Oluşturulma Tarihi: Ekim 30, 2014 15:42
Jeofizik Yüksek Mühendisi, İTÜ Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ""Türkiye'de 100 madenden 90'ı jeofizik görüntülemesi yapılmadan işletmeye açılıyor. Bu yapılmadığı için de madenin neresinde deprem kırıkları, boşluklar, sıkışmış gaz ya da yüksek basınçta su var mı yok mu bilinmiyor. Çözüm tek cümlede saklı, Maden Yasası'na tek bir cümle konulması yeterli" diye konuştu.
"Türkiye'de 100 madenden 90'ı jeofizik görüntülemesi yapılmadan işletmeye açılıyor. Bu yapılmadığı için de madenin neresinde deprem kırıkları, boşluklar, sıkışmış gaz ya da yüksek basınçta su var mı yok mu bilinmiyor. Bu görüntüleme yapılsa yeraltı sularının beslenme, üretim ilişkileri, derinlik, oran ile dağılımları önceden belirlenebilir. Bir jeofizik mühendisi, yaptığı inceleme sonucu o madenin yakınından bir yeraltı ırmağının geçip geçmediğini veya bir yer altı mağarasında su toplanıp toplanmadığını eliyle koymuş gibi bulabilir. Ermenek'te de gördük ki bu yapılmıyor. Ama medya, siyasiler
yemek saatini tartışıyor. Oysa çözüm tek bir cümlede saklı, Maden Yasası'na tek bir cümlenin konulması yeterlidir."
Bu sözler Türkiye'nin en önemli deprem uzmanlarından olan, ülkenin ilçe ilçe 4 bin yıllık deprem haritasını hazırlayan Jeofizik Yüksek Mühendisi, İTÜ Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan'a ait. Ercan, Ermenek kazasından sonra medya ve siyasilerin bu kazanın gerçek nedenini ortaya koymak yerine, 'yemek saatinde dışarda olsalardı kurtulacaklardı, torba yasadan sonra bunlar oldu' tartışmalarına isyan etti. Saat 12'de değil de 8'de olsaydı ne olacaktı, diye soran Ercan ile 18 işçinin iki gündür çıkarılamadığı Ermenek Maden Ocağı'ndaki kazayı konuştuk.
- Sayın Ercan, maden yetkilisinin bahsettiği gibi bu bir trafik kazasına benzetilebilir mi, aniden olan bir kaza mıdır ya da Enerji Bakanı ilk açıklamalarında 'suyun kaynağını bilemiyoruz' dediği gibi bu suyun varlığı bilinemez miydi? AHMET ERCAN: Bu ne
trafik kazasıdır ne de bilinmeyen bir su. Biz jeofizik mühendisleri için o kadar alışılmış, sıradan tespitlerdir ki inceleme yaptığımızda elimizle koymuş gibi buluruz suları, gaz sıkışmalarını, deprem kırıklarını, boşlukları... Ama 21. yüzyılda halen Türkiye'de bilim ve teknoloji gerçek anlamda uygulanmadığı için başımıza geliyor Somalar Ermenekler. Değişmezsek bundan sonra da gelmeye devam edecek.
Ermenek'te yapılmayan, eksik bırakılan nedir? ERCAN: Türkiye'de eksik olan hem maden işletmeye açılmadan önce hem de işletme sırasında jeofizik görüntüleme yapılmasının zorunlu olmayışıdır. Türkiye'de halen işletme halinde olan 100 madenden 90'ında jeofizik görüntüleme yapılmamıştır. Yapılan 10 işletmenin büyük bölümü de zaten kamunun, Türkiye Taş Kömürü ve Türkiye Kömür İşletmeleri'nin, bizzat işlettiği madenlerdir. Oysa çözümü çok basittir, Maden Kanunu'na bir cümle ekleyerek, maden işletme sahalarında jeofizik mühendisinin kılavuzluğunda yeraltı görüntüleme zorunlu hale getirilmelidir. Enerji Bakanlığı'nın ilk adımı bu olmalıdır.
