100 milyon dolarlık kahve içiyoruz

Güncelleme Tarihi:

100 milyon dolarlık kahve içiyoruz
Oluşturulma Tarihi: Şubat 06, 2004 19:20

Espresso ve cappuccino'larıyla tanınan İtalyan Segafredo üç kuşaktan beri kahve üretimi yapıyor. 2002'den bu yana Segafredo'nun Türkiye'deki dağıtımını ve pazarlamasını yapan Metropolitan Gıda'nın ortaklarından Faruk Dak, Türkiye'deki kahve pazarının 100 milyon dolarda kaldığına dikkat çekiyor. Dak'a göre Türkiye, kahve tüketiminde henüz Avrupa'nın çok gerisinde.

Türk kahvesi, espresso, cappuccino, nescafe... Hangi çeşit olursa olsun kahve bize çoğu zaman dostluğu, sohbeti, paylaşmayı, dertleşmeyi çağrıştırıyor. Belki de bu yüzden eskiler, 'bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır' derler.

Eskiden 'kahve' denince akla bir tek Türk kahvesi gelirdi. Ancak son yıllarda hayatımıza birçok farklı kahve çeşidi girdi. Dünyanın en önemli kahve markaları artık Türkiye pazarında yerlerini alıyor. Bunlardan biri olan İtalyan kahve üreticisi Segafredo, üç kuşaktan beri kahve üretimi ve imalatı yapan bir firma. Kurucusu Massimo Zanetti, aileden gelen kahve üreticiliği işini 35 yıl önce profesyonel bir anlayışla devam ettirmeye karar vermiş.

Brezilya'daki kendi kahve bahçelerinde yetiştirdiği kahveleri İtalya, Fransa ve Avusturya'daki fabrikalarında hazır hale getiriyor.

Segafredo'nun Türkiye'de dağıtımı ve pazarlamasını 2002 başından bu yana Metropolitan Gıda yapıyor. Bu markanın önemli bir özelliği otel, restoran ve cafeler, yani profesyonel sektör için çalışması. Ayrıca, Macro Center'larda Segafredo tarafından eğitilmiş kişiler evde kullanım için kahve satışı yapıyor. Metropolitan Gıda Ortakları Faruk Dak ve Orhan Arsel ile Türkiye'deki kahve kültürünü konuştuk.

Türkiye'de kahve sektörü ne durumda?

- Kahve sektörü deyince akla Türk kahvesi, hazır kahveler ve çekirdek kahve geliyor. Türk kahvesi şu an sektörün yüzde 75'ini oluşturuyor. Kalan yüzde 25'i hazır kahve, çekirdek ve filtre kahveden oluşuyor. Türkiye'de kahve sektörü Avrupa ile kıyaslandığında çok gerilerde. Toplam kahve pazarı 100 milyon dolarlık. Sadece Segrafredo'nun dünyada yıllık 600 milyon dolar ciro yaptığını düşünürsek, Türkiye'deki kahve pazarının ne kadar küçük olduğunu düşünün.

Türk kahvesinin geleceği sizce ne olacak?

- Türk kahvesi kesinlikle kaybolmayacak. Ancak maalesef, Türkiye dışındaki bazı ülkelerde daha fazla bulunuyor. Örneğin, Balkan ülkelerinde daha fazla Türk kahvesi içiliyor. Türk kahvesinin Türkiye'de göz ardı edilmesi 70'li yıllarda gelen ithalat yasaklarıyla ilgili. O dönemde Türkiye'ye kahve girişi yasaktı. Kaçak yollarla giriyordu. Türk kahvesi piyasada çok pahalı olduğu için insanlar ekonomik nedenlerle kahveden uzaklaştı. Ayrıca, İstanbul'a çayın geleneksel olduğu bölgelerden bir göç oldu. Bununla birlikte düzenli olarak evlerinde kahve pişiren insanlar bir anda çaya döndü. Ancak, şimdi kahve yeniden gündeme geliyor. İnsanlar kahvede yeni tadlar keşfediyorlar. Espressoları, cappuccino ve aromalı kahveleri tanıyorlar. Bu da piyasayı canlandırıyor.

Sektörün küçük olması neden kaynaklanıyor?

- Türkiye'de kişi başına kahve tüketimi 250 gram civarında. Avrupa'da ise ortalama beş buçuk altı kilo kadar. En fazla kahve tüketilen ülkeler İskandinav ülkeleri. Az güneş gören bu ülkelerin halkında çok fazla uyarılma isteği var. O yüzden, örneğin Finlandiya'da kişi başına kahve tüketimi yıllık 13 kg. Türkiye'de tüketimin az olmasının nedeni Türkiye'nin bir 'çay ülkesi' olması. İnsanlar ağırlıklı olarak çay içiyorlar. Yeme içme alışkanlıklarının değişmesi, genç nüfusun hayatını daha fazla dışarıda geçirmesi ile birlikte kahve tüketimi gün geçtikçe artıyor.


iş dünyasının kahve alışkanlığı nasıl?

- Ofislerle ilgili bir proje başlatacağız. Ofislerde küçük makinalarda espresso ve cappuccino yapma şansı olacak. Daha büyük ofislerde tam otomatik makinelerle kahve tüketicisine gün içinde ulaşacağız. Ofisler ciddi bir kahve tüketim alanı çünkü insanlar sabah 8.30'da o ortama giriyor, işle ilgili çeşitli iniş çıkışlar yaşıyor. İniş dönemlerinde kahve çok önemli bir ürün. Avrupa ortalamalarına baktığınızda kahve kullanımının yaklaşık yüzde 50'si ofis ortamında insanların işten kendini sıyırıp, bir nefes aldığı zamanda oluyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!