12 milyon kişi 3 bin 522 liraya çıkan yoksulluk sınırına takıldı zenginle ‘uçurum’ 8.5 katı buldu

Güncelleme Tarihi:

12 milyon kişi 3 bin 522 liraya çıkan yoksulluk sınırına takıldı zenginle ‘uçurum’ 8.5 katı buldu
Oluşturulma Tarihi: Mart 01, 2011 00:00

TÜİK’in “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması”, Türkiye’deki yoksul sayısının 2009 yılında 12 milyon 97 bin kişiye çıktığını ortaya koydu. ‘Yoksulluk sınırı’ 3 bin 164 liradan 3 bin 522 liraya yükselirken, ‘en alttakiler’le zenginler arasındaki uçurum 8.5 kata ulaştı.

TÜRKİYE İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2009 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması, en zengin ile en yoksul arasındaki gelir farkının açıldığını ortaya koyarken, yoksul kişi sayısındaki artışı da gösterdi. Araştırmaya göre, yoksul sayısı 12 milyon 97 bin kişiye yükselirken, bir önceki yıl 3 bin 164 lira olan yoksulluk sınırı 3 bin 522 liraya çıktı. Yoksulluk sınırına göre nüfusun yüzde 17.1’i yoksulluk sınırının altında. Bu oran, bir önceki yıl, yüzde 16.7 düzeyindeydi. En yoksul ile en zengin arasındaki gelir farkı da 8.1 kattan 8.5 kata yükseldi. Halkın yaşam koşullarına bakıldığında ise, yüzde 43.9’u kendine yeni giysiler alamıyor.

Araştırmanın gerçekleştirildiği 2009 yılında Türkiye’de 70 milyon 542 bin kurumsal olmayan nüfus (hanelerde yaşayan) bulunuyordu. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirlere göre oluşturulan yüzde 20’lik gruplarda, en yüksek gelire sahip son gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay yüzde 47.6, en düşük gelire sahip ilk gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay ise yüzde 5.6 oldu. Buna göre, son yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay, ilk yüzde 20’lik gruba göre 8.5 kat fazla oldu. 2008 yılında bu oran 8.1 kat civarındaydı.

Kırsalda gelir farkı düşük

Gelir dağılımındaki eşitsizliği ölçen ‘gini katsayısı’, bir önceki yıla göre 0.01 puan artışla 0.415 olarak belirlendi. Gelir dağılımındaki eşitsizliği ölçen, gini katsayısı sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, 1’e yaklaştıkça gelir dağılımda bozulmayı ifade ediyor. 2009 yılında yaşanan 0.01’lik artış da, gelir dağılımında eşitsizliğin arttığını ortaya koyuyor. Eşitsizlik, kırsal kesimde, kentsel yerleşime göre daha düşük seyrediyor. Katsayı, kentsel yerleşim yerleri için 0.405, kırsal yerleşim yerleri için ise 0.380 olarak hesaplandı. Gelirin nüfusa dağılımındaki eşitsizliğin grafik gösterimi olan Lorenz eğrisi de bir önceki yıla göre gelir dağılımında önemli bir değişim olmadığını, eğrilerdeki çakışmayla gösterdi.

Yoksul oranı 0.4 arttı

Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre kurumsal olmayan nüfusun yüzde 17.1’i yani 12 milyon 97 bin kişi yoksulluk riski altında. Kentsel ve kırsal yerler için ayrı ayrı hesaplanan yoksulluk sınırına göre, kentsel yerlerde bu oran yüzde 15.4 iken, kırsal yerlerde ise yüzde 16.1 oldu. 2008 yılında 11 milyon 580 bin kişi ile yüzde 16.7 seviyesinde olan yoksulluk oranı 2009 yılında yüzde 0.4 oranında arttı. Kentlerde yoksul sayısı 7 milyon 511’e, kırsalda ise 3 milyon 488 bine yükseldi.

Araştırmaya 13 bin hane girdi

AVRUPA Birliği uyum çalışmaları kapsamında 2006 yılında uygulamaya başlanan araştırma kapsamında 2009’da kentsel yerlerden 8 bin 340, kırsal yerlerden 4 bin 686 olmak üzere toplam 13 bin 26 örnek hanehalkı ziyaret edildi. 11 bin 870’iyle anket yapıldı. Alan uygulamasının her yıl düzenli olarak gerçekleştirildiği ve panel anket yönteminin kullanıldığı araştırmada, örnek fertler 4 yıl boyunca izleniyor.

En büyük gelir kaynağı maaşlar

HALKA en fazla gelir getiren kaynak ise maaşları oluyor. Maaş-ücret gelirleri yüzde 42.9’luk oranla toplam gelir içerisinde en fazla paya sahip olurken, bunu yüzde 20.4 ile müteşebbis gelirleri izliyor. Müteşebbis gelirlerinin yüzde 73.7’si tarım-dışı sektörden oluşuyor. Sosyal transferlerin yüzde 93.6’sını emekli ve dul-yetim aylıkları oluşturuyor. Emekli ve dul-yetim aylıkları toplam gelir içinde yüzde 18.3’lik paya sahip iken, diğer sosyal transferlerin payı yüzde 1.3 oldu.

Yıllık hane geliri 21 bin lirayı aştı Güneydoğu dipte kaldı

TÜRKİYE’DE 2008’de 19 bin 328 liraya yükselen hanehalkı başına düşen ortalama yıllık kullanılabilir gelir, 2009 yılında da yükselmeye devam etti.
Gelir 21 bin 293 TL olarak gerçekleşirken, ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir geliri ise 8 bin 372 liradan 9 bin 396 TL seviyesine çıktı.
İstanbul, geliri en yüksek bölge olmaya 2009’da da devam etti. İstanbul Bölgesi’nin geliri 12 bin 795 TL olurken, bunu, 11 bin 501 TL ortalama gelir ile Batı Anadolu Bölgesi izledi.
En düşük ortalamaya sahip bölge ise 4 bin 655 TL ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi oldu. Bu bölgenin 2008 geliri 4 bin 193 liraydı.

Ev sahibi oranı yüzde 60.8’e ulaştı

TÜRKİYE’de nüfusun yüzde 60.8’inin ev sahibi, yüzde 22’sinin ise kiracı olduğu görülüyor. Nüfusun yüzde 42.2’si konutunda “sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi v.b.” sorunlarla karşı karşıya. Nüfusun yüzde 42.9’unun izolasyondan dolayı ısınma sorunu yaşanmazken, yüzde 59.3’ünün hanesinin taksit ödemeleri ve borçlarının (konut alımı ve konut masrafları dışında) bulunduğu, bu ödemelerin yük getirmekte olduğu anlaşıldı.

Nüfusun yüzde 43.9’u yeni giysi alamıyor

Nüfusun yüzde 87.4’ü evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilecek durumda değil. Bu oran geçen yıl, yüzde 88.8 oranındaydı.
Halkın yüzde 62.5’i beklenmedik harcamalarını ve yüzde 82.1’i yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını ekonomik nedenlerle karşılayamıyor.
Halkın yüzde 60.5’i iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek yiyemiyor.
Yüzde 37.8’i evin ısınma ihtiyacını yeterince karşılayamıyor.
Yeni giysiler alamayanların oranı ise yüzde 43.9 olarak belirlendi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!