Sadi ÖZDEMİR
Oluşturulma Tarihi: Ekim 18, 2008 00:00
New York’taki Dünya Ticaret Merkezi kulelerinin yerine yapılan gökdelenlerde teröre betonla meydan okunacak. Yeni gökdelenlere 13 milyar dolar harcanacağını söyleyen proje teknik yüklenicisi Tishman’ın Başkan Yardımcısı James Durkin, "Komple beton çekirdek yapıyoruz. Beton, saldırıda çeliğe göre daha dayanıklı" dedi.
ÇELİK gökdelenleriyle ünlü New York’un en iyi üniversitelerinden Colombia Üniversitesi, "Betonun Yeniden Doğuşu" konferansına ev sahipliği yaptı. Çünkü 11 Eylül 2001’de teröristlerin uçaklarla saldırdığı kentin ve kapitalizmin sembol binalarından Dünya Ticaret Merkezi ikiz kulelerinin çelik ağırlıklı iskeletlerinin ’hızlı çöküşün ve buna bağlı toplu ölümlerin ana nedeni olduğu" bilim adamlarınca da büyük ölçüde kabul ediliyor. Fransa’nın çimento ve beton devi Lafarge’ın organize ettiği konferansa, dünya genelinden mimarlar, mühendisler ve akademisyenler katıldı. İkiz kulelerin saldırıya uğradığı günden bir gün sonra çöken ve proje kapsamında yeniden inşası süren komşu binanın 45’inci katında düzenlenen proje bilgilendirme toplantısında, yeni binaların en uzunu olan Özgürlük Kulesi’nin mimarlık firması Skidmore, Owings&Merril LLP Direktörü Kenneth A. Lewis ve teknik yüklenici Tishman’ın kıdemli başkan yardımcısı James Durkin konukları bilgilendirdi.
Çelik yerine beton
James Durkin, "Şimdi gökdelenlerde temelden tepeye beton çekirdek yapıyoruz. Güvenlik (kaçış) asansörleri de bu beton çekirdeğin içinde olacak. Beton benzer bir saldırıda çeliğe göre daha dayanıklı" dedi. Durkin, bu tekniğin önceki gökdelenlerde olmadığını belirtti ve şöyle konuştu: "Şimdi betonu çok fazla kullanıyoruz. Üstelik C100 (1 milimetrekarenin taşıdığı kilogram yük miktarı) kalitede beton ile betonarme ağırlıklı binalar yapıyoruz. ABD’de özellikle de New York’ta yüksek binalarda betonarmeye hızlı bir dönüş yaşanıyor. Hepsinin içine de dayanıklı bir beton çekirdek gövde yapılıyor. Yıkılan iki kuledeninher birinde 100 bin ton çelik vardı. Şimdi bu yeni binalarda bu rakam 45 bintona iniyor. Beton miktarı ise öncekilere göre tam üç katına çıkıyor."
5 bina yapılıyorSkidmore, Owings & Merril LLP Direktörü Kenneth A. Lewis de, yeni proje kapsamında 5 bina inşa edileceğini belirterek, "En uzun ve en sembolik olacak bina Özgürlük Kulesi 541 metre olacak. Bu binanın sadece kaba inşaatı 1.5 milyar dolarlık bir yatırım gerektiriyor. Tamamı ise 2.9 milyar
dolar olacak. 5 binanın toplam yatırım tutarı da 13 milyar doları bulacak. Özgürlük Kulesi’nin 2013’te hizmete açılmasını planladık" dedi. Lewis de yeni projenin betonarme ağırlıklı olacağını teyid etti ve bunun yeni risk algılamalarına karşı daha sağlam yapılar ortaya çıkarmak için benimsendiğini anlattı. Bilimadamları, çelik gövdeli gökdelenlerin ısıyı çok çabuk bütün binaya yaydığını ve bir süre sonra mukavemeti kaybettiğini, birkatın çökme etkisinin diğer katların da çöküşünü hızlandırdığını savunuyor.
Kriz finans kaynaklı gelişen pazarlar iyi
LAFARGE Başkanı ve CEO’su Bruno Lafont, ABD ekonomisindeki zaaflardan kaynaklanan finans krizinin gelişen pazarları çok da fazla etkilemeyeceğini savundu. Bruno Lafont, "Bu kriz finansal bir kriz ve ABD, İngiltere ve Avrupa’daki bazı gelişmiş ekonomiler etkileniyor. Biz krizi çok yakından izliyoruz ve hazırlıklıyız. Gelişen pazarların daha dinamik olduğunu görüyoruz ve daha etkileneceklerine inanıyoruz. Zaten Lafarge kendi işine fokuslanmış durumda. Bu nedenle de daima inovasyona ve araştırma geliştirmeye odaklanmış durumdayız" dedi. Lafont, Türkiye pazarından da memnunuz olduklarını ancak böyle bir ortamda yeni bir yatırım haberi vermenin de zor olduğunu söyledi.
Türkiye’de beton kalitesi ne durumda
LAFARGE Türkiye yetkilileri, Türkiye’de de AB ve dünya standartlarında her tip çimento ve beton üretilebildiğini belirterek, "Çimentoda TS EN 197-1 Avrupa Standardı yürürlüğe girdi ve AB koşulu CE normu alındı. Beton üretiminde ise önceki yıllarda yürürlüğe giren TS-EN 206 Avrupa Hazır Beton Standardı’nın yanında, 2007 başında Bayındırlık Bakanlığı’nın Hazır Beton’da G Kalite Belgesi edinilmesi zorunluluğuna ilişkin tebliği yayınlandı. 1999 depreminden sonra bu açıdan büyük bir mesafe katedildi. Türkiye’de özellikle büyük kentlerde kullanılan ortalama beton sınıfı C 25, C 30 oldu. 10 yıl önce bu ortalama sınıf C 18’i zor buluyordu. Bununla birlikte, üretimdeki kalite standartları noktasında varılan düzeyi, uygulamada görmek her zaman mümkün olmuyor. Beton bir ara malzeme ve üretim kalitesi kadar uygulama kalitesi de önemli" dediler.
Yangına karşı çok sağlam durabiliyor
DÜNYANIN en büyük çimento ve beton üreticilerinden Lafarge’ın Araştırma Geliştirme Direktörü Pascal Casanova, şöyle konuştu: "Bir binanın güvenliği sözkonusu olduğunda binanın tasarımı da malzemesi de çok önemlidir. Betona baktığımızda ateşe, yangına karşı dayanıklı bir ürün olduğunu görürüz. Betondan imalat yaptığınızda taşıyıcı duvarlar imal ediyorsunuz ve bu duvarlar yangına karşı çok daha sağlam duruyor. Gerek yangının gerekse patlamanın yayılmasına ve etkisine karşı bir engel oluşturuyor."