1.2 milyar dolarlık altın için dev yatırım

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) bünyesinde bulunan Koza Altın Grubu’nun Ağrı’da bulduğu rezerv için ilk üretim adımı dün atıldı. Ağrı’nın yaklaşık 80 kilometre güneydoğusunda, Diyadin ilçesinin Mollakara köyü civarında yer alan Mollakara altın-gümüş üretim tesisinin temel atma törenin Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ve TMSF Başkanı Muhiddin Gülal’ın katılımı ile gerçekleşti.

İŞLETME SÜRESİ ARTACAK

Bugüne kadar 197 sondaj çalışması gerçekleştiren projede 2022’nin son çeyreğinde altın-gümüş dökümü yapılması planlanıyor. Üretim tesisi ve madende toplam 500 kişilik istihdam oluşturulacak.160 milyon dolar maliyetle yapılacak üretim tesisinin ömrü ise 5-6 yıl olarak planlanıyor. Üretim süreci devam ederken alınması planlanan sondaj izinlerinin olumlu gelmesi halinde Van sınırları içerisinde de çalışmalar yapılacak. Muhtemel ek rezervlerle tesisin işletme süresinin de 2-3 kat artması hedefleniyor. Törende konuşan Bakan Dönmez, “Bugün insanoğlu daha konforlu bir hayatın izlerini sürüyor. Ancak çoğu kişi teknolojinin ulaştığı bugünkü noktanın altında madenciliğin yattığının farkında değil. Çevremizdeki her şey madenciliğin eseri. Bizler bu yüzden maden hayattır diyoruz. Bizler bu yüzden madencilik; gelişmenin, büyümenin temelidir diyoruz. Karadeniz’de bulduğumuz doğalgaz ne kadar değerliyse, yenilenebilir enerjideki her bir kilovatsaat üretim ne kadar değerliyse, madencilikte aynı oranda değerli” diye konuştu.

“Madenler de bizim, çevre de. İkisinden de vazgeçemeyiz” diyen Dönmez, “Burayı rehabilite ettikten sonra burayı tanımayalım. Faaliyet dönemindeki olumsuz görüntüleri fazlasıyla ağaçlandırarak giderelim. Bugün Türkiye’nin altın kaynağı 1.175 tondur. Geçtiğimiz yıl 42 ton altın üreterek bu alanda Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. Bu sene 45 ton üzeri bir üretim yapmayı hedefliyoruz. 5 yıl içerisinde üretim hedefimizse yıllık 100 tona ulaşmak. Mollakara altın ve gümüş projesinde bugüne kadar 197 sondaj yapıldı. Bunların neticesinde 20 ton altın ve 3.5 ton gümüş rezervi tespit edildi. Tesisimizin işletme ömrü çalışmaların genişletilmesiyle beraber 15-20 yıla kadar çıkacak” şeklinde konuştu.

STRATEJİK ÜRETİM ALANI

Ağrı için çok önemli bir tesisi devreye aldıklarını söyleyen Muhiddin Gülal, “2020’de Türkiye’de üretilen 42 ton altının 8.1 tonunu biz ürettik. Koza bu anlamda çok stratejik bir şirket. Biz kayyum olarak yönetimi devraldığımızdan itibaren bünyemizdeki tüm şirketler hızlı bir büyüme gösterdi. Aktif büyüklük 43 milyar lira seviyesinden 72 milyar liraya geldi. Koza da bizim dönemimizde yüzde 144 büyüdü. 13 lira seviyesindeki hisse değeri 129 liraya yükseldi. Bu tesisle beraber bu değerlerin daha da yükseleceğini düşünüyoruz. Bu tesisle yıllık altın üretimimizde ikiye katlanacak. Bölgeye sosyal ve ekonomik olarak ciddi katkı sağlayacak. 500 kişiye doğrudan 2 bin 300 kişiye de dolaylı istihdam sağlayacak” diye konuştu.

Ağrı’nın tarihi, kültürü ve coğrafyası ile ayrı bir yere sahip olduğunu söyleyen Bakan Varank, “Burası Asya’ya açılan kapımız. Altın finansal sektörün en önemli aktörlerinden. Madencilik sektörünü sadece kendi üretim ve istihdamla değerlendirmek doğru olmak. Çok sayıda sektörle beraber işliyor. Gelişmiş ülkelerde madenciliğin itici gücünden oldukça faydalanıyor. Son 10 yılda madencilik sektöründe faaliyet gösteren girişimcilik sayısı yüzde 25 arttı. Ağrı’da piyasa değeri 1.2 milyar dolar olan 20 ton altın ve 2.8 milyon dolar olan 3.5 ton gümüş rezervi tespit edildi” dedi. Altın madenciliğinde ise 6 milyar dolarlık bir yatırım hacmine ulaşıldığını aktaran Varank, şunları söyledi:

“Altında 13 bin istihdam yakaladık. Sektörü daha da ileri götürecek projeleri hayata geçireceğiz. Türkiye kanıtlanmış altın rezervlerinde dünyada 12’nci sırada ama üretimde biraz geri kalmış durumdayız. Çıkan ürün 0.92 tenorle çok daha zengin özelliğe sahip. Bu konuda çevre ile ilgili hassasiyetleri de dikkat etmemiz gerekiyor. Hepimiz görüyoruz, çevre alarm veriyor. Toz, gürültü patlatma ve havada gaz ölçümleri düzenli şekilde yapılacak. Üretimde modern yöntemler kullanılacak. Çevresel etkiler minimuma indirilecek. Ekonomik ömrü tamamlandıktan sonra çevre tekrar doğaya kazandırılacak. Katma değerli üretim yaparken çevre hassasiyeti ile örnek olacak.”