Güncelleme Tarihi:
13 Ocak’ta 51 derse ait müfredat askıya çıkmış, hafta başında da öğretim programlarının nihai şekli açıklanmıştı. Din dersine ait program ise AİHM kararı nedeniyle sonraya bırakılmıştı. Öğrenciler 6’ncı sınıfta “Hz. Muhammed’in Hayatı” ünitesinde cihad kavramıyla tanışacak. Ünite kapsamında Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarının neden ve sonuçlarını açıklaması beklenen öğrenciler, cihadı tanıyacak. 9’uncu sınıfta ise “İslam’da ibadetler” ünitesinde cihad, “İslam Dininde Temel İbadetler” arasında sayıldı. Ders sonunda öğrenciler, İslam’da cihadın önemini ayet ve hadislerle açıklayacak. Kazanımda cihad kavramı anlam genişliği göz önünde bulundurularak savaşla sınırlandırılmadan tüm boyutlarıyla ele alınacak ve günümüzde istismar edildiğine vurgu yapılacak.
LAİKLİK DARALTILDI
Yeni programda laikliğe ilişkin bölümler daraltıldı. Eski müfredatta “Programın uygulanmasında devletimizin laiklik ilkesi daima göz önünde bulundurulacak ve bu ilke titizlikle korunacaktır” vurgusu yapılırken, yeni programda laiklik dar bir konu başlığı olarak bırakıldı. Eski programda 7’nci sınıftan itibaren “Laiklik, Din ve Vicdan Özgürlüğünün Garantisidir” ünitesi ile başlayarak laikliğin esaslarını anlatan MEB, yeni müfredatta sadece “Haklar ve Özgürlükler” ünitesinin altında “din ve vicdan özgürlüğü” konusundan ayırarak laiklik kavramına yer verdi. Eski programda, “Laiklik ilkesinin din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı olarak yürütülmesi olduğu; laiklik ilkesi gereğince devlet yönetiminde din kuralları yerine millet egemenliğinin esas alındığı; laiklik ilkesinin akla ve bilime önem verdiği, devlet yönetiminde ve her alanda aklın ve bilimin esas alınmasını öngördüğü; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının din ve vicdan hürriyetinin anayasa ile güvence altına olduğu” ifadeleri ile laikliğin esasları vurgulanıyordu.
ALEVİLİK ‘YORUM’DA
Alevilik, yeni müfredatta da inanç değil yorum olarak yer aldı. Alevilik ve Bektaşilik konusu 7 ve 12’nci sınıflarda “İslam düşüncesinde yorumlar” ünitesinde “Tasavvufi yorumlar” başlığıyla Yesevilik, Nakşibendilik ile birlikte anlatılacak.
Din dersi müfredatında Alevilerin isteğine rağmen yine Cemevi ibadethane olarak adlandırılmadı. Aleviliğin anlatılacağı ünite genelinde, “dini yorumların çağlara ve ortama göre dinin anlaşılma biçimlerini ortaya koyan birer zenginlik olduğu ve bu nedenle farklı inanç ve dini yorumlara saygı duyulması, birlikte yaşama kültürünün geliştirilmesinin” vurgulanması ve anlatımda “nesnel bir dil” istendi. Alevilik ve Bektaşilik konusunun açıklamalarında Hacı Bektaş Veli’nin Bektaşiliğin oluşumu ve Aleviliğin gelişimindeki rolü, ocak kültürü ve “el ele, el hakka ikrarı” anlatılacak. Hızır orucunun bazı Alevî ocaklarınca tutulması vurgulanacak ve “Gülbank” konusunda da “Lokma Duasına” yer verilecek. MEB, Cemevi’ni ise yeni müfredatta “ayin-i cem erkanının yapıldığı, ‘yol, adap ve erkân yeri’” olarak tanımladı. Bektaşilikte ise cemevi yerine “meydan evi” ifadesinin kullanıldığına değinilmesi istendi. Bu konuda derslerde görsellere de yer verilmesi istenirken, “ayin-i cem erkanı” konusunun düşkünlükten kaldırma, dardan indirme ve Abdal Musa cemleri ile sınırlandırılması talimatı verildi.