Güncelleme Tarihi:
Türkiye, 1961 yılından itibaren çeşitli tarihlerde içine girdiği ekonomik sıkıntıları aşabilmek için IMF ile 19 stand-by anlaşması imzaladı. Bu anlaşmaların bir çoğu, Türkiye yükümlülüklerini yerine getirmediği için kesintiye uğradı ya da iptal oldu. Ancak 1999 yılında imzalanan 19. Stand-by anlaşması, hükümet değişikliğine rağmen kesintisiz şekilde, 2008 yılına kadar devam etti. Son anlaşmayla birlikte Türkiye, IMF'den toplam 45.5 milyar dolarlık kredi kullandı. Bunun karşılığında IMF’ye 52.7 milyar dolarlık ödeme yapıldı. Şubat ayında yapılan 440 milyon dolarlık ödemenin ardından Türkiye, 14 Mayıs’taki 426 milyon dolarlık son taksitle birlikte IMF'ye borçluluk dönemini kapatmış olacak.
“OFİS AÇIK KALACAK”
IMF, Türkiye Temsilcisi Carlo Cottarelli döneminde, 1999 yılında Türkiye’de ofis açma kararı almıştı. Halen Mark Lewis’in başında olduğu IMF Türkiye ofisinde kendisiyle birlikte, kıdemli bir ekonomist ve iki memur bulunuyor. 2008 yılında sona eren Stand-By anlaşmasının ardından Türkiye’nin IMF ile yeni bir anlaşmaya yanaşmaması sonrası Türkiye ofisinin kapatılması gündeme gelmişti. Ancak IMF, temsilciliği kapatmak yerine bölge ekonomilerinin takip edildiği bir ofis haline getirmeyi tercih etti.
Mark Lewis, 14 Mayıs’tan sonra Türkiye ofisinin ne olacağına ilişkin sorumuza net bir şekilde “IMF Türkiye'deki ofisini açık tutmaya devam edecek” yanıtını verdi. Lewis, Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya, Endonezya ve Güney Afrika gibi gelişmekte olan piyasa ekonomilerinin pek çoğunda ofisleri bulunduğunu Türkiye’nin de hem gelişmekte olan piyasalardan olması hem de G-20 üyesi olması dolayısıyla IMF'nin burada bir ofise sahip olmasının önemine dikkat çekti.
KÜRESEL SORUNLARA BİRLİKTE ÇÖZÜM
Türkiye’nin 2008'den bu yana IMF’den borç almadığını vurgulayan Lewis, “Ancak pek çok diğer alanda işbirliğimizi geliştirerek sürdürüyoruz. Türkiye ile ekonomik ve mali politikalar konusunda sabit bir diyalogumuz var; ortaklaşa araştırma ve diğer tipte projeler yapıyoruz. Ayrıca teknik danışmanlık ve eğitim konusunda işbirliğimiz var. Belki de hepsinden önemlisi, IMF küresel ekonomik koordinasyon konusunda anahtar bir forum ve Türkiye de IMF içinde artan önemde rol oynuyor. Türkiye ve IMF, küresel ekonomik konulara çözüm bulmak üzere birlikte çalışıyorlar."
66 YILDIR ÜYE
IMF’ye 1947 yılında üye olan Türkiye, ilk Stand-By anlaşmasını 1961 yılında imzaladı. Bu tarihten itibaren 19 stand-by anlaşması yapıldı ve sadece son 2 anlaşma süresi içinde tamamlanabildi.
Şimdi Türkiye, son borç taksitini ödemesinin ardından IMF ile ilişkisini tamamen bitirmeyecek; ‘üyelik’ kuralları çerçevesinde sürdürecek. Bütün üye ülkelerin tabi olduğu gibi IMF, 4. Madde kapsamında yılda bir kez Türkiye’yi gözden geçirmeye devam edecek.
İCRA DİREKTÖRÜ TÜRKİYE
Türkiye’nin kotası önümüzdeki dönemde 4 milyar 658 milyon SDR’ye (özel çekme hakkı, 1SDR= 1.5 $) yükselecek. Böylece Türkiye’nin ülke kotasının IMF kotaları içerisindeki payı yüzde 0.61’den, yüzde 0.98’e ulaşacak ve Türkiye, IMF’de en yüksek kota payına sahip üye ülke sıralamasında 32’nci sıradan 20’nci sıraya yükselecek.
2014-2016 döneminde IMF İcra Direktörlüğünü Türkiye üstlenecek. 2016-2018 döneminde bu görev Çek Cumhuriyeti veya Macaristan’a geçecek. 2018-2020 döneminde görev yeniden Türkiye’ye geçecek.
TÜRKİYE, BORÇ VERECEK
2008 yılında başlayan küresel kriz ve anlaşma imzalayan ülke sayısının azalmasıyla birlikte IMF de ekonomik sıkıntıya girmişti. IMF kaynaklarının artırılmasına yönelik çeşitli ülkeler tarafından 461 milyar dolar tutarında kaynak taahhüt edilmişti. Türkiye de bu çerçevede G-20 Los Cabos Liderler Zirvesi’nde 5 milyar dolar tutarında taahhütte bulunmuştu. Böylece Türkiye, IMF’den borç alma dönemini kapatırken, ‘borç verme’ dönemini başlatmış olacak.
19 STAND-BY
Türkiye, IMF ile ilk stand-by anlaşmasını 1958 yılında imzaladı. 1954 yılında başlayan kriz, büyüyen ödemeler dengesi açığı Türkiye’yi IMF ile anlaşmaya zorladı. 1 yıl vadeli bu anlaşmayla birlikte doların değerini 2.8 liradan 9 liraya çıkaran bir devalüasyon yapıldı. Türkiye, ilk anlaşma çerçevesinde 25 milyon SDR kaynak kullandı. (Bugün için 1 SDR=1.5 dolar; dolayısıyla bugünkü rakamla 37.5 milyon dolar kullandı)
10 YILDA KESİNTİSİZ 10 ANLAŞMA
İkinci Stand-By anlaşması 1961 yılında, yine 1 yıl vadeli olarak, 37.5 milyon SDR’lik krediyi kapsadı. Ancak Türkiye, bu kredinin tamamını değil, 16 milyon SDR’sini kullandı.
3. Anlaşma 1962 yılında 9 ay vadeli olarak, 31 milyon SDR kredi karşılığı yapıldı. Türkiye, kredinin 15 milyon SDR’sini kullandı.
4. Anlaşma 1963 yılında 11 ay vadeli, 21.5 milyon SDR karşılığı imzalandı ve kredinin tamamı kullanıldı.
5.Anlaşma 1964 yılında, 11 ay vadeli, 21.5 milyon SDR karşılığı imzalanırken, 19 milyon SDR’si kullanıldı.
6. Anlaşma 1965 yılında, 12 ay vadeli, 21.5 milyon SDR karşılığı imzalanmasına karşın hiç kredi kullanılmadı.
7. Anlaşma 1966 yılında, 12 ay vadeli, 21.5 milyon SDR kredi karşılığı yapıldı ve tamamı kullanıldı.
8. Anlaşma 1967 yılında 11 ay vadeli, 27 milyon SDR kredi karşılığı yapıldı ve tamamı kullanıldı.
9. Anlaşma 1968 yılında 9 ay vadeli, 27 milyon SDR karşılığı yapıldı ve tamamı kullanıldı.
10. Anlaşma 1969 yılında, 12 ay vadeli, 27 milyon SDR karşılığı imzalandı ve sadece 10 milyon SDR’si kullanıldı.
11.Anlaşma 1970 yılında, 12 ay vadeli 90 milyon SDR kredi karşılığı yapıldı, tamamı kullanıldı.
8 YIL ARADAN SONRA AMA…
12. anlaşma için üzerinden 8 yıl geçmesi gerekti. 1978 yılında imzalanan 12. Stand-by anlaşmasında vade 24 aya, kredi tutarı ise 300 milyon SDR’ye yani bugünkü rakamla 450 milyon dolara ulaştı. Ancak anlaşma 1979 yılında iptal edildi. Böylece kredinin de sadece 90 milyon SDR’si kullanıldı.
13. Anlaşma 1979 yılında imzalandı. 12 ay vadeli, 250 milyon SDR limitliydi. Bu da 1980 yılında iptal edildi ama 230 milyon SDR kredi kullanıldı.
24 OCAK İÇİN 2 MİLYAR DOLAR
14. Anlaşma 1980 yılında imzalandı. Ünlü 24 Ocak kararlarına kaynak oluşturan bu anlaşmanın vadesi 36 aya yani 3 yıla; kredi miktarı ise 1 milyon 250 bin SDR’ye bir başka ifadeyle 1 milyar 875 milyon dolara yükseldi. Ve bunun tamamı kullanıldı.
15. Anlaşma 1983 yılında, 12 ay vadeli yapıldı. 225 milyon SDR’lik kredinin 56.3 milyon SDR’si kullanıldı.
16. Anlaşma 1984 yılında imzalandı ve aynı yıl iptal edildi. Vadesi 12 ay, kredi tutarı 225 milyon SDR, kullanılan kaynak ise 168.8 milyon dolar idi.
17. Anlaşma 1994 yılında imzalanırken, 1995’te iptal edildi. 14 aylık anlaşma 610.5 milyon SDR kaynak kullanımını içeriyordu. Kullanılan kaynak 460.5 milyon SDR oldu.
18. Anlaşma 1999 yılında, Kemal Derviş döneminde, 3 yıl vadeli imzalandı. 15 milyar 38 milyon SDR yani 22.6 milyar dolarlık bir anlaşma oldu. Bunun 17.6 milyar doları kullanıldı.
19. Anlaşma 2002 yılında, 36 ay vadeli, 12 milyar 821 milyon SDR yani 19.2 milyar dolar kredili yapıldı. Türkiye bunun yaklaşık 18 milyar dolarını kullandı.
20. Stand-by için 2005 yılında görüşmeler başladıysa da Türkiye, uzun görüşmelerin ardından anlaşmadan vazgeçtiğini açıkladı.