Güncelleme Tarihi:
Genel Sekreterlik görevini Türkiye adına TÜBİTAK BİLGEM Program Yönetimi Ofisi Direktörü Celal Ünver yürüteceği bilgisini veren Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, “2011 yılında Rasat, 2012 yılında Göktürk 2 uydusunu kendi imkanları ile üreten ve yörüngeye oturtarak uzay yarışında ‘ben de varım’ diyen Türkiye, Genel Sekreterlik yarışında katılımcı tüm ülkelerin desteğini aldı. 10 yıl içinde hem kendi uydumuzu yapacağız, hem de kendimiz fırlatacağız” dedi.
EN YÜKSEK OYU TÜRKİYE ALDI
Kısa adı APSCO olan Asya Pasifik Uzay İşbirliği Örgütünün 1’inci Olağanüstü toplantısının 30 ekimde Çin’in Başkenti Pekin’de gerçekleştirildiğini belirten Ergün, toplantıya APSCO üyesi sekiz ülke temsilcilerinin katıldığını söyledi. Genel Sekreterlik için altı ülkenin aday gösterildiğini, yapılan gizli oylamada en yüksek oyu Türkiye’nin aldığını kaydeden Ergün, Celal Ünver’in 691 puan ile 5 yıl süre ile 2’nci Genel Sekreter seçildiğini bildirdi. Türkiye’nin uyduların fırlatılacağı platformlar, sistemler üzerinde de çalıştığını söyleyen Ergün, “Kendi yaptığımız Rasat Uydusunu 2011’de Rusya’dan, Göktürk 2 Uydusunu ise geçen yıl Çin’den kiralanan füze rampalarından fırlattık. Çalışmalar bize kendi uydumuzu yapma yetkinliği kazandırdı. 10 yıl içinde haberleşme uydularını yapmayı, fırlatmayı, kendi füze savunma sistemleri konusunda teknoloji geliştirmeyi başarabilecek durumdayız” dedi.
Asya Pasifik Uzay İşbirliği
1992 yılında Çin, Pakistan ve Tayland tarafından gerçekleştirilen Uzay Teknolojisi ve Uygulamaları Alanında Asya Pasifik Çoklu İşbirliği konulu çalıştay sonucunda APSCO’nun kurulma süreci başlatıldı. 2001 yılında resmi olarak sekreteryası oluşturulan Kuruluşun taslak konvansiyonu 2003 yılında gerçekleştirildi. Ekim 2005’de, Pekin’de APSCO Konvansiyon töreni düzenlendi. Konvansiyon bu aşamada 7 Asya ülkesi (Bangladeş, Çin, Endonezya, İran, Moğolistan, Pakistan ve Tayland) ve 1 pasifik ülkesi (Peru) toplam 8 ülke tarafın-dan imza-landı.
Parayı verip fırlattırıyorduk
? TÜRKİYE’nin uzay çalışmalarda önemli yetkinlikler kazandığını dile getiren Nihat Ergün, “Geçmişte Türkiye gerek gözlem uydusu olsun gerekse haberleşme uydusu olsun bu tür uyduları yapabilme imkanına da, yeteneğine de sahip değildi. Parayı verip, başkasından satın alıp, başkasına fırlattırıyordu. Ama son yıllarda Türkiye gözlem uydularını kendisi yapabilen bir ülke haline geldi” diye konuştu.