Güncelleme Tarihi:
12 ülkede kendi şirketleri ve diğer ülkelerdeki acenteleri ile lojistik ve tedarik zinciri çözümleri sunduklarını ifade eden Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, uçtan uca tedarik zinciri yönetimi çözümlerini, en gelişmiş intermodal ve taşımacılık ekipmanları, geniş ve kapsamlı depo ve x-dock tesisleri ile sağladıklarını söyledi. 2016’da hedefledikleri 650 milyon Euro’luk iş hacimlerini ve yaklaşık 7 bin çok uluslu çalışanları ile hem Türkiye’nin, hem de Avrupa’nın öncü entegre lojistik hizmet sağlayıcıları arasında yer aldıklarını söyleyen Musul, “2015 yılı hedeflerimize ulaştığımız verimli bir yıl oldu, son beş yılda olduğu gibi yüzde 25’lik ciddi bir büyüme yakaladık. Yurtdışı yatırımlarımızın önemli bir parçası olan kara, deniz ve demiryolunun birlikte kullanıldığı Intermodal alanında, en son teknolojiye sahip filomuza 5. gemimizi ekledik, karayolu filomuzu 5 bine çıkardık. Araç ve Ro-Ro yatırımlarının yanı sıra yurt içi ve yurt dışı depolama hacmimiz toplamda 750 bin metrekareyi aşıyor” dedi.
Türkiye’de, 2014 yılında olduğu gibi 2015 yılında da lojistik sektörünün en beğenilen şirketi seçildiklerini dile getiren Ahmet Musul, “Ayrıca Avrupa’nın da en iyi lojistik şirketi olduk. Eye For Transport tarafından düzenlenen 3PL ödüllerinde ‘Otomotiv’ ve ‘Tüketici Ürünleri Tedarik Zincirleri’ kategorilerinde ‘En İyi Lojistik Şirketi’ olarak Avrupa’dan iki büyük ödül aldık. Özverili çalışmalarımız sonucu aldığımız bu ödüller bizi çok gururlandırıyor” diye konuştu. Uluslararası arenadaki pazar paylarını her geçen gün arttırdıklarının altını çizen Musul, “Nisan ayı bitmeden Çek Cumhuriyeti ve İran’da, yıl içerisinde ise Slovakya’da da şirketlerimizi kurarak bulunduğumuz ülke sayısını 15’e yükseltmeyi planlıyoruz. Şu anda Ro-Ro’larımız için Haydarpaşa Limanı’nı kullanıyoruz ancak Yalova’da yaklaşık 30 milyon dolarlık yatırım ile gerçekleştirdiğimiz Ro-Ro terminalimizde 2016’nın ikinci yarısından itibaren hizmet vermeyi planlıyoruz. Bu sayede de İstanbul trafiğinden yılda en az 100 bin treyleri çekmiş olacağız” ifadelerini kullandı.
210 BİN METREKARE
2016 yılında gerçekleştirmeyi hdefledikleri proje alanlarından birisinin de depolama olduğuna değinen Ahmet Musul, “Doğa Grubu ile yaptığımız anlaşma kapsamında Şekerpınar’da inşaatına başlanan 120 milyon dolar yatırım bütçeli, 210 bin metrekare kapalı alana sahip, Türkiye’nin en büyük kapalı deposu olan tesisimizin inşaatı planlandığı gibi ilerliyor. LEED sertifika standartlarındaki bu tesis, ihtiyaç duyduğu enerjinin büyük bir kısmını güneş panelleri ile sağlayarak kendi içerisinde birçok ilki ve yeniliği de sektörümüze getirmiş olacak. Diğer hedeflerimiz arasında ise Sete-Paris arasında 26 Nisan’da başlayacak tren seferlerimizi Calais üzerinden önce Londra sonra İngiltere’nin en kuzeyine kadar uzatmak var. Doğu Avrupa ülkeleri ile Almanya ve Hollanda arasında da intermodal hizmet verebilecek şekilde ilave tren seferlerini planlıyoruz. Bu konuda Nissan Sunderland fabrikasının Doğu Avrupa’dan alımlarının taşımalarını Mart ayından itibaren yapmaya başladık. Bu yatırımlarımızla birlikte önemli bir Intermodal oyuncusu olarak AB içerisinde de kendi ekipmanlarımız ve altyapımız ile hizmet veren en büyük lojistik firması olacağız” ifadelerini kullandı.
KONTEYNER TARTIMINDA YENİ DÖNEM
LOJİSTİK sektörünün son dönemde üzerinde çalıştığı konuların başında, 1 Temmuz 2016’da uygulamaya girecek Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) onayladığı, SOLAS hükümleri gereği düzenlenen konteynerlerin tartılması direktifi geliyor. Konteyner taşımacılığı sektörünü yakından ilgilendiren konuyla ilgili İMEAK Deniz Ticaret Odası’nda eğitim semineri düzenlendi. UTİKAD Genel Müdürü Cavit Uğur konu hakkında seminer verdi.
Konteyner taşımacılığında yanlış ağırlık beyanlarından kaynaklı, yanlış yüklemelerden dolayı meydana gelen deniz kazalarının önüne geçmek isteyen Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO), Denizde Can Güvenliği Uluslararası Sözleşmesi’ne (SOLAS) dâhil edilen ve gemilere yüklenecek tüm dolu konteynerlerin tartılarak beyan edilmesine ilişkin VGM (Verified Gross Mass of a Container) direktifin uygulanmasına 2014 yılında karar verdiğini ifade eden Uğur, “Doğrulanmış Brüt Ağırlık (DBA) beyanlarının verilebilmesine yönelik olarak sektörün gerekli hazırlıkları yapılabilmesi içinse 1 Temmuz 2016’ya kadar süre tanınmıştı. 1 Temmuz 2016 tarihinde SOLAS kuralları konvansiyonunun herhangi bir erteleme olmadan tüm dünyada yürürlüğe girmiş olması bekleniyor” dedi. SOLAS kuralları çerçevesinde tüm sorumluluğun göndericiye ait olduğunu belirten Uğur, “Kurallara göre gönderici (shipper) konteynerlerin toplam brüt ağırlığının tartılması ve doğrulanmasından tek ve mutlak sorumlu. Konteyner armatörlerinin yaşadıkları kazaların benzerlerinin tekrar yaşanmaması için IMO bu kuralları koymuştu. Bu noktada armatörlere ve kaptanlara DBA (Doğrulanmış Brüt Ağırlık) beyanı olmayan hiçbir dolu konteyneri gemiye kabul etmemek gibi ciddi bir sorumluluk düşüyor” dedi. Bu sürecin uygulanması için armatör temsilcileri, gemi acenteleri ve liman operatörlerinin de iş akışlarını buna göre yapılandırması gerektiğini vurgulayan Uğur, konteynerlerin nerede ve nasıl tartılacağı, DBA beyanlarının hangi yollarla, ne zaman ve kimlere iletileceği gibi bilgileri paylaştı. Uğur, “Yükün kalibrasyonu yapılmış ve ulusal mevzuata göre sertifikalandırılmış tartım cihazları ve kantarlarda tartılması şartı da çok net. Ancak bu kantarların yerlerini tam olarak bilmiyoruz, bu kantarların listesinin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bölge Müdürlüklerinde mevcut olduğu bilgisi var. Biz katıldığımız toplantılarda mevzuatla birlikte kantarların listesinin de yayınlanmasını talep ettik” dedi.
İRAN’DA HEDEF BÜYÜK
TÜRKİYE’nin lokasyon olarak Avrupa ile Orta Doğu, Türk Cumhuriyetleri ve Avrupa arasında bir köprü oluşturduğu için lojistik sektöründe çok avantajlı bir konuma sahip olduğunun altını çizen Ahmet Musul, “Sorunların sürekli nitelik ve niceliklerinin değişmesi nedeni ile de sektör kalıcı ve rekabetçi çözümler oluşturmakta zorlanıyor. Diğer taraftan İran’da uzun süredir uygulanan ambargonun sene başında kalkması ile çok büyük bir potansiyel oluştu. İran’ın yüksek potansiyelini ve 12 ülkede elde ettiğimiz tecrübeyi de göz önünde bulundurduğumuzda inanıyoruz ki 2020 yılına dek İran’da da Türkiye’de bugün geldiğimiz konuma ulaşmış olacağız” dedi
BAKANLIK ONAYLI AR-GE MERKEZİ
KURULDUKLARI günden itibaren yaptıkları yatırımlarla teknoloji ve inovasyon değerlerini ön plana çıkardıklarının altını çizen Ahmet Musul, “Teknoloji alanındaki yetkinliklerimizi arttırarak Ar-Ge’yi rekabet avantajı noktasına taşımış konumdayız. Ekol, bugün sektörünün ilk ve tek Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı Ar-Ge Merkezi’ne sahip şirketi. 120 çalışanın görev yaptığı Ar-Ge Merkezi bünyesinde bugüne kadar 130’un üzerinde proje gerçekleştirildi. Yürütülen çalışmalarda kullanılan teknoloji konuları; temel cihaz-ekipmanlar, teknik personel, kalite güvence sistematiği, laboratuvar kullanımı ve verimliliğin izlenerek dış kaynak kullanımları gibi başlıklar altında yürütülüyor” diye konuştu.