11 Eylül'le direkten döndüm
Güncelleme Tarihi:
Sadi ÖZDEMİR
Oluşturulma Tarihi: Şubat 23, 2003 01:48
Irak Savaşı için ABD'den gelecek destek tartışılırken, 11 Eylül'le ortaya çıkan IMF desteğinin ekonomiden sorumlu eski Devlet Bakanı Kemal Derviş'i ‘direkten döndürdüğü’’ ortaya çıktı. Derviş, ‘‘10 Eylül 2001'de görevden ayrılmayı düşündüm. 11 Eylül'le ek destek gelince kaldım’’ dedi.
CHP İstanbul Milletvekili ve ekonomiden sorumlu eski Devlet Bakanı Kemal Derviş, Bilgi Üniversitesi'nde öğrencilere 18 aylık bakanlık deneyiminden ilginç anekdotlar anlattı. Kemal Derviş, göreve ilk başladığı günlerde, özellikle siyasileri büyük bir panik içinde bulduğunu ve o panik günlerinde hükümetin, birçok isteğini sorun çıkarmadan yerine getirdiğini söyledi. Derviş, ‘‘Ancak bu panik havası dağılınca doğru kararlar aldıramadık. Ben de o parçalı yapı içinde bu iş nasıl devam eder diye düşünüyordum. Mesela 10 Eylül'e geldiğimizde kendi kendime 'ayrılsam daha iyi olur' diyordum. 11 Eylül oldu ve 8 ay daha devam ettim’’ dedi.
21 Şubat 2001 krizinden sonra oluşturulan stratejinin doğru, ancak koalisyon hükümetinin yapısı nedeniyle uygulama düzeninin çok kötü olduğunu vurgulayan Derviş, bu nedenle uygulamada karşılaştığı zorlukları nazıl aşabildiğini de ilginç bir 'kanun yapma deneyimi' ile açıkladı.
ÖKSÜZ'Ü NASIL KANDIRDIK
2001 yılı Nisan ayında yaşanan THY bilet ücretlerine zam yapma tartışmasını hatırlatan Kemal Derviş bu konudaki sorunu aşmak için nasıl uğraştıklarını şöyle anlattı:
‘‘Devalüasyon olmuş, THY zarar ediyor ama bilet ücretlerine zam yapamıyoruz. Hiç değilse mesela Bodrum'a Cuma günleri yapılan seferlerden yüksek fiyat uçakların boş gittiği günlerde de düşük fiyat uygulanmasını sağlamak istedik. Yetki Ulaştırma Bakanı'ndaymış ve biz bunu yapamazmışız. Yapmamız için kanun çıkması gerekiyormuş. Tabii ki ben kanun nasıl yapılır bilmem. Ekibimizde kanun tasarısı nasıl yazılır bilen bir arkadaşımız vardı. Bana 'sen bu konudaki istediğini yaz ben kanun diline çeviririm' dedi. Ben de yazdım verdim. Arkadaşımız üzerinde çalıştı ve hazırladığı metni tekrar bana getirdi. Bir okudum, şok oldum. Benim yazdığımı kanun diline çevirmiş ama hiç yazmadığım bir madde daha eklemiş. Üstelik eklediği saçma sapan ve teorik olarak da olmaması gereken bir madde. Uçak seferlerinde anarşi yaratacak bir şeyler yazıyor. Ben 'bu ne, ben böyle bir şey yazmadım. Bunu da istemem' dedim. Ama arkadaşımız bana 'lütfen siz sadece onaylayın bana verin sonuç istediğiniz gibi olacak' dedi. Ben de isteksiz de olsa verdim. Meğer bizim arkadaş, bu metni Ulaştırma Bakanı'na götürmüş ve 'Sayın Bakan bu Kemal Derviş hiçbirşeyden anlamıyor. Ne yaptığını bilmiyor. Şimdi de bir kanun metni yazmış. Birinci madde neyse de ikincisi çok saçma siz hiç değilse ona engel olun. O da hiç değilse beni engelliyorlar diye konuşmaz' mealinde birşeyler söylemiş. Böylece kanun benim istediğim gibi tek madde olarak çıktı.’’
Sosyal destek gerçek kaynağa dayansın
CHP İstanbul Milletvekili Kemal Derviş, bir sosyal demokrat olarak toplumun büyük bölümünü oluşturan dar gelirli kitlelere yönelik destekleyici politikalara karşı olmasının mümkün olmadığını ancak, her sosyal politikanın gerçek kaynaklara dayanması gerektiğini söyledi. Derviş şöyle konuştu: ‘‘Bakın çok zengin bazı ülkelerin sosyal demokratları bile sıkı maliye politikalarını destekliyorlar. Çünkü adamlar ülkenin sürekli zorluk içinde olmasını istemiyorlar. Bunun topluma maliyeti çok daha yüksek. Türkiye'de yoksulluğun eşiğinde çok büyük bir nüfus var. Eğer uygulanacak ekonomik programla reel faizi aşağı çekmezsek, enflasyonu yüzde 5'in altına indirmezsek, bu gelir dağılımı sorunu asla çözülmez.’’
AKP başarırsa destekleriz
AKP Hükümetinin bir koalisyon hükümetinde yaşanan bir sürü olumsuzluğu teknik olarak yenebileceğini vurgulayan Kemal Derviş, ‘‘Bunu başarmaları birliktelik içinde, yapıcı biçimde olur. Bu şekilde Türkiye'nin sorunlarını çözerlerse muhalefette olmamıza rağmen bunu destekleriz. Ama, maalesef o birliktelik bozuldu gibi gözüküyor. Belki de uluslararası meseleler ağır yük oluşturdu. Bunu görmek için beklememiz lazım. Ama iyi yönetim olması, her kafadan bir ses çıkmaması gerekir’’ dedi.
Hisarcıklıoğlu özel sektörü yola getirdi
Kemal Derviş, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütünün başkanı olarak Türk özel sektöründeki yanlış bir anlayışı değiştirdiğini bu nedenle kendisine teşekkür borçlu olduğunu söyledi. Derviş, ‘‘Rifat Bey de Türk özel sektöründe var olan 'Devletten bir şeyler koparma ya da sürekli isteme anlayışını' değiştirdi. Kendisi görevine seçildikten sonra yaptığı ilk konuşmayı dinlemiştim ve daha o gün çok etkilenmiştim’’ dedi.
21 Şubat 2001 krizinden sonra oluşturulan stratejinin doğru, ancak koalisyon hükümetinin yapısı nedeniyle uygulama düzeninin çok kötü olduğunu vurgulayan Derviş, bu nedenle uygulamada karşılaştığı zorlukları nazıl aşabildiğini de ilginç bir 'kanun yapma deneyimi' ile açıkladı.
ÖKSÜZ'Ü NASIL KANDIRDIK
2001 yılı Nisan ayında yaşanan THY bilet ücretlerine zam yapma tartışmasını hatırlatan Kemal Derviş bu konudaki sorunu aşmak için nasıl uğraştıklarını şöyle anlattı:
‘‘Devalüasyon olmuş, THY zarar ediyor ama bilet ücretlerine zam yapamıyoruz. Hiç değilse mesela Bodrum'a Cuma günleri yapılan seferlerden yüksek fiyat uçakların boş gittiği günlerde de düşük fiyat uygulanmasını sağlamak istedik. Yetki Ulaştırma Bakanı'ndaymış ve biz bunu yapamazmışız. Yapmamız için kanun çıkması gerekiyormuş. Tabii ki ben kanun nasıl yapılır bilmem. Ekibimizde kanun tasarısı nasıl yazılır bilen bir arkadaşımız vardı. Bana 'sen bu konudaki istediğini yaz ben kanun diline çeviririm' dedi. Ben de yazdım verdim. Arkadaşımız üzerinde çalıştı ve hazırladığı metni tekrar bana getirdi. Bir okudum, şok oldum. Benim yazdığımı kanun diline çevirmiş ama hiç yazmadığım bir madde daha eklemiş. Üstelik eklediği saçma sapan ve teorik olarak da olmaması gereken bir madde. Uçak seferlerinde anarşi yaratacak bir şeyler yazıyor. Ben 'bu ne, ben böyle bir şey yazmadım. Bunu da istemem' dedim. Ama arkadaşımız bana 'lütfen siz sadece onaylayın bana verin sonuç istediğiniz gibi olacak' dedi. Ben de isteksiz de olsa verdim. Meğer bizim arkadaş, bu metni Ulaştırma Bakanı'na götürmüş ve 'Sayın Bakan bu Kemal Derviş hiçbirşeyden anlamıyor. Ne yaptığını bilmiyor. Şimdi de bir kanun metni yazmış. Birinci madde neyse de ikincisi çok saçma siz hiç değilse ona engel olun. O da hiç değilse beni engelliyorlar diye konuşmaz' mealinde birşeyler söylemiş. Böylece kanun benim istediğim gibi tek madde olarak çıktı.’’
Sosyal destek gerçek kaynağa dayansın
CHP İstanbul Milletvekili Kemal Derviş, bir sosyal demokrat olarak toplumun büyük bölümünü oluşturan dar gelirli kitlelere yönelik destekleyici politikalara karşı olmasının mümkün olmadığını ancak, her sosyal politikanın gerçek kaynaklara dayanması gerektiğini söyledi. Derviş şöyle konuştu: ‘‘Bakın çok zengin bazı ülkelerin sosyal demokratları bile sıkı maliye politikalarını destekliyorlar. Çünkü adamlar ülkenin sürekli zorluk içinde olmasını istemiyorlar. Bunun topluma maliyeti çok daha yüksek. Türkiye'de yoksulluğun eşiğinde çok büyük bir nüfus var. Eğer uygulanacak ekonomik programla reel faizi aşağı çekmezsek, enflasyonu yüzde 5'in altına indirmezsek, bu gelir dağılımı sorunu asla çözülmez.’’
AKP başarırsa destekleriz
AKP Hükümetinin bir koalisyon hükümetinde yaşanan bir sürü olumsuzluğu teknik olarak yenebileceğini vurgulayan Kemal Derviş, ‘‘Bunu başarmaları birliktelik içinde, yapıcı biçimde olur. Bu şekilde Türkiye'nin sorunlarını çözerlerse muhalefette olmamıza rağmen bunu destekleriz. Ama, maalesef o birliktelik bozuldu gibi gözüküyor. Belki de uluslararası meseleler ağır yük oluşturdu. Bunu görmek için beklememiz lazım. Ama iyi yönetim olması, her kafadan bir ses çıkmaması gerekir’’ dedi.
Hisarcıklıoğlu özel sektörü yola getirdi
Kemal Derviş, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütünün başkanı olarak Türk özel sektöründeki yanlış bir anlayışı değiştirdiğini bu nedenle kendisine teşekkür borçlu olduğunu söyledi. Derviş, ‘‘Rifat Bey de Türk özel sektöründe var olan 'Devletten bir şeyler koparma ya da sürekli isteme anlayışını' değiştirdi. Kendisi görevine seçildikten sonra yaptığı ilk konuşmayı dinlemiştim ve daha o gün çok etkilenmiştim’’ dedi.