Güncelleme Tarihi:
TÜRK Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Türkiye’nin büyüme performansıyla ilgili olarak son dönemde gündeme gelen ‘ülke ve bölgelerin orta gelir bandında sıkışıp kalması’ olarak tanımlanan ‘Orta Gelir Tuzağı’ kavramını incelediği raporunda, 3 farklı Türkiye’nin söz konusu olduğunu buna göre Türkiye’de gelişmiş ve sanayileşmiş 14 ilin orta gelir tuzağı riski olmadığını ortaya koydu. Raporda, 40 ilden oluşan ikinci grup için ise böyle bir riskin mevcut olduğu, fakat 27 ilin yer aldığı üçüncü grup için sadece orta-gelir değil, aynı zamanda bir yoksulluk riskinin de bulunduğu belirtildi.
İLK KEZ SEKTÖREL
Orta Gelir Tuzağı riskinin ilk kez bölgesel ve sektörel açıdan değerlendirildiği ‘Orta Gelir Tuzağı’ndan Çıkış: Hangi Türkiye?’ başlıklı rapor; bölgelerin üretim yapıları, sektörlerin teknoloji düzeyleri ve dış ticaret desenine göre Türkiye’nin bölgesel kalkınma evrelerini tespit ediyor. Raporda ayrıca birinci grupta yer alan orta gelir tuzağına düşme riski bulunmayan illerin, hem ulusal hasıla, hem de nüfusun büyük bölümünü barındıran idari, siyasal, ekonomik, ticari, medya ve sanayi güç merkezlerini barındırdığı için geri kalan bölgelerin sorunlarının bu merkezlerden duyulmasında ve sorunlarının çözümü hususunda gecikmeler yaşanabileceğine dikkat çekiliyor.
CİPSİ Mİ ÇİP Mİ
Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erinç Yeldan ve Doç. Dr. Ümit İzmen’in katılımıyla raporun tanıtımını gerçekleştiren TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça, Haziran 2013’te raporun çözüm önerilerinin yer aldığı ikinci cildini yayınlayacaklarını söyledi. Türkiye’nin dünyanın büyük ekonomileri ile yarışan bölgeleri olduğunu belirten Onatça, “Ancak bir diğer önemli konu da Türkiye’nin orta gelir tuzağının yanı sıra orta ürün tuzağına düşmemesi konusu. ‘Patates cipsi mi üreteceğiz, bilgisayar çipi mi? Türkiye hangi yöne gidecek?’ bu anlamda ülkenin sorması gereken önemli sorular” diye konuştu.
50 YILDIR ORTA GELİR
Rapora göre Türkiye, orta gelir düzeyinde görece çok uzun süre geçirdi. Düşük orta gelirli düzeyde kalma süresi Çin’de 17 yıl iken, Bulgaristan ve Türkiye’de 50 senenin üstünde görüldü. Türkiye düşük-orta gelir düzeyine 1955’te ulaştı ve ancak 50 yıl sonra, 2005 yılında yüksek-orta gelir düzeyini yakalayabildi. Türkiye’nin orta gelir bandı içindeki serüveni göreceli olarak en uzun süre almış olan Bulgaristan ve Kosta Rika ile birlikte üç ülkeden birisi.
Eğitim süresi ortalama 7.2 yıl
TÜRKİYE’nin orta gelir seviyesinden çıkıp üst gelir grubunda yer alan ülkeler arasına girememesinin önemli nedenlerinden birisi ise, iş gücünün nitelik düzeyine bağlı olarak iş gücü verimliliğinin düşük olması. Raporda yer alan bir diğer veri ise eğitim süresine ilişkin. Buna göre, 1960 yılında Türkiye’de ortalama eğitim süresi 2,14 yıl iken 1990’lı yılların sonunda 6 yıla çıktı. 2011 yılında ise kişi başına düşen ortalama eğitim süresi 7.2 yıla yükseldi.
Çözümde teknoloji ve ulaşım faktörü
ORTA gelir tuzağı sorunu sadece ülke gelir ortalaması meselesi değil, yüksek-orta gelirli ve düşük-orta gelirli bölgesel eşitsizliklerin ayırdında olunması gereken sorun olduğunun altı çizilen raporda çözüm önerileri şöyle:
· Orta gelir tuzağı riski olmayan bölgelerde teknoloji yoğun alanlara odaklanılması, arz yanlı teşvik politikalarının tercih edilmesi,
· Orta gelir tuzağı riski olan bölgelerin yüksek gelirli bölgelerle olan ulaşım altyapılarının geliştirilmesi ve orta-düşük, orta-ileri teknolojili üretimin desteklenmesi,
· Diğer bölgelerde ise tarımda ölçek sorununun çözülmesi yönünde tedbirlerin alınması ve geçimlik ekonomiden endüstriyel üretime geçişin sağlanarak bu bölgelerce üretilen ürünlere yönelik talep yönlü teşviklerin sağlanması ve kalkınma ajansları gibi bölgesel kurumsal yapıların bölgenin üretim karakterine uygun yapılanması gerekli gözükmektedir.
Tarımsal sanayileşme
TÜRKİYE’nin özellikle orta-düşük gelir grubunda olan illerinde tarımsal sanayileşme stratejilerine yönelebileceğini söyleyen Erinç Yeldan, Türkiye’nin büyümesinin sermaye birikimine dayalı olduğunu ve Türkiye’de iş gücü kullanımının düşük olduğunu ifade etti. İMSAD Eski Başkanı Orhan Turan da, bir ülkenin kalkınmasında ulaşım kanallarının önemini belirterek, ‘’Çorum’da ürettiğimiz ürünleri Van’a 4 bin liraya yolluyoruz. Brezilya’ya ise konteyneri 1.500 dolara gönderiyoruz’’ ifadelerini kullandı.