1 milyar doları gözüne kestirdi, çevre ülkelerde yatırıma soyundu

Güncelleme Tarihi:

1 milyar doları gözüne kestirdi, çevre ülkelerde yatırıma soyundu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 20, 2010 00:00

Türkiye pazarında elde ettiği marka gücünü yurtdışına taşımak isteyen Eti, 2011 yılında yurtdışında üretim amaçlı yatırıma hazırlanıyor. Eti Grubu CEO’su Tuncer Akgün, “Ekibimizi oluşturduk, şirketleşme aşamasındayız. 2011’in ikinci yarısında komşu ve çerve ülkelerden birinde fabrika kurmak için ilk adımları atabiliriz” dedi. Akgün, bu yıl 800 milyon dolara yakın ciro beklediğini belirterek, 1 milyar dolar ciro hedefinin uzak olmadığını söyledi.

Haberin Devamı

TÜRKİYE’nin güçlü markalarından biri olan Eti, ihracat yaptığ 56 ülkeden Türkiye’ye yakın olanlarında derinleşmek ve büyümek için 2011’de yurtdışında yatırıma hazırlanıyor. Eti Grubu CEO’su Tuncer Akgün, Eti’nin başka ülkelerde de kendi markasıyla bazı ürünlerde pazar lideri olduğunu belirterek, “Bu çok önemli avantajı değerlendirmek istiyoruz. Bölgesel marka olma stratejimiz kapsamında 2011’in ikinci yarısında yurtdışında ilk yatırımımızı hayata geçireceğiz. Azerbaycan, Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün, Tunus, Cezayir yatırım için baktımız ülkeler ama henüz bir karara varmadık” dedi.
Tutku, Crax ve Browni lider
PepsiCo’nun Lübnan Ülke Müdürüyken geçen şubat ayında Eti’ye transfer olan Akgün, 2010’u büyüme ve bölgesel marka yolunda strateji belirleme yılı olarak geçirdiklerini söyledi. Eti’nin 56 ülkeye ihracat yaptığını vurgulayan Akgün, şöyle konuştu: “Önemli olan kaç ülkeye ihracat yaptığınız değil, buralarda ne kadar derinleştiğiniz. Biz tüm bu ülkelerde Eti markası ile satış yapıyoruz. Örneğin Azerabaycan’da Eti Tutku markası alanında pazar lideri. Bulgaristan’da Crax yine lider, Lübnan’da Browni markası ile çok güçlüyüz. Bunun gibi bir çok ülkede pazar liderliklerimiz var. Bu pozisyonumuzu daha ileriye ve derine götürebilecek durumdayız. Bu amaçla yurtışına dönük bir açılım stratejisi belirledik.”
Dışa açılım 3 bölgede
Eti’nin derinleşmeyi planladığı ülkeleri üç bölgeye ayırdığını belirten Akgün, dışa açılım süreçini şöyle anlattı: “Biz şu anda ‘Türkiye’de üretiyoruz da yurtdışında niye üretmeyelim’ diyoruz. Bu ürünleri burada ürettiğiniz zaman gümrük duvarları var, bu işin taşıma maliyeti var. Bütün bunları aşıp rekabet gücümüzü daha da artırmak istiyoruz. O nedenle büyümek istediğimiz alanı 3 bölgeye ayırdık. Bizim için birinci bölge, Ortadoğu ve Kuzey Afrika. İkinci bölge, Türki Cumhuriyetler ve çevresi. Üçüncü bölge ise Balkanlar. Küçük bir bölge ama Avrupa’ya yakınlığı nedeniyle cazip. Biz bu bölgeleri Türkiye’nin hinterlandı olarak görüyoruz.”
Satın alma da olabilir
Akgün, yurtdışında yatırımıa “Başka Türkiyeler oluşturma” şeklinde niteleyerek, şu değerlendirmeyi yaptı: “2011’in ikinci yarısında bir satın alma olursa işler hızlanmış olabilir ama kendimiz bir fabrika kuracaksak o zaman yatırımımız 2011’in sonunu bulur. Şu anda doğru ekibi oluşturma aşamasındayız. İyi bir dağıtım ve satış altyapısı oluşturmanız pazarda başarılı olmanızda önemli. Biz aslında yurtdışında başka ‘Türkiye’ler oluşturmak istiyoruz. Yani Eti Türkiye’de ne ise bazı seçtiğimiz diğer ülkeler de aynı olsun istiyoruz. Eti’yi yurtdışında da yavaş yavaş Türkiye’deki gücüne kavuşturmayı planlıyoruz. 5 yıl sonra mutlaka Eti’nin Türkiye’deki varlığını kopyalamış bir takım ülkelerde derinleşmiş bir marka olmak istiyoruz. Bunu yapabilecek güçteyiz.”

Haberin Devamı

6 ülkede marka yatırımı başladı

Haberin Devamı

YURTDIŞINDA Eti algısının ‘çok iyi, kaliteli ve lezzetli ürün’ şeklinde olduğunu saptadıklarını söyleyen Tuncer Akgün, “Bunu daha da güçlendirmek için 6 ülkede marka yatırımı yapmaya başladık. Güçlü olduğumuz markaların reklamlarını yapıyoruz. Bulgaristan’da, Lübnan’da, Arap ülkelerinde Topkek kuvvetli, Azerbaycan ve Kazakistan’da Eti Tutku’nun reklamlarını yapıyoruz. Irak’da marka tanıtımı yapıyoruz, Arap ülkelerinde Dubai merkezli marka tanıtımına başladık. Arap ülkelerinde ortak yayınlarla tüm bölgeye hitap etmiş oluyoruz” dedi.

Dışarda sürekli ortak iş teklifleri alıyoruz

TUNCER Akgün, “Eti’yle ortak olmak isteyen çok fazla şirket var. Hangi ülkeye gitsek ‘Eti geldi’ denildiğinde ‘biz sizinle iş yapmak istiyoruz, ortak olmak istiyoruz’ diyen şirketler karşımıza çıkıyor. Ama biz Eti markası ile büyümek istiyoruz. Eti bu işin dünya çapında uzmanı ve her türlü firma ile dünya çapında rekabet edebilir. Yurtdışında daha fazla yatırım yaparak, dünya çapında rekabet edeceğiz” diye konuştu.

Haberin Devamı

Yılı 800 milyon dolarla bitiriyor

ETİ’nin 2009 yılında 600 milyon dolar civarında ciro elde ettiğini kaydeden Tuncer Akgün, “2010 yılında yüzde 25’le yine pazarın üzerinde büyüdük. Ciromuz 750-800 milyon dolara ulaşacak. Ciromuzun parasal olarak yüzde 11’ini, hacim olarak da yüzde 20’sini ihracat yapıyoruz. Odağımızı kaybetmeden uzman olduğumuz işi yapmak istiyoruz. Fazla dağılmadan, sağlam adımlarla ilerleyerek hem ihracatımızı hem de ciromuzu artıracağız” dedi.

2011’de yatırımı 160 milyon lirayı aşacak

ETİ’nin kriz sürecinde yatırım yaparak toparlanma sürecinde büyemisini tetiklediğini belirten Tuncer Akgün, şunları anlattı: “Eti yenilikçilik özelliğinden
dolayı çok yatırım yapan bir şirket. Sürekli olarak kapasite artırım ve yenileme yatırımları gerçekleştiriyor. 2009 yılında 30 milyon TL yatırım yapılmış. Bu yıl yeni ürünlere
84 milyon TL yatırım yaptık. Gelecek yıl bunun iki katı kadar yatırım yapacağız.
Gelecek yılın yatırımını
daha şimdiden yapmaya
başladık. Özellikle yurtdışı atılımızda bu yatırımlar hayata geçireceğiz.”

Haberin Devamı

Markalarını 5o’den 30’a indirme planı

TUNCER Akgün, Eti’nin 2004 yılında çikolata üretimine de başladığını hatırlatarak, markaların şöyle konuştu: “Çikolatada farklılaşmayı amaçlıyoruz. Eti olarak
50’ye yakın markamız var. Sektörde çok markalı bir yapı gerekiyor. Marka sayımızı biraz azaltmayı planlıyoruz, 30’lu sayılarda tutacağız marka sayımızı. Çok satmayan marklararı yenilerine yer açmak için kaldıracağız.”

Dışarıda Tutku’yu Tempta yaptık

ETİ’nin ürünlerinin isimlerini girdikleri bazı ülkelerde değiştirmek zorunda kaldıklarını anlatan Tuncer Akgün şu örnekleri verdi: “Bazı ülkelerde ya o ürünümüzün adı o dilde çok anlamlı ya da bağlantılı bir manaya gelmiyor. Bazen de o ülkede ürünümüzün isim haklarını başkasları almış
oluyor. Örneğin dışarda Tutku’nun adını Tempta yaptık, Borwni’nin adını Lübnan’da Adicto yaptık.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!