Güncelleme Tarihi:
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanan ve Resmi Gazete'de yayımlanan Proje Bazlı Teşvik Sistemi'nden faydalanan SASA, kendi öz kaynaklarıyla da desteklediği yatırımlarına hız verdi.
SASA Genel Müdürü Mehmet Şeker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin en büyük elyaf üreticisi olduklarını belirterek tesisleri 3 yıl önce Sabancı Holding'den Erdemoğlu Holding'in satın aldığını hatırlattı.
Sürekli yeni yatırımlar yaparak ekonomiye katkı sağlamaya gayret gösterdiklerini dile getiren Şeker, son olarak Proje Bazlı Teşvik Sistemi'nden de yararlanarak tesis bünyesinde 1 milyar dolarlık yatırım kararı aldıklarını, yeni polimer, elyaf ve poy tesislerinin inşaat çalışmalarının sürdüğünü anlattı.
Şeker, yeni yatırımların inşaat çalışmalarında yarıya geldiklerini, elyaf ve polimer kısmının 1 Ocak'tan itibaren devreye gireceğini, poy kısmının ise önümüzdeki yılın altıncı ayında hizmete alınacağını dile getirdi.
Yeni yatırımlarla üretim kapasitelerini daha da artıracaklarını aktaran Şeker, burada son model makinelerle ve otomasyon sistemiyle istihdam ve ülkenin cari açığının azaltılmasına katkı sağlayacaklarını vurguladı.
Tesisin şu an bin 250 çalışanının bulunduğunu belirten Şeker, "Yeni yatırımlarla beraber bu yılın sonunda yaklaşık 2 bin çalışan rakamına ulaşacağız. Şu anda SASA'da inşaat işçilerimiz dahil 2 bin 600 kişi çalışıyor. SASA Türkiye'nin en büyük elyaf üreticisi, dünyanın da polimer üretimine çok ciddi katkıda bulanan bir fabrika. Dolayısıyla biz çok fazla kimyasal ve polimer üretiyoruz. Bununla ilgili de en son biliyorsunuz bir teşviğimiz vardı. Bunların hem cari açığa hem ülke ekonomisine ciddi katkıları olacak." diye konuştu.
10 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM HEDEFİ
Şeker, en büyük yatırımlarının PTA tesisi olacağını aktararak şöyle devam etti:
"Yani burada ürettiklerimizin ham maddesini yapıp Türkiye'nin cebinden yurt dışına fazla para gitmesine engel olacağız. Bu yatırımımız gerçekleşirse ki bizim açımızdan hiçbir sorun yok. Hangi teknolojiyi kuracağımızı dahi belirledik. Tek sorunumuz bir arsa, çünkü çok geniş bir alan lazım. Deniz kenarı olması gerekiyor, deniz suyunu soğutma amaçlı kullanmamız lazım. Şu anda hükümetten beklentimiz böyle bir arazinin bize tahsis edilmesi ve en geç 2026 yılında biz bu tesisi hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu 10 milyar dolarlık yatırım Türkiye'nin cari açığına, işsizliğine ciddi katkıda bulunacak, yatırımla Çin ile rekabet edeceğiz. Biz ekonomik savaşı böyle görüyoruz. 'Çin mallarını almayın, Çin'e boykot, vergi uygulayalım' gibi ABD'nin yaptığı ilkel yöntemle değil, rekabetçi yöntemle ondan daha ucuza satarak, ondan daha iyi koşullarda vererek rekabet yapmaya çalışacağız. Şu anda Çin'in ödediği, işçilik, elektrik her şey Türkiye ile aynı. Peki niye Çin bizden çok satıyor? Teknolojisi iyi. Biz de bu teknolojiyi kurmak zorundayız."
Hükümetten beklentileri olan arsanın tahsis edilmesi durumunda finansman dahil bütün sorunları kendilerinin çözebileceğini vurgulayan Şeker, bu tesisle ilgili bütün görüşme ve planlamalarını yaptıklarını, hızlı bir şekilde başlayıp bitirerek Türkiye'nin cebinden çıkacak paraları engellemeye çalışacaklarını dile getirdi.
Şeker, yer tahsis edilmesi durumunda yapacakları 10 milyar dolarlık yatırımla istihdam sayısını inşaatla beraber 10 binlerin üzerine çıkacağını, nihayetinde çalışacak kişi sayısının ise 4 bin civarında olacağını ifade etti.
Türkiye'de doların, enflasyonun ve faizlerini düşmesinin bir tek yolunun üretim olduğunu ifade eden Şeker, "Üretim olması halinde bunların hepsiyle başa çıkılabilir. Doların artışından, faizlerin yükselmesinden çekinmiyoruz. Dolar artabilir, faizler yükselebilir. Ona göre tedbirinizi alırsınız. En tehlikeli şey paniktir. Paniğe kapılmayacaksınız." ifadesini kullandı