Karaman Ermenek'te de su jeofiziği ile su jeolojisi yapılmamıştır. Maden, kazmanın ucunda, denilen günler çoktan geride kaldı. Güncel bilime uyamayan işletmeci ile denetçiler ölümlere neden olmayı sürdürüyorlar. Soma, Ermenek ne ilk ne de son olacaktır. Bu kazalar olmaya devam edecektir.
Jeofizik görüntüleme yapılması ile yapılmaması arasındaki fark nedir? ERCAN: Jeofizik görüntüleme üç yöntemle yapılır özdirenç, elektromanyetik, yeraltı radarı. Bu sayede bir maden oyuntusu kazılırken işçilerin kazacakları yönde sıkışmış gaz, yer kırığı ya da yüksek basınçta suyun olup olmadığı önceden tespit edilir. Boşluklar var mıdır, içi suyla mı doludur, hacmi ne kadardır, suları işletme alanına oyuntular içine sokacak deprem kırıkları var mıdır, bu kırıklar diri midir ölü müdür, aralıkları, derinlikleri ne kadardır? Bunların hepsini ölçebiliriz biz. Ayrıca işletme sırasında yapılacak tespitlerle de delgilerle o suların uzaklaştırılması olasıdır. Ama ne yazık ki bu tür jeofizik ile jeolojik çalışmalar ve delmeli denetim hemen hemen maden işletmelerinin %90’ında göz ardı edilmektedir. "Ona da mı para vereceğiz yahu" denilirken sonuç ölüm olmaktadır.
Tüm bunları maden mühendisi bilmez mi?
ERCAN: Tabii ki bilir. İTÜ başta olmak üzere tüm üniversitelerde maden mühendislerine de bu dersler verilir. Eminim mühendisler de patronu uyarır ama uygulayıp uygulamamak patronun keyfine kalmıştır. Çünkü yasal zorunluluk yok. Adam, kendisine ek maliyet getirecek bir şeyi neden yapsın? Yapmıyor da zaten.
Ne kadar bir ek maliyetten söz ediyorsunuz?
ERCAN: İşletme maliyetinin onda biri bile değildir. Türkiye, jeofizik görüntüleme zorunluluğunu tartışmak yerine öğle yemeğini aşağıda yukarıda yediler, iki maaş verildi verilmedi, torba yasa tartışması yapıyor. Bırakın bunu da sorunun gerçek nedenini tartışın! Ama her şey kazaları önlemek için bilimin kılavuzluğunu kabul etmekle başlar.
100 madenden 90'ında jeofizik görüntüleme yapılmıyor, dediniz. Bu yeni kazalar gelebilir, demek midir?
ERCAN: Yeni kazalar kesinlikle gelecektir. Her yerde olabilir. Ermenek'in özel durumu vardır. Erime boşlukları; Ermenek, Konya, Isparta, Burdur, Antalya, Karaman, Aksaray, Afyon'da bu tür sorunlarla karşılaşabiliriz. Bunlar aynı zamannda yer altı ırmaklarının, obrukların, düdenlerin beslediği yerlerdir. Ama biz jeofizik mühendisleri oradan bir yeraltı ırmağının geçip geçmediğini veya bir yer altı mağarasında su toplanıp toplanmadğını elimizle koymuş gibi bulabiliriz.
Ayrıca Ermenek'te olduğu söylendiği gibi eski işletme sahalarına sonradan su dolabilir. Bunun suyla dolup dolmadığı, içinin boş olup olmadığı mikrogravite ve elektriközdirenç yöntemleriyle görüntülenebilir.
İki gün oldu, su hala niye boşaltılamadı?
ERCAN: Su seviyesinin 2.5 metre düştüğü söyleniyor. Eğer bu doğruysa, su çektikçe azalıyorsa arkadan beslenme yok, bu 'tünek su' demektir. Dolayısıyla boşaltılabilir. Ama su seviyesi düşmüyorsa o zaman bir yeraltı ırmağı, demektir. Bu durumda hiçbir zaman boşaltamazsınız.
Ben suların tünek su bileşeninin büyük olduğu inancındayım. Eğer, bu sular boyutu sınırlı tünek sularsa kurtarılma umudu çok az da olsa vardır.