizi alıp, ayrılabilirsiniz. 10 yıl boyunca katkı payı ödemeden sistemden ayrılan katılımcının birikimleri üzerinden yüzde 15 stopaj kesintisi yapılıyor. İstediğiniz zaman yeniden katkı payı ödeyerek, sisteme girebilirsiniz